Zaman içinde bu sürekli gözetim sayesinde bağışıklık sistemi başka bir fayda daha sunar: uzun süreli bağışıklık kazanmamıza yardım eder. | TED | ومن خلال المراقبة الثابتة مع مرور الوقت، يمنح الجهاز المناعي فائدة أخرى: مساعدتنا على تطوير مناعة طويلة الأجل. |
Bir ürün tasarladınız, adı insanın bağışıklık sistemi olan yeni bir tip ürün. | TED | وقد صممت منتجا، نوع جديد من المنتجات، يدعى الجهاز المناعي للإنسان |
bağışıklık sistemi uyanır, kurda saldırır, ve herşey şişmeye başlar. | Open Subtitles | يستيقظ جهاز المناعة و يهاجم الدودة و كل شئ يتورم |
Çoğu bakterinin hücrelerinde, her duruma uyabilen ve virüssel DNA'yı tespit edip yok edebilen CRISPR adlı bir bağışıklık sistemi mevcuttur. | TED | لدى أنواع عديدة من البكتيريا في خلاياها نظام مناعة تكيفي يدعى كريسبر وهو يساعدها على رصد الحمض النووي المصاب بالفيروسات وتدميره. |
bağışıklık sistemi çökmeden ameliyatı yapabilmesi için ona yeteri kadar zaman veremedim. | Open Subtitles | لم أعطها الوقت الكافي لإجراء العملية قبل أن ينهار نظام المناعة لدية |
Genellikle bağışıklık sistemi bir tehditi birkaç gün içinde yok eder. | TED | عادةً ما تقضي الاستجابة المناعية على التهديد في غضون أيام قليلة. |
Ama bir hasta, graft versus host hastalığından kurtulsa bile bağışıklık sistemi donör hücrelerini reddedebilir. | TED | لكن حتى إذا تنجب المريض الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف، قد يرفض جهازه المناعي خلايا المتبرع. |
Onlar bağışık sistemimizi etkinleştirir, bu sayede bağışıklık sistemi bizi kanserde korumak için daha aktif olabilir. | TED | ينشّطان الجهاز المناعي ليُصبح أكثر قوّة في حمايتنا من السرطان. |
Tüm bağışıklık sistemi akciğerlere doluşuyor | TED | و يتجه الجهاز المناعي كله ليحتشد في الرئتين. |
Hasta ya ölür, ya da bağışıklık sistemi savaşır. | Open Subtitles | إما يموت المريض أو يقاتل الجهاز المناعي للمريض المهاجم |
Sağlıklı olduğu sürece bağışıklık sistemi tenyanın varlığından bile haberdar olmaz. | Open Subtitles | مادامت البيضة سليمة لا يتعرف عليها الجهاز المناعي |
Sağlıklı olduğu sürece bağışıklık sistemi tenyanın varlığından bile haberdar olmaz. | Open Subtitles | ما دامت البيضة سليمة لا يتعرف عليها الجهاز المناعي |
Bugün buradayım çünkü hackerlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum ve aslında, bilgi çağı için aradığımız bağışıklık sistemi onlar olabilirler. | TED | وأنا هنا لاعتقادي بأننا نحتاج للمخترقين، وأنهم في الواقع، قد يُشَكلوا جهاز المناعة في عصر المعلومات. |
Donörün hücrelerinden üretilen bağışıklık sistemi, hastanın organlarına saldırdığında bu durum meydana gelir. | TED | يحدث عندما يقوم جهاز المناعة الناتِج من خلايا المتبرع بمهاجمة أعضاء المريض. |
Kopenhag'dan bağışıklık sistemi olmayan bir çocuk var tek yaptığı karantina balonunda oturup 7x24 Halo oynamak. | Open Subtitles | هذا الفتى في كوبنهاجن لا يملك نظام مناعة فكل ما يفعله هو الجلوس في فقاعته و لعب الهالو 24 ساعة طوال الأسبوع |
Çocuğun bağışıklık sistemi, kanındaki plaketleri mahvederek, pıhtılaşmayı engellemiş. | Open Subtitles | نظام مناعة هذا الولدِ كَانَ يُحطّمُ صفيحات دمّ دمّه، يَمْنعُ التَخَثُّر. |
bağışıklık sistemi hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz sistem. | Open Subtitles | إن نظام المناعة هو أقل الأنظمة التي لدينا معرفة عنها. |
Eğer bağışıklık sistemi onu görmezse reaksiyon da vermez. | Open Subtitles | إذا أجهزتنا المناعية لا تستطيع رؤيته، فإنها لن تتفاعل معه |
bağışıklık sistemi yok olmak üzere. Onu temiz bir odaya almalıyız. | Open Subtitles | لقد أصيب جهازه المناعي يجب أن ننقله لغرفة نظيفة |
bağışıklık sistemi olmayan çocukta bir gecede 500 T-hücresi ortaya çıktı. Ailesinin rızası olmamasına rağmen hastaya etkisiz hale getirilmiş virüs verdiniz. - İşe yaradı! | Open Subtitles | طفل لا يملك جهازًا مناعيًا أصبحت خلاياه التائية 500 خلال يوم. أظنّك حقنتي الفيروس المعطّل |
Etrafındaki bütün herşeyi öldürmeye devam edersen, bağışıklık sistemi çökecek. | Open Subtitles | إستمري بقتل كل شيء حوله لتصبح مناعته رديئة |
Bu pek de zor değildir fakat bu yeni vücutta hayatta kalmak için virüsün, bağışıklık sistemi tarafından yakalanıp yok edilmeden önce başarılı bir enfeksiyon oluşturması gerekir. | TED | هذا ليس صعباً للغاية، لكن ليبقى على قيد الحياة في هذا الجسد الجديد، لابد أن يحقق الفيروس عدوى ناجحة قبل أن يُكتشَف ويُقضَى عليه بواسطة استجابة مناعية. |
Edinilmiş Yetersiz bağışıklık sistemi Sendromu. A-I-D-S dedikleri bir şey. | Open Subtitles | شيئا يسمونه، " الإيدز" نقص المناعة المكتسبة |
bağışıklık sistemi kemoterapiden etkilendiği müddetçe, gitgide zayıflayacak. | Open Subtitles | فيما سيعاني النظام المناعي تحت العلاجات الكيميائية سوف تضبح أضعف |
Bob'un felsefesiyle ilerleseydik, bence sonuçta daha verimli bir bağışıklık sistemi elde ederdik. | TED | إذا أيَّدنا فلسفة بوب، أعتقد أننا كنا فعلا سنحصل في نهاية المطاف على جهاز مناعي أكثر كفاءة. |