| Ama siz ne okursanız okuyun, son sözü Savunma Bakanlığı söylüyor. | Open Subtitles | ولكن بغض النظر عما تقراه آيرمان قسم الدفاع يهمه الكلمة النهائية |
| Bu da Mary Callahan, Yaban Hayatı ve Balıkçılık Bakanlığı'ndan. | Open Subtitles | هذه ماري كالهان من قسم الحياه البريه و الثروه السمكيه |
| Hemen Savunma Bakanlığı anlaşma yaptı ve biz bu taşıtı ve teçhizatı yaptık. | TED | إذ على الفور تحصل على عقد من وزارة الدفاع، وبنينا هذه الشاحنة والمقطورة. |
| Kültür ve İdare Bakanlığı yer belirlemesi yapmanıza onay verdi. | Open Subtitles | السيد وزير الثقافة و الإرشاد الإسلامي وافق على الزيارة المحلية |
| Yoksa sen bazı yüksek rütbeli savunma Savunma Bakanlığı güzelleriyle mi görüşüyorsun? | Open Subtitles | هل أنت على علاقه مع جميله فى مرتبه عاليه فى وزاره الدفاع؟ |
| Sadece askerlere ve Savunma Bakanlığı personeline açık, 4 bin dönümlük bir park. | Open Subtitles | انها غابة مساحتها 1000آكر يسمح بدخولها للعسكريين وعائلات من يعملون بوزارة الدفاع فقط |
| Bunu resmi yollarla Dışişleri Bakanlığı'na şikayet edeceğim. | Open Subtitles | أقدّم شكوى رسمية حول هذا بواسطة الوزارة الخارجية. |
| Ben onunla evde kalacaktım ama Adalet Bakanlığı herkesin gelmesini istedi. | Open Subtitles | أنا كنتُ ذاهبة للبقاء معها، ولكن قسم التحقيقات بحاجة لنا جميعاً. |
| Sizin gibi sadık biri Savunma Bakanlığı'nın çok işine yarayabilir Yüzbaşı. | Open Subtitles | يمكننا الإستفادة من رجل مخلص مثلك في قسم الحرب, أيها النقيب. |
| Savunma Bakanlığı'nın önemi yok. | TED | لا يهم إذا كان قسم الدفاع معجب بهذه الذراع أم لا. |
| Britanya Dışişleri Bakanlığı'nda Ortadoğu Barış Süreci birimini yönettim. | TED | فقد كنت أترأس قسم السلام في الشرق الأوسط في وزارة الخارجية البريطانية. |
| İleri seviyede incelemeler sonucunda, Chaco tesisi, Tarım Bakanlığı'nca mühürlendi. | Open Subtitles | تم إغلاق معمل معالجة شاكو من قبل وزارة الزراعة الأمريكية |
| Bir organizasyona sahip olmayan Devlet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı bazı şeyleri elde edemeyecegini bilerek degil ne yapılması gerektigini biliyordu. | Open Subtitles | ومع عدم وجود التنظيم الكافي وعلمه بأن وزارة الخارجية لم تستطع تنفيذ أمور كان هو يعلم ،جيدًا أنه لابد من تنفيذها |
| İçişleri Bakanlığı bile dosyanın bir hafta içerisinde kapatılmasını emretti! | Open Subtitles | حتى وزير الداخلية قد أمر بإغلاق القضية في غضون أسبوع |
| Gerçek şu ki Dışişleri Bakanlığı için seni hiç adaylığa koymazdım bile. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني لا اريد ترشيحك لمنصب وزير دولة في المقام الأول |
| Senatör deliye döndü, Jack. Adalet Bakanlığı'ndan Paul Krendler burada. | Open Subtitles | حسنا , ان السيناتور غاضبه جدا لقد حضر بول كريندلر من وزاره العدل |
| Demek istediğim, İnternet DARPA, Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı tarafından, | TED | والفكرة الأساسية هنا هي أن الانترنت ممولة من طرف وكالة مشاريع أبحاث الدفاع المتقدمة، بوزارة الدفاع. |
| Ruh Emiciler, Sihir Bakanlığı'nın kontrolü altındalar. | Open Subtitles | حراس أزكبان، في النهاية، هم تحت سيطرة الوزارة |
| Adalet Bakanlığı'nı temsil ediyorum, ve açıIış konuşmam en önemli noktasında mahvolacak, ve jüri bana gülecek. | Open Subtitles | انا امثل دائرة العدل، في اللحظة الحاسمه سوف افشل وسوف يضحكون علي |
| Eski Asker İşleri Bakanlığı'nın raporlarda bahsettiği bir konu daha var. | TED | هناك أمر آخر تناولته إدارة شؤون المحاربين القدامى بالحديث في التقارير. |
| Hükûmet, Dışişleri Bakanlığı ve Majestelerinin basın sekreterliğiyle yapılan görüşmelerden sonra | Open Subtitles | بعد إجراء المشاورات مع الحكومة ووزارة الخارجية والسكرتير الصحافي الخاص بجلالتها |
| Mr. Kruger'i biliyorsun. Savunma Bakanlığı sekreteri. Mr.Corsini, onun yardımcısı. | Open Subtitles | تعرف السيد كروغر، سكرتير وزارة الدفاع ومساعده السيد كورسيني |
| Ben biraz gecikmeyle de olsa, Dışişleri Bakanlığı binası altındaki sığınağa doğru ilerlemeye başladım. | Open Subtitles | ثم ذهب الجميع ليحتمى بالملاجىء الخاصه بالغارات أما أنا فقد تأخرت بعض الوقت فى مكتب الوزاره |
| Bizi Bilim Bakanlığı'na sokabilecek mi öğren. | Open Subtitles | وحاولي معه إذا كان يستطيع إدخالنا للوزارة |
| Ve neredeyse bir ay boyunca her gece eski başkan Raymond Pointrenaud Paris'e Dışişleri Bakanlığı'na atanışını kutluyordu. | Open Subtitles | ومساء كل يوم منذ شهر تقريبا المفوض السابق بوينترند ريمون يحتفل بترقيته إلى باريس كوزير الدولة للشؤون الخارجية |
| Devlet Güvenlik Bakanlığı için, bu sözde gayri-resmi çalışanları en önemli maşalarıydı. | TED | لوزير أمن الدولة، هؤلاء المسمّون بموظفين غير رسميين كانوا أهم الأدوات. |
| Maliye Bakanlığı kalpazanlığı önlemek için paraların içine mavi ve kırmızı lifler yerleştirmeye başladı. | Open Subtitles | زارة الخزانة يضمن الألياف الزرقاء والحمراء في العملة لمنع التزوير. |