Bu para işinden bıktım. Sadece ne yapmam gerektiğini söyle bana. Pekala. | Open Subtitles | لقد سئمت من موضوع المال فقط أخبرني ما يجب علي أن أفعله |
Mongi'den bıktım. Özellikle son olanlardan sonra kuzeye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت من مونجي خصوصاً الآن , بعد كل ماحدث |
...bitmek tükenmek bilmeyen toplantılardan diyabete, kolesterole, strese ve koleraya iyi gelen bu yoğurt için aptalca sloganlar hazırlamaktan bıktım. | Open Subtitles | أني تعبت من هذه الإجتماعات التي لا تنتهي من إختلاق شعارات غبية لهذا الزبادي ذالك الذي يشفي مرض السكري.. والكولسترول |
Ve Tanrı aşkına, Barnes, çatalını görmekten bıktım. Çek şunu yukarı! | Open Subtitles | وهناك شيء آخر ، لقد تعبت من رؤية تكاسلك أفرد نفسك |
Politikadan biraz bıktım ama sana bunu sormak istiyorum. | TED | لقد مللت من السياسة نوعًا ما، لكنني أرغب أن أسألك هذا. |
Mongi'den bıktım. Özellikle son olanlardan sonra kuzeye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت من مونجي خصوصاً الآن , بعد كل ماحدث |
Hafta içi, gecenin bir yarısında kulüplere giden... böyle kızlarla karşılaşmaktan bıktım. | Open Subtitles | سئمت من المرور بفتيات في الحانة كلهن متأخرات في أمسية نهاية أسبوع |
Ben seni temsil ediyorum ve kuyruğumu bacaklarımın arasına kıstırmaktan bıktım. | Open Subtitles | بل يخصني، أن أمثلك بالخارج و سئمت من الخضوع و الإستسلام |
Hayır, bu adamın sürekli bağırıp bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden bıktım artık. | Open Subtitles | لا, لقد سئمت من هذا الشخص دائماً يثرر و يخبرني ما عليّ فعله |
Değilmişsin gibi davranmaktan bıktım bu yüzden direk söylüyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لقد سئمت من إدعاء عكس ذلك لذا سأكون مباشراً وصريحاً معك |
Sana sert adam numarası çekmekten bıktım. Özledim seni Gail. | Open Subtitles | لقد تعبت من هذا الهراء يا غيل, لقد اشتقت اليك |
Korkunç bir çile çektiğini biliyorum, ama ben yumurta kabukları üzerinde yürümekten bıktım. | Open Subtitles | أعلم بأنك كنت تمر بمحنة عصيبة لكنّي تعبت من السير على قشور البيض |
İki elim arkamda bağlı olsa yeneceğim adamlara kaybetmekten bıktım. | Open Subtitles | تعبت من الخساره امام الرجال يمكنني هزيمته ويداي معكوفتان خلفي |
Sizin çocuklarınız evinizde yatıp uyurken buraya gelip bizi rahatsız etmenizden bıktım. | TED | انا تعبت من مجيئكم هنا، والتحرش بنا، بينما ينام الأولاد بسلام في المنازل. |
Hayali torunlardan bıktığım kadar, yalan yere umutlanmaktan da bıktım. | Open Subtitles | لقد مللت من هؤلاء الأحفاد المزيفون تماماً كالملل من الآمال الكاذبة |
Sorunu ne kadar erken çözersen o kadar iyi, bıktım saçmalıklarından. | Open Subtitles | كلما وجدت عيبك عالجتَ ،مشكلتك بنحو أفضل لأننيّ سأمت من هراءكَ |
Tamam, beni itip kakmandan bıktım. Bunun ne olduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | حسنٌ، لقد اكتفيت من تسلّطكَ، ماذا تظنّ ما نحنُ فيه؟ |
İnsanların küstahça insan-salyangozların bir şekilde yavaş olduğunu dile getirmelerinden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من الناس الذين يظنّون أنّ الحلزون البشري بطيء نوعا ما. |
Krala yaltaklanmaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سأمت من الخضوع وتقديم فروض الولاء للملك |
- Bu adamın gölgesini takip etmekten bıktım. Adli tıptan deliller istiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمتُ من ملاحقة ظلّ هذا الرجل، أريد دليلاً شرعيّاً |
Tamam, biliyor musun aynı kavgayı etmekten bıktım usandım tekrar ve tekrar. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف ما، أنا مريض من وجود نفس المعركة مرارا وتكرارا. |
Bütün bunlardan bıktım! Bu yüzden hasta bile oldum! | Open Subtitles | لقد اكتفيت من هذا, إنني حتى قد مرضت بسببه |
Hayır! Lanet olsun, Poirot! Senin saniyelerinden bıktım artık! | Open Subtitles | لا, اللعنة يا بوارو, لقد انتهيت من لحظاتك |
Hadi ama. Film izlemekten bıktım usandım. Film yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحرّك، لقد تعبتُ من مشاهدة الأفلام وأودّ إخراجها. |
Hepsinden yoruldum ve bıktım, seninle ilgili her şeyden. | Open Subtitles | لقد تعبت وسئمت من ذلك كله من أي شيء له علاقة بكِ |