"belirleme" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحديد
        
    • لتحديد
        
    • تثبيت
        
    • بالمكانِ
        
    Bu pahalı arabalardaki en sevdiğim şey yön belirleme aygıtıyla beraber gelmeleri. Open Subtitles الشيء الرائع بخصوص السيارات الغالية أنها جميعا تأتي مع نظام تحديد المواقع
    İris taraması sofistike hastaneler için yeni bir kimlik belirleme sistemi. Open Subtitles ماسح القزحية هو أجراء تحديد هوية جديد.. تستخدمها المستشفيات الأكثر تطوراً
    Collins bize bu konuda şirketlerin yaptığı birşey olan, görev belirleme ve temel değerleri tanımlama konusunda koçluk yaptı. TED "كولينز" درّبنا على القيام بشيء تقوم به الأعمال التجارية، و هو تحديد مهمتنا و تحديد القيم الأساسية الخاصة بنا.
    Kimsenin kaçamayacağı bir kimlik belirleme yöntemi var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة لتحديد التي لا مجرم يمكن التهرب.
    Ona bir yer belirleme cihazı yaptım. Her şeyi düşünürüm. Open Subtitles لقد صنعت به أداة لتحديد المواقع لقد سأمت مِن كل شيئ.
    Fiyat belirleme işini konuştuğumu anlasaydınız, ben suçlu duruma düşecektim. Open Subtitles واذا اكتشفتم امر تثبيت الاسعار سأكون أنا المخطئ
    Bu çayırlık için onlarla yarış halinde olduğumuzu sanıyorlar. Saldırılarının sebebi bizi öldürmekten ziyade kendi alanlarını belirleme amaçlıydı. Open Subtitles في تفكيرهم، نحنُ نحاربهم مِن أجل الحصول على الأرضِ ذلك الهجوم كان بِشأنِ المطالبة بالمكانِ أكثر مِن قتلنا
    Belki Magic Box'tadır. Yer belirleme büyüsü yapıyordur. Open Subtitles ربما متجر السحر يوجد بعض من تعاويذ تحديد المكان
    Komiser, global yer belirleme sistemi üzerinde çalışan bilgisayar programcılarının bir listesi elimde. Open Subtitles القائد، أنا عِنْدي تلك القائمةِ مبرمجين الذي عَملَ على أنظمة تحديد المواقع العالمية في منطقةِ الخليجَ.
    Su altı fenerimiz yer belirleme sinyali göndermeyi bıraktı. Open Subtitles توقّفت الفنار الموجود تحت الماء عن إرسال إشارة تحديد مكانه
    Bu bize bir insanın kaderini belirleme hakkını vermez. Open Subtitles هذا لا يعطينا الحق في تحديد مصير شخص آخر
    Ama ekip çalışması, disiplin, hedef belirleme vs. hakkında. Open Subtitles ولكن , بشأن العمل الجماعي الإنضباط , تحديد الهدف
    Kartın üzerinde yer belirleme cihazı varmış. Tam olarak mevkisini buldum. Open Subtitles يوجد فيها جهاز تحديد مواقع لدي مكانها في الضبط
    Kaçarken düşürmüş. Yer belirleme büyüsü işe yarayabilir. Open Subtitles لقد أوقعها أثناء هروبه وقد تنفع مع تعويذة تحديد الموقع
    Bana tarihi belirleme tesellisini bahşet bugünden bir ay sonra. Open Subtitles إمنحيني العزاء بكونكِ قادرة على تحديد موعد خلال شهرٍ من اليوم.
    Bu duruşma Yargıç Harrison Creary'nin Halka karşı Gwyneth Van Zanten davasında davalı ve savunma avukatı aleyhine önyargılı davranıp davranmadığını belirleme duruşmasıdır. Open Subtitles هذه جلسة استماع لتحديد ما إن كان القاضي هاريسون كريري متحيزًا ضد المُدعى عليه ومحامي الدفاع في قضية الشعب ضد غوينيث فان زانتن
    İstenen kurbanı belirleme işini oldukça zor yoldan yaptın. Open Subtitles جعلت من الأمر صعبا ً لتحديد من كانت ضحيتك المقصودة
    Bir kısmı. Muhtemelen kimlik belirleme için yeterli olmaz. Open Subtitles جزئية على الأرجح إنها غير كافية لتحديد الهوية،
    Bu yüzden Tereus'un potansiyelini belirleme konusunda sana ihtiyacımız var. Open Subtitles و لهذا، نحن بحاجةٍ لكِ "لتحديد إمكانيات "تيريوس
    Uçağın yerini belirleme çabaları sürüyor. Open Subtitles الجهود مستمرة لتحديد مكان الطائرة ...لكن اذا فشلت هذه الجهود
    Bu fiyat belirleme konuşmalarını yapmanızı kim istedi? Open Subtitles ومن اخبرك بأن تشارك في محادثات تثبيت الأسعار؟
    Bu çayırlık için onlarla yarış halinde olduğumuzu sanıyorlar. Saldırılarının sebebi bizi öldürmekten ziyade kendi alanlarını belirleme amaçlıydı. Open Subtitles في تفكيرهم، نحنُ نحاربهم مِن أجل الحصول على الأرضِ ذلك الهجوم كان بِشأنِ المطالبة بالمكانِ أكثر مِن قتلنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more