"benim hayatımı" - Translation from Turkish to Arabic

    • حياتي
        
    • بعالمي
        
    Ben buraya gelmeden mahvolmuştu zaten. Sen benim hayatımı mahvettin. Open Subtitles لقد كانت مُفسَدة عندما أتيت إلى هنا أنت أفسدت حياتي
    Bazı insanların benim hayatımı iğrenç bulmalarına rağmen ben başardığım işten gurur duyuyorum. Open Subtitles لكنني فخوره بما أنجزته رغم ذلك , أفترض بعض الناس سيعتبرون حياتي مقززه
    Bazen çalışmaya gelmenin tek nedeninin benim hayatımı mahvetmek olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles احيانا اعتقد ان ان سبب مجيئك للعمل ان تجعل حياتي تعيسه
    Tanrım, bunca zamandır hep ailemin benim hayatımı mahvettiğini düşünüyordum. Open Subtitles يا إلهي طوال تلك الفترة إعتقدت أن والدي أفسدا حياتي
    benim hayatımı seninle paylaşmak istiyorum. Open Subtitles أُريدُ اتشَارُك بعالمي معك.
    Bu yaratıklarla daha önce karşılaştık ve hayatta kaldık. Chaka benim hayatımı kurtarmıştı. Open Subtitles لقد تعايشت مع هذه المخلوقات من قبل شاكا بنفسه , قد أنقذ حياتي
    O benim hayatımı kurtardı. Daha önce ne yaptığını bilmiyorum. Open Subtitles لقد انقذ حياتي أنا لا اعلم ماذا فعل من قبل
    Benim... benim hayatımı, işimi, evliliğimi yürütecek iradeye sahip olmadığımı mı? Open Subtitles او بأنني لم أملك القدرة .. على الإحتفاظ بـ حياتي.. عملي..
    Güzel yer, bir ton fırsat var ama sen bunları değerlendirmek istemedin çünkü benim hayatımı çalmak daha kolay, değil mi? Open Subtitles مكان هادئ الكثير من الفرص و لكنكِ لا تبدين حقاً أنّكِ انتهزتِ أي فرص لماذا، أمِن السهل أن تسرقي حياتي فحسب؟
    Tamam, benim hayatımı mahvetmek isteyecek kişilerin tam listesi burada. Open Subtitles حسناً هذا كل شخص استطيع التفكير بأنه يريد تخريب حياتي
    benim hayatımı kurtararak yaptığın tek şey kendini öldürtmek olacak. Open Subtitles إنّك لم تظفر من إنقاذ حياتي إلّا بإلقاء نفسك للتهلكة.
    Siz benim hayatımı kurtarmaya çalışırken, ben de onu kurtarmaya çalışacağım. Open Subtitles ، بينما تُحاولون إنقاذ حياتي سأقضي الوقت المُتاح أمامي لإنقاذ حياته
    Bu evin yakınında yaşıyorum ve onu mahallem için nasıl daha iyi bir yere çevirebilirim diye düşündüm, benim hayatımı sonsuza dek değiştiren bir şeyi daha düşündüm. TED أنا أعيش بالقرب من هذا المنزل، وفكرت بخصوص كيفية جعله مساحة أجمل لجواري، وقد فكرت كذلك في شيء غير حياتي إلى الأبد.
    Ve 5 Haziran 1995'te, camın dışından gelen şiddetli bir çarpma sesi benim hayatımı değiştirdi, ördeğinkininse sonu oldu. TED في الخامس من يونيو 1995، سمعت صوت اصطدام على الزّجاج غيّر حياتي و أنهى حياة بطّة.
    Onun hakkında, kendi hayatını tehlikeye atarak benim hayatımı kurtarması dışında hiçbir şey bilmiyorum. TED لا أعرف أي شيْ آخر عنه، عدا أنه أنقذ حياتي ذات مرة بتعريض حياته الشخصية إلى الخطر.
    Aslında, benim hayatımı kurtardığına pişman. Open Subtitles في الحقيقة ، انه يأسف لإنقاذ حياتي بقدر ما كنت سأسف لإنقاذ حياتة
    Bu çocuklar benim hayatımı kurtardılar... ve ben onlarla biraz hoşça vakit geçiriyorum, istediğim gibi. Open Subtitles تصادف أن هؤلاء الرجال قاموا بإنقاذ حياتي وسأقضي معهم الوقت الذي أريده، أشكرك
    benim hayatımı kurtarırken öldü. Open Subtitles أتعنين كما مات الرجل الآلي؟ لقد مات لكي ينقذ حياتي
    Tamam, sen bana benim hayatımı anlat. Ben sana seninkini. Open Subtitles حسناً، أنتِ قصصتِ علي حياتي الآن سأقص عليكِ حياتِك
    benim hayatımı seninle paylaşmak istiyorum. Open Subtitles أُريدُ اتشَارُك بعالمي معك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more