"balı" - Translation from Turkish to Arabic

    • العسل
        
    • عسل
        
    • عسلنا
        
    kendilerini eksik hissetmezler. Hatta renkleriyle bal arılarını onlar davet ederler. Ve arılar bütün balı kendileri için tutmazlar TED بل في الحقيقة، الورود تدعوا نحلات العسل من خلال ألوانها. ولا تحتفظ النحلات بكل العسل لأنفسها.
    İşim olduğu için balı uzatmasını rica ettim. Acayip bir bakış atıp yapamayacağını söyledi. Open Subtitles طلبت منه ان يناولني قارورة العسل واذا بنظره مرتعبة تعلو وجهه
    Neyse, galiba eve gideceğim etrafta kimsecikler de yok, bu balı da dışarıda bırakacağım. Basıldın, kolici çocuk! Open Subtitles أعتقد أني سأذهب للبيت الآن وسأترك العسل في الخارج بدون أحد
    Bir kaşık uzay balı, acıyı hafifletmeye iyi gelir derler. Open Subtitles يقولون أن ملعقة من عسل الفضاء تساعد على تخفيف الألم
    Çikolata üstüne taze çiftlik balı ekliyoruz... Open Subtitles شوكولاتة. ثم نضيف طبقة من عسل المزارع الطازج.
    - balı döktükten sonra kaba yapışan küçük bal taneciklerini topluyor. Milyonlarımız kurtuluyor. Open Subtitles يلتقط خيط العسل الصغير المتبقى بعد سكبه، يوفر علينا الملايين
    Neyse, galiba eve gideceğim etrafta kimsecikler de yok, bu balı da dışarıda bırakacağım. Open Subtitles حسناً، أعتقد أنني سأذهب للمنزل الآن وأترك هذا العسل الجميل بالخارج بدون أحد بجانبه
    Daha sonra aslında bize ait olan tüm balı geri isteyeceğiz her damlasını. Open Subtitles ثم نريد استعادة كل العسل الذي كان ملكنا أساساً حتى آخر قطرة
    Sonra da kızın ailesi dükkandan balı satın alır. Open Subtitles وعندها تقوم عائلة الفتاة بشراء العسل مِن المتجر.
    Hazırladığım merheme bir de bu balı katınca, yaranın iyileşmesi çok hızlanıyor. Open Subtitles هذا العسل مع العشب سيضاعف قدرة علاج جراحكِ
    Ancak, görüyor musun? balı yapan kadın da zenci. Open Subtitles لكن ،كما ترين، المرأة التي تصنع العسل هي عرقية كذلك
    Balımıza düştüğünde, Döncem'in balındaki balı görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles اتوق إلى رؤية العسل على الباكسون عندما يقع في عسلنا ما رأيك، آول؟
    balı balladıktan sonra bal ballayabilir miyim? Open Subtitles بعد أن نعسل العسل هل استطيع ان اعسل عسلاً؟
    Şimdi, kendilerine ait kısmı başarmak zorundalar - balı dışarı çıkarmak. Open Subtitles عليهمألانان يُتِمُّواجُزءهممِنالاتفاق، إخراج العسل
    Arı kovanına ulaştı ama arılar daha fazla saldırmadan balı oradan almak zorunda. Open Subtitles لقدوصلالىخليةالنحل، ولكنَّه مُصرٌّ للحصول على العسل قبل أن يُقهَر من النحل.
    Arılar, balı sizin için yaptıklarını biliyorlar mı yoksa kendi tercihleri olduğunu düşündükleri için mi dur durak bilmeden çalışıyorlar? Open Subtitles هل يعلم النحل بأنهم يصنعون لك العسل أو يعملون بلا توقف ، لأنهم يعتقدون بأن ذلك هو اختيارهم ؟
    Hava bulanıp sular ekşidikçe arıların balı bile, radyoaktivitenin metalik tadını aldıkça bunlar böyle hız kazanarak artar. Open Subtitles بينما الهواء يثخن الماء يحمض حتى عسل النحل النقي يواجه الطعم المعدني للنشاط الإشعاعى ويستمر ويستمر أسرع وأسرع
    Önce poleni tanımlarsak çiçek balı olup olmadığını öğrenicez. Open Subtitles حالما نحدد اللقاح فسوف نعرف إذا أنه عسل زهري
    Sakinleşmem gerek. İyisi mi biraz daha uzay balı yiyeyim. Open Subtitles يجب أن اهدأ, من الأفضل أن أتناول المزيد من عسل الفضاء
    Kalbinizi ısıtmak için tavsiyem pırasa çorbası yanında akasya balı. Open Subtitles لتدفئة قلوبكم, أنا اقترح حساء الكرات مع عسل الاكاسيا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more