"bırakıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تترك
        
    • يضع
        
    • يتركون
        
    • ويترك
        
    • سيترك
        
    • ستترك
        
    • يتركنا
        
    • يتركها
        
    • بترك
        
    • يلقي
        
    • تتخلى
        
    • وترك
        
    • يتركك
        
    • يخلف
        
    • يدع
        
    Ama düşünmeyi bana bırakıyor böylece rüya görmeye zamanım kalmıyor. Open Subtitles لكنها تترك لي التفكير حتى لا يكون لدي وقت للأحلام
    Dağlara doğru giderken, kalabalığın önünde kazandığı birinciliği arkasında bırakıyor. Open Subtitles بينما هي ماضية عبر الجبال، إنها تترك وراءها نصرها الشعبي.
    Bilmiyorum, birileri önüme işaret bırakıyor gibi gözüküyor. Open Subtitles لا أعلم، لكن يبدو أنَّ أحدهم يضع علامات معينة أمام طريقي مباشرةً
    Hindistan'da kız çocuklarının yüzde yirmibeşi, yetersiz sağlık koruma hizmetleri yüzünden okulu bırakıyor. TED خمسة وعشرون بالمائة من فتيات الهند يتركون المدرسة لأنه ليس لديهم مرافق صرف صحي مناسبة.
    Şimdi tanıdığım kadınları öldürüp ve bulmam için ortada bırakıyor. Open Subtitles الآن يقتل النساء التي عرفتهن ويترك جثثهن لي لابحث عنهن.
    Şu an herhangi birine benziyor olabilir ama ardında siyah kan izi bırakıyor. Open Subtitles يمكنه أن يبدو كأي شخص الآن لكنه سيترك وراءه آثار دماء
    Hayır, işi bırakıyor. Geçen hafta beni aradı ve başka iş aradığını söyledi. Open Subtitles لا يا عزيزي، ستترك وظيفتها، أتصلت بي في الأسبوع الماضي وقالت أنها ستبحث عن عمل آخر
    Fakat,bildiri ya da... ...başka bir şey yazmaktansa... ...gerçekleşecek bir... ...iş planının arkasında bırakıyor. TED ولكن بدلاً من الكتابة لبيان رسمي أو شيء، تترك وراءها خطة عمل لتحقيق ذلك.
    Enerji kararlarını kişisel seçimlere bırakıyor. TED تترك القرارات الطاقية للخيارات الفردية.
    Teknoloji ileri gitmektir, ancak gitgide daha çok insanı geride bırakıyor. TED التكنولوجيا متقدمة في السباق، ولكنها تترك المزيد والمزيد من الناس.
    O’Connor insanlığın en tatsız yönlerini inceliyor olsa da kurtuluşa açılan kapıyı biraz aralık bırakıyor. TED حتى مع تقصّي أوكونور للنواحي الكريهة من الجنس البشري، تترك بابًا للخلاص مشقوقًا.
    Dilimde, tarçın, biraz gül suyu ve sarı elma gibi tatlı bir çeşni bırakıyor TED فهي تترك طعمًا حلوًا على لساني، كالقرفة، وبعض ماء الورد، والتفاح الذهبي.
    Bu, aynı zamanda, sizi kanıt bulundurmak, ve adaletin işleyişine engel olmak suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor, avukat hanım. Open Subtitles فإنه يضع لك أيضا في حوزة أدلة مادية , وإعاقة العدالة تهمة , مستشار.
    Okullarda öğrenciler yerlere dışkılıyor sonra binanın dışında bir iz bırakıyor ve binanın etrafında dışkılamaya başlıyor, ve bu çukurların temizlenmesi ve elle boşaltılması gerekiyor. TED في المدارس، الأطفال يتبرزون على الارض ثم يتركون وراءهم أثرًا خارج المبنى ويبدأون في التبرز حول المبنى، ويجب أن يتم تنظيف هذه المراحيض وتُفرغ يدويا.
    Görünüşe göre tüm altınları topluyor ve geriye kalanları bırakıyor, buna elmaslarda dahil. Open Subtitles يبدو أنه يجمع كل المشغولات الذهبية ويترك أي شيء أخر بما فيهم الماس
    Niye boş bir vitrine ve tımarhaneye ceset bırakıyor? Open Subtitles اذن لم سيترك جثثا في واجهة مخزن و في المصح؟
    Okulu bırakıyor ve kaçıyor. Open Subtitles قالت بأنها ستترك المدرسة وستهرب من البيت
    Atla gidiyor ve her sene bizi burada taş yığmamız için bırakıyor. Open Subtitles يتركنا هنا نضع الحجر فوق الاخر ، سنة وراء سنة
    Beslenme sırası onda. Dişiyi yumurta nöbetine bırakıyor. Open Subtitles لقد حان دوره للإطعام، فهو يتركها لتعتني ببيضِهما
    Katil kurbanların göğüslerine solmuş bir gül bırakıyor. Open Subtitles الرجل يقوم بترك ورده ذابله على صدر الضحيه
    - Kızın evine bir kutu bırakıyor tamam mı? Open Subtitles لذا فهو يلقي هذا الصندوق أمام باب منزلها ؟
    Tek ve en değerli olan yeteneğini öylece bırakıyor olabilirsin. Open Subtitles أنت تريد أن تتخلى عن الشيء الوحيد الذي قد تكون موهوباً به
    İnsandan insana dolaşarak ardında hayal edilemeyecek bir yıkım bırakıyor. Open Subtitles يمر من إنسان إلى آخر، وترك درب لا يمكن تصوره الدمار في أعقابها.
    Yani bu seni dışarıda üzgün küçük hayatında bırakıyor. Open Subtitles وهذا يتركك في الخارج تعيش حياتك الصغيرة والبائسة جداً
    Oğlum görüntüde kırmızı iz bırakıyor, benimki ise yeşil. TED ابني يخلف حبرا أحمر، و أن أخلف حبرا أخضر.
    Ama tasarım açısından, kendi yokluğunda rakibini karşıIık vermeyecek bir konumda bırakıyor. Open Subtitles ولكن في تصميمه, عندما يخطأ يدع خصمه في موقع يمنعه من رد الضربة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more