| Öğrencilerin kampüsten ayrılması ve anne-babalarıyla iletişim kurması yasaktı. | TED | لم يكن مسموحا للطلاب مغادرة حرم الجامعة او التواصل مع اهاليهم. |
| Antlaşmaya göre tüm silahlı personelin uçuş güvertesinden ayrılması talep edilmiştir. | Open Subtitles | طبقاً للاتفاقية فعلى جميع الأفراد المسلحين مغادرة متن السفينة فوراً، شكراً لكم |
| Çok isterim. Şiddet dilin ise oğlunun ayrılması hiç şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | إذا كان العنف لغتك الوحيدة فلا عجب من رحيل ابنك .. |
| - Kabuk ayrılması güzel geçti. | Open Subtitles | لدينا إنفصال جيد لهيكل المركبة الحرق المبدأي مكتمل |
| Karısı dördüncü oğullarını doğururken plasenta ayrılması oluştu ve kadın ile oğlu öldü. | Open Subtitles | زوجته كانت تلد ابنهم الرابع و كان هناك انفصال فى المشيمة و هى الطفل كلاهما توفيا |
| Hayatın sudan ayrılması uzun sürdü ve hala bağları kopmamıştır. | TED | إستغرق الأمر وقتاً من الحياة من أجل الإنفصال عن الماء، وأنها لا تزال تومئ في كل وقت. |
| Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
| Çocuğun eve yürümesi ya da kalabalıkta ayrılması gibi. | Open Subtitles | عندما يمشي طفل لوحده الى المنزل او ينفصل في مجمع تجاري موقف من ذلك النوع |
| Kral'ın ayrılması ile birlikte halk huzurunda bir idam gerçekleştirmenin fırsatını kolla ki geride kalanlara otoritenin bir göstergesi olsun. | Open Subtitles | اذن اطلب الاذن بتشريف مغادرة الملك باعدام علنى لثائر رمزاً لسلطانك وعبرة للأخرين |
| Antlaşmaya göre tüm silahlı personelin uçuş güvertesinden ayrılması talep edilmiştir. | Open Subtitles | طبقاً للاتفاقية فعلى جميع الأفراد المسلحين مغادرة متن السفينة فوراً، شكراً لكم |
| Ülkeden ayrılması gerekiyor, ve onunla gitmeye karar verdim. | Open Subtitles | يتحتم عليه مغادرة البلاد وقد وافقت على الذهاب معه |
| Eğer Campbell'lardan ayrılması gerekiyorsa bir mürebbiye işi bulmak zorunda. | Open Subtitles | حسنا , اذا كان عليها مغادرة عائلة كامبل يجب عليها البحث عن وظيفة مربية |
| Koloniden ayrılması gereken bir çalışma grubu olursa, ustabaşı ilk beni görsün. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | إذا أيّ مِن بيانات العمل أرادت مغادرة المُستعمرة قائد العُمَّال يجب أن يراني، أمفهومٌ؟ |
| Koloniden ayrılması gereken bir çalışma grubu olursa, ustabaşı ilk beni görsün. Anlaşıldı mı? Efendim, bir şey gördük! | Open Subtitles | إذا أيّ مِن بيانات العمل أرادت مغادرة المُستعمرة قائد العُمَّال يجب أن يراني، أمفهومٌ؟ |
| Soylu yöneticilerinin ayrılması üzerine iyi niyetli ama yanılgıya düşmüş madunlar tarafından yapılıyor. | Open Subtitles | كما تم تبنيها من قبل شخص نيته حسنة و لكنه مضلل على خلفية رحيل رؤسائهم المهيبين |
| Izzy'nin ayrılması Steel Dragon için problem demek. | Open Subtitles | رحيل ايزي سبب مزيد من المتاعب لفرقة ستيل دراكون |
| Bir insanın bu dünyadan ayrılması pek çok insanı etkiliyor. - Hayat döngüsü. | Open Subtitles | كيف يتأثر رحيل شخص واحد من الكون في أشخاص كثيرين |
| Retina ayrılması, beyin sarsıntısı çenede çatlaklar, şimdi de bilek kırılması. | Open Subtitles | إنفصال في الشبكية و إرتجاج و كسر بالفك و الأن كسر بالمعصم |
| Üzgünüm ama plazma ayrılması vücut için çok travmatik bir işlemdir! | Open Subtitles | آسفة، لكن إنفصال البلازما ... عملية مؤلمة جداً إلى الجسم |
| Muhtemelen tetikleyici olay ebeveynlerden birinin ya da ikisinin de ayrılması ya da ölümüydü. | Open Subtitles | من الممكن أن الحدث الذي أشعل الفتيل كان انفصال أو وفاة والديه أو أحدهما |
| Muhtemelen Sarah'dan ayrılması da yıllar sürecektir. | Open Subtitles | لذا فانه ربما هناك سنوات قبل أن يفكر فى الإنفصال عنها |
| Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
| Yalnızca... iki insanın ayrılması zordur. | Open Subtitles | الأمر فقط... الأمر صعب عندما ينفصل شخصان عن بعضهما |
| Bence Mandy'e bunun kötü bir fikir olduğunu söyleyip işten ayrılması gerektiğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أظنُّ أنّه من الأفضل أن تخبر ماندي انّها فكرة سيئة و أنّها يجبُ أن تستقيل |
| Ben Orléans'a gitmeden önce barış içinde ayrılması için ona bir fırsat vereceğim. | Open Subtitles | اريد ان اعطيه الفرصه ليرحل فى سلام قبل ان اصل الى اوليانز |
| ayrılması gerekti. | Open Subtitles | -اضطر لأن ينشطر لنصفين |