"baktığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • نظر
        
    • ينظر إلي
        
    • تحدق
        
    • ينظر في
        
    • يبحث في
        
    • كان ينظر إليه
        
    • كما تنظر
        
    • الطريقة التي ينظر
        
    • اللذين رآهم
        
    Önerim. Bana baktığı tek seferde de kötü bir elektrik vardı. Open Subtitles إقتراحي, و المرة الوحيدة التي نظر فيها إليْ كان هنالك شعور.
    Tae Yong bana doğru baktığı halde beni nasıl tanımaz? Open Subtitles تاى يونج نظر الى ولكن كيف لم يتعرف على ؟
    Tae Yong bana doğru baktığı halde beni nasıl tanımaz? Open Subtitles تاى يونج نظر الى ولكن كيف لم يتعرف على ؟
    O yakışıklı Darcy, bana da sana baktığı gibi baksa onu asla kaçırmazdım. Open Subtitles أرى ما فيه الكفاية لأعرف إذا كان دارسي الوسيم هذا ينظر إلي ومن طريقة نظرته إليكي الآن لم أكن لأتجاهله
    Hayır. Dik dik baktığı kağıdın ne olduğunu sormanızı istiyor. Open Subtitles لا، إنها تريدكم ان تسألوها عن الورقة التي تحدق فيها
    Dünyanın en mutlu adamı aynaya baktığı zaman sadece kendini görür. Open Subtitles أسعد رجل في العالم قد ينظر في المرآة ليرى نفسه..
    Craig Hill firmasının geçen yıl baktığı bütün yangınları kontrol ediyormuş, Open Subtitles كان يبحث في كل حريق كانت مسؤولة عنه شركته للعام الماضي
    Bana baktığı an. Gözlerinden neredeyse ateş fışkırıyordu. Open Subtitles هناك، في اللحظة التي نظر فيها إلي، وكأن النار في عينيه
    Bir erkek bir kadına Flostre'un sana baktığı gibi baktığında... Open Subtitles حين ينظر رجل لإمرأة بالطريقة التي نظر بها فلوستر نحوكِ ..
    Ama doğumun en yoğun anında... çocuğunun hayatla ilk temasını, ilk nefes alışını... izliyormuş... ve o anda bütün düşündüğü, baktığı şeyin, bir gün gelip... ölecek bir şey olduğuymuş. Open Subtitles وقال أنه في لحظة ولادة الطفل نظر إلى الطفل .. لحظاته الأولى في الحياة
    Sana baktığı gibi baktığı sadece bir kız gördüm. Open Subtitles رأيته ينظر إلى بنت أخرى بنفس الطريقة التي نظر بها إليك
    Gittiği her yer, görüştüğü her insan aradığı hatta baktığı her yer. Open Subtitles كل مكان ذهب إليه وكل شخص قابله واتصل به او حتى نظر إليه من جنبه
    Adamı ancak, bana baktığı ve cezaevinde geçirdiği o kadar zamandan sonra tanıyabildim. Open Subtitles --الطريقة التي نظر بها لي --كُلّ ذلك الوقتِ في السجن عرفتُ الرجلُ بالكاد
    Bana baktığı zaman hissettiklerimi seviyorum. Open Subtitles احب الطريقة التي أشعر بها عندما ينظر إلي
    Bir şeyleri yanlış yaptığımda babamın baktığı gibi. Open Subtitles مثل والدي حينما ينظر إلي معتقداً بأنني فعلت شيئاً خاطئاً
    Sanki, yanlış bir şey yaptığımda babamın baktığı gibiydi. Open Subtitles كما لو أن والدي ينظر إلي حينما يعتقد بأنني فعلت شيئاً خاطئاً
    Fakat öyle baktığı için ondan ayrılmışsın gibi geliyor. Open Subtitles لكن يبدو أنك هجرتها لأنها كانت تحدق
    O kız da kim? Bütün gece öküzün trene baktığı gibi o kıza baktın. Open Subtitles من تلك الفتاة, كنت تحدق بها طوال الليل
    Eğer tanısaydı, küçük kız kardeşine baktığı için onu pişman ederdi. Open Subtitles اذا كان كذلك ,لقدم له عذرا لم يسبق له ان ينظر في أخته قليلا
    Sırf okulda onlar ile aynı yöne baktığı için kardeşimi lisede dövmüşlerdi. Open Subtitles لقد هاجموا اخي بالمدرسة الثانوية فقط لأنه يبحث في أمرهم
    Çocuğun baktığı şey bir uçaktı. Open Subtitles الشيء الذي كان ينظر إليه الطفل كانت طائره
    Herkesin bana polisin sivillere baktığı gözle bakıp benim suçlu olduğumu anlayacaklarını düşünmüştüm. Open Subtitles اعتقدت أنّ الجميع سينظر إليّ كما تنظر الشرطة للمدنيين ولا يعلمون أيًّا منهم قد يكون فاسداً
    Ona nasıl baktığını gördüm. Aynı Ed'in sana baktığı gibi. Open Subtitles لقد رأيت كيف تنظرين اليه بنفس الطريقة التي ينظر بها لك
    Son vardiyasında baktığı tüm hastaların tıbbi geçmişine baktım. Open Subtitles لقد طلبت السجلات الطبية لجميع المرضي اللذين رآهم بمُناوبته الأخيرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more