| - Noel günü bıraktığın mesajdan bahsediyorsan uçağa bindikten sonra ancak okuyabildim. | Open Subtitles | التي تركتها في يوم العيد لم اتلقاها الا بعد ماشرعنا في الخطة |
| Bana bıraktığın mesaj buraya gelmem için bir hile ise-- | Open Subtitles | إذا كانت الرسالة التي تركتها لي خدعة أخرى لإحضاري لهنا.. |
| Hey, Lily, ben Ted, hani şu yolun kenarında parasız bıraktığın çocuk. | Open Subtitles | مرحباً ليلي .. معكِ تيد .. الشاب الذي تركته على جانب الطريق |
| Yıllar önce geride bıraktığın kabullenilmemiş çocuk değilim ben. | Open Subtitles | لستُ الفتى المنبوذ الذي تركته كل تلك الأعوام. |
| - Sonra görüşüyoruz? - Evet. bıraktığın için sağol. | Open Subtitles | ـ أراك لاحقا ـ نعم ، بالطبع شكرا على التوصيلة |
| Odan aynen bıraktığın gibi. Kiraya verdiğimiz adam dışında. | Open Subtitles | غرفتك بالضبط كما تركتيها ماعدا الشاب الذى أستأجرها |
| - Ben de seni, beni ve onu bıraktığın gibi, bir gezegenin ortasında, kaderine bırakmalıyım. | Open Subtitles | يتوجب عليّ أن أتركك كما تركتني كما تركتها ملقى في قلب كوكب ميت |
| bıraktığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على التوصيله |
| Bir saat önce bıraktığın sevgi muhtacı küçük bayan için hiçbir kelime. | Open Subtitles | ولا حتى كلمة عن تلك السيّدة المتيّمة التي تركتها قبل ساعة؟ |
| Onu bıraktığın sokaklar öldürdü. | Open Subtitles | كان سيقتله الشوارع التي تركتها هي التي قتلته |
| Önlüğünün cebinde, tam bıraktığın yerde. | Open Subtitles | انها في جيبك في نفس المكان الذي تركتها فيه |
| Her şey bıraktığın gibi. Görevimde asla yamuk yapmayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | كل شيء تماماً كما تركته أنت تعرف إني لا اتهرب من واجباتي |
| Sana uyanık hâlde bıraktığın yılanın kim olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | انا بعلمك ان كلب من الكلاب تركته انت الى الان ينبح |
| Bana bıraktığın o lanet kaseti kim bilir kaç defa izlemişimdir. | Open Subtitles | لا أعرف كم مرة شاهدت ذلك الشريط الذي تركته لي |
| bıraktığın için sağol içeri gelmek istermisin kesinlikle bir şeyler kıracağım ama tabiki | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة هل تريدين الدخول من الممكن ان اكسر شيئا لك |
| Dün gece cep telefonuma bıraktığın mesaj neydi öyle? | Open Subtitles | ماذا كانت تلك الرسالة التي تركتيها علي هاتفي الخلوي بالأمس ؟ |
| Ne hakkında? Beni nasıl arkada bıraktığın ve Sack tarafından... | Open Subtitles | بأنك تركتني بمفردي وضربني ـ ساك ـ مجدداً ؟ |
| bıraktığın için saol. | Open Subtitles | شكرا علي التوصيله |
| -Eve bıraktığın için sağol. -Ne zaman istersen. | Open Subtitles | شكرا علي توصيلي للمنزل وقتما تحبين |
| Senin açından daha bir saniye önce bıraktığın aynı kişiyim. | Open Subtitles | نفس الشخص الذي تركتيه منذ ثانية من وجهة نظرك |
| Fakat şuna katılıyorum, son olarak arkanda bıraktığın şey insanların üzerinde bıraktığın etkidir. | Open Subtitles | أوافقك، أهم شيئ هو الانطباع الذي تتركه لدى الناس |
| İltifat için değil, beni eve bıraktığın ve beni dinlediğin için. | Open Subtitles | ليس على الإطراء ولكن على التوصيل إلى البيت والاستماع إلي |
| Yani teşekkürler dostum. Beni burada onlara bakmaya bıraktığın için teşekkürler. | Open Subtitles | لذا شكرًا لكَ يا صديقي على تركك إيّاي أجالس أطفالًا هنا |
| Edgar, bu insanları bıraktığın için sana teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | ايدغارز اريد ان اشكرك لانك تركتهم يرحلون |
| Beni eve bıraktığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لك على إيصالي إلى المنزل الليلة |
| Belki de, servis asansörüyle vakit geçirmek için izin almak istemişlerdir ama sen yedek asansörü işi bırakmak zorunda bıraktığın için asansör bakıcısıyla evde kalmak zorunda kalmışlardır. | Open Subtitles | لربّما تريدُ أن تأخذ استراحة لتقضيها مع مصاعدها الصغيرة لكنّ عليها أن تتركها في البيتِ مع الجليسة المصعد |
| Geçen ay Frederick'i ziyarete geldiğinde bıraktığın mektup. | Open Subtitles | الواحد تَركتَ الشهر الماضي عندما زُرتَ فريدريك، |