| Bu işten hoşlanmıyorum. Belki o da hoşlanmıyordur. | Open Subtitles | أنا لا أحب هذه الوظيفه و ربما هو أيضا كذلك |
| Belki o hep öyleydi. -Sadece dolunayda... | Open Subtitles | ربما هو هكذا دائما وعندما يكون القمر مكتملا |
| Partiden tanıştığım. Belki o da Kutsal Ailedendir ve koroda söylüyordur. | Open Subtitles | ربما هي من عائلة دينية, و تغني في الجوقة |
| Belki o ve Chandler arasında gizli bir bağlantı olabilir. | Open Subtitles | لذا ربما كان هناك تواصل مخفي بينه و بين تشالندر |
| Paris sevgililer içindir. Belki o yüzden sadece 35 dakika kaldım. | Open Subtitles | باريس هي للعشاق، ربما هذا السبب الذي جعلني ابقى فيها 35 دقيقة |
| Belki o gece değil de daha önce konuştular. | Open Subtitles | ربما لم يتحدثوا اليه في تلك اللية لكنهم فعلوا في السابق |
| Bilmiyorum, belki de haklısın. Belki o gerçekten harika çocuktur, ama Tanrı aşkına! | Open Subtitles | لا أعرف ربما أنت محق ربما هو نابغة لكن يا إلهى |
| Belki o da senin bilmediğin emirleri uyguluyordur. | Open Subtitles | ربما هو ايضاً يتبع الاوامر التى لا تعرف عنها شيئاً |
| Belki o, arkasına saklandığım bir cadı maskesiydi. | Open Subtitles | ربما هو قناع العيد التنكري الذي كنت أختبئ خلفه |
| - Öyle olmaz. - Olabilir. Belki o da işin içindedir. | Open Subtitles | لن يحدث ذلك - يمكن أن يحدث, ربما هي متورطة - |
| Bir hemşire çağıralım, Belki o sana yardımcı olur. Tamam mı? | Open Subtitles | لنستدعي الممرضة ربما هي تستطيع مساعدتكِ, إتفقنا ؟ |
| Belki o gün böyle bir sona ulaşma konusunda çok istekliydik. | Open Subtitles | ربما كان مبالغين فى الإسراع لتلك النهاية |
| Belki o kısmı biraz daha öne almaları gerekirdi, çünkü... | Open Subtitles | حسناً ، ربما كان عليهم .وضعهذاالجزءمبكراًلأن. |
| Şey, Belki o kadar korkunç değildir, ama bir o kadar kötü. | Open Subtitles | حسنا, ربما هذا ليس مرعبا ولكنة مازال سئ جدا |
| Ve sen de düşünüyorsun, kuşkulanıyorsun... bunca yıl boyunca belki, o kadar da iyi bir iş çıkarmadım diyorsun. | Open Subtitles | ثم تصلك هذه الفكره أنها ربما لم تكن تستمع بوقتها طوال هذه السنوات |
| Belki o iyidir, ahbap. Belki de 911'i aramalıyız ya da-- | Open Subtitles | ربما كانت بخير يا صديقي ..ربما علينا الاتصال بالرقم 911 أو |
| Ama Belki o güç hâlâ buradadır. | Open Subtitles | لكن لَرُبَّمَا لَرُبَّمَا هو ما زالَ هنا. |
| Belki o bana yardım eder, senden bir yardım göremedim. | Open Subtitles | لعلها يُمكنها مُساعدتي للبحث عن الإختبار، لأنّكِ بلا فائدة. |
| Bir kutu Oreo bisküviyi elma suyuna batırmayı önerirdim ama Belki o dönem bitmiştir. | Open Subtitles | كنت سأقترح صندوق من البسكويت نغمسه في عصير التفاح ، ولكن ربما أنها تخطت ذلك |
| Belki o kadınlar hak ediyordur. Başlangıçta.. | Open Subtitles | ربما هذه النساء تستحق أن تؤذى هم كانوا غير آمنون للبدء معه |
| Ama onu bulursak, Belki o olabilir, biliyorsun, o olabilir... | Open Subtitles | لكن إذا وجدناه .. ربما يستطيع ، تعلمين ، يستطيع |
| İlaçlarını düzenle, kıyafetlerini düzenle Belki o da düzelir. | Open Subtitles | يحضر أدويتها، يحضر ملابسها ربما يمكنه علاجها هي شخصياً |
| Bana gönderen genelde üzerine ismini yazar ama unutmuş olmalı, Belki o da emin olamamıştır. | Open Subtitles | لكن لابد وأنه نسى أو لربما هو ليس متأكدا من ذلك. |
| Yeterince sahip olduğun bir gün gelir. Belki o gün bana da gelir. | Open Subtitles | لقد أتى اليوم الذي ضقتي به ذرعا وقلتي بأنك إكتفيتِ من الأمر، ربما ذلك اليوم سيأتي لي. |
| Belki o sessiz katil tiplerindendir. | Open Subtitles | ربّما لا، ربّما هو واحد من القتلة الصامتين. |