Eğer beni özlerse, buna daha sonra da Cuiqiao'ya bakması gerekir. | Open Subtitles | إذا اشتاق لي، فعليه أن ينظر إلى هذه وعندها سيرى تشيشاو |
Birinin tüm yapması gereken bana yan bakması, anında evi yanar. | Open Subtitles | كل ماعلى الرجل فعله ان ينظر فقط إلي باحتقار وستشتعل النيران في بيته |
Ama yarın akşam çocuklara bakması için annemi ayarladım bile. | Open Subtitles | لكني جعلت أمي توافق أن تعتني بالأطفال في ليلة غد |
Babam yardım eder ama geç olmadan ona da birinin bakması lazım. | Open Subtitles | سيساعد أبي لكنه سيحتاج لمن يعتني به، أيضًا قبل فوات الآوان |
Çocuğa bakması için birini arıyorsun ve kadın geçmiş karşında duruyor. | Open Subtitles | أنت تبحث عن شخص ما ليعتني بالصبي. وهيّ تقف أمامك تماماً. |
Kendimizin bakması gerektiğini düşünüyorum, karar verebilmemiz için. | Open Subtitles | أظن أنه يجب علينا إلقاء نظرة لنحسم الأمر مع نفسنا |
Birinin kötü bir şey olmadığını görmesi için sadece dördümüze bakması yeterli. | Open Subtitles | كل ما على أي شخص أن يفعله، هو أن ينظر إلى أربعتنا أعني، كي نتأكد من أنه لا يوجد شيء خاطئ |
Bizi duyuyor ama dinlemiyor. Tıpkı görmeden bakması gibi. | Open Subtitles | هو يسمعنا لكنه لا يستمع، تماما مثل أنه ينظر لكن دون أن يبصر |
Kuralı ise, elinizi böyle yapıyorken diğer kişinin elinize bakması gerekiyor. | Open Subtitles | أساسها أنه إذا جعلت الشخص الآخر ينظر إلى يديك عندما تفعل هذا |
Sivil birinin bakması yönünde oy kullandıklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنهم صوّتوا بأن ينظر مجلس المراجعة المدني في القضيّة |
Nasıl bir anne, bakması gereken bir çocuğu varken kafayı çeker ki? | Open Subtitles | سمعتيني، أي نوعٍ من الأمهات تثمل عندما يكون لديها طفل تعتني به |
Sosyal Yardım Bürosunun çocuklarınıza bakması iyi bir şey değil mi? | Open Subtitles | أليس جيداً أن تعتني إدارة الشئون الإجتماعية ببناتك؟ |
- Hemşiresi... Kıza bakması için tutmuşlardı. | Open Subtitles | الممرضة , التي كانت يفترض أن تعتني بالطفلة |
Asıl onun sana bakması lazım. | Open Subtitles | هي من عليها ان يعتني بك لذلك يتوجب عليها العمل |
Birilerinin ona bakması gerek." - Haklı. | Open Subtitles | لابد من شخصاً ما بإن يعتني به حقاً, هي محقة |
Sanırım bir yabancı bulmam lazım, minik bebek Lynette'e bakması için. | Open Subtitles | أظن انني سأجد غريبا ما ليعتني بالطفلة الصغيرة لينيت |
Kendimizin bakması gerektiğini düşünüyorum, karar verebilmemiz için. | Open Subtitles | أظن أنه يجب علينا إلقاء نظرة لنحسم الأمر مع نفسنا |
Çocuklara bakması için bir dadı tutuyorum. Bundan sonra onlarla konuşmayacaksın. | Open Subtitles | استأجرت أنا مربية لرعاية للأطفال من الان فصاعدا لاتتحدثين اليهم |
Hayır, sen ona bakması ve onu koruması için onu verdiğimiz adamsın. | Open Subtitles | لا ، أنت الرجل الذي ..أعطيناك اياها ! لتهتم بها، لتبقيها بخير |
Papa en sonunda Kralın ricasını kabul etti ve davaya bakması için Kardinal Campeggio'yu gönderdi. | Open Subtitles | لقد أجاب البابا نداء الملك وأرسال الكاردينال كامبدجو لينظر فى القضية. |
Ve harika bir işi var ve çocuklarına bakması için güvenilir birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | ولديها وظيفة رائعة وتحتاج أحداً ما تثق به ليعتنى بأطفالها |
Sana bir yer bakması için Jared'i ayarlarım. Sen semti söyle yeter. | Open Subtitles | سأكلف جاريد ليبحث لكي عن شقه جديده فقط اخبريني باسم الحي الذي تريديه |
Sen dışarıdayken çocuğa bakması güzel bir şey. | Open Subtitles | بالطبع، من اللطف منها أن ترعى الأطفال وأنت بالخارج |
Duvara bakması için tesisatçıyı getirdim. Bir dakika sürer. | Open Subtitles | أحضرت السبّاك كي يلقي نظرة على الحائط لن يستغرق سوى دقيقة |
Demek istediğim, annesine olanlardan sonra babasına bu şekilde bakması harika. | Open Subtitles | أعنى. إنه لشىء رائع ان يعتنى بوالده خصوصا بعد ما حدث لوالدته |
Sen de gelmelisin. Koluna birisinin bakması gerek. | Open Subtitles | يجدر بك أن تأتي أيضاً ليفحص أحدهم ذراعك |
bakması için ona verirsek, bize karşı daha anlayışlı olur! | Open Subtitles | لكن إذا أعطينه إياهم ليلقي نظرة سيكون أكثر مراعاة لنا |