Ama önce o bilgisayarda ne olduğunu görmek istiyorum sonra konuşuruz. | Open Subtitles | ولكن اريد ان اري ما يوجد في الحاسوب اولا وبعدها سنتكلم |
Homie bahse varım sabahın 4'üne kadar bilgisayarda ne yaptığımı merak ediyorsundur | Open Subtitles | هومي , أراهن بأنك تتسائل لماذا بقيت أستخدم الحاسوب حتى الرابعة صباحاً |
Telefonda hatta bilgisayarda bile Louis ve arabası çok küçük görünüyor. | Open Subtitles | على الهاتف او حتى على الحاسوب لويس وسيارته صغيرين جداً لملاحظتهم |
"Tek bir sayfa mı kullanacağım? ", "bilgisayarda mı çizeceğim? ", | TED | فهل سوف أستخدم صفحة واحدة ؟ هل سوف أرسمها على الكمبيوتر |
Tekrar eden bir sıra var. bilgisayarda tekrar çalıştır, ama çok hızlı. | Open Subtitles | هناك نمط تكرارى لهذه النبضات شغلها على الحاسب مرة أخرى بسرعه أكبر |
O bilgisayarda yüklü olarak gelen bir programdan bahsedeceğim. | TED | سأحدثكم عن برنامج يأتي محملا على الحاسوب |
Kesinlikle inanılmazdı. bilgisayarda sesleri dinleyebiliyorduk. | TED | كان ذلك رائعاً، كان بإمكانكم الاستماع للصوت عبر الحاسوب |
Geri döndüğümde, iki çocuk gördüm, sekiz ve on iki yaşında, bilgisayarda bir oyun oynuyorlardı. | TED | إذاً رجعت الى هناك، ووجدت هذين الطفلين، ثمانية أعوام و 12 عام، كانا يلعبان لعبة على الحاسوب. |
Bu dördü etrafında genellikle yaklaşık 16 çocukluk bir grup var onlar da fikir veriyorlar, bilgisayarda olan biten her şey hakkında, genellikle yanlış bir şekilde. | TED | حول أؤلئك الأربعة توجد مجموعة لحوالي 16 طفلاً الذين يرشدوا أيضاً، لكن عادةً خطأ، حول أي شئ يحدث على الحاسوب. |
Bu durumda kurban bilgisayarda ne olur gelin bakalım. | TED | لذا دعونا ننظر إلى الحاسوب الخاص بالضحية. |
Birkaç saniye sonrasındaysa bilgisayarda kendi kendine birtakım işler dönmeye başlar, ki bu genelde kötüye işarettir. | TED | بعد عدة ثوان. الأمور تبدأ تحدث على الحاسوب من تلقاء نفسها، عادة ما تكون هذه علامة سيئة. |
Sonra Diablo'nun operasyonunun bilgisayarda yazılmayacak kadar önemli olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | علمت لاحقا عملية ديابلو ل سوف لا خطر باستخدام الكمبيوتر. |
Kağıt kesim işi. Daha sonra bilgisayarda renklendirdim. | TED | من خلال تقطيع الورق ثم إضافة اللون بواسطة الكمبيوتر |
Ve boşluk tuşuna basarsanız da bir sayfa aşağı... Bu her tarayıcı ve her çeşit bilgisayarda geçerlidir. | TED | لذا مفتاح المسافة للتمرير صفحة واحدة لأسفل. أنه يعمل على كل متصفح في كل أنواع الكمبيوتر. |
Dr. Friesen, ben Binbaşı Carter. Merkez bilgisayarda yardımınıza ihtiyaç duyabiliriz. | Open Subtitles | دكتور فريزين هنا الرائد كارتر نحتاج مساعدتك هنا في قلب الحاسب |
Gerçekten bilgisayarda yaptığının, doğanın milyarlarca yıl önce yaptığından bir farkı yoktu. | TED | وأنه لا يوجد أي اختلاف حقيقي بين ما يقوم به على الحاسب وما قامت به الطبيعة منذ بلايين السنين |
bilgisayarda bütün gün pinekleyen bir kişiden eğlence için | TED | انتقلت من طالب كمبيوتر كثير المذاكرة الى ذلك لانوع من الرجال الذي يذهب الى عمله على دراجة |
Kayıtlarınızdaki arama sayılarıyla bu hatta yapıIan aramaları bilgisayarda karşılaştırmak kadar basittir. | Open Subtitles | سهل كسهولة مطابقة اتصالاتك من خلال السجلات تلك التي في اجهزة الكومبيوتر |
Birkaç yıl içinde ses tanıma her bilgisayarda standart olacak. | Open Subtitles | فى سنوات قليلة تمييز الاصوات سيكون موجود على أى حاسوب |
Herkes o plastik bilgisayarda tasarlanmış sentetik şeylerden istiyor. | Open Subtitles | الكل يريد الحاويات المعدنية و هذه الأشياء المصممة بالحاسوب أو مصنوعة من الزجاج المعزول |
Yeni bir platformda çalışan Bruce'un bilgisayarda üretilmiş bir versiyonunu bakalım. | TED | ولنلقي نظرة على النسخة المولدة بالكمبيوتر لبروس، يعمل في بيئة جديدة |
Doğrusu bilgisayarda resmini yüzde 200 büyülttüm. | Open Subtitles | حتى أكون صادقاً في حاسوبي كانت صورتكِ مكبرة ضعفين |
Bu beynimiz için vazgeçilmezdir ve bir bilgisayarda da oldukça kullanışlıdır. | TED | وهذا أساسي لأدمغتنا، وأيضاً مفيد جداً في الحواسيب. |
Ve bu da basitçe, eğer bu resim dosyasını bir Windows bilgisayarda görüntülemeye çalışırsanız bilgisayarınızı ele geçirip kodu çalıştırdığı anlamına geliyor. | TED | وذلك يعني اساسا اذا اردت رؤية هذه الصورة في حاسوب ويندوز الخاص بك في الواقع هي تسيطر على حاسوبك وتشغل شفرات |
Bu kayıtlar, ağı kullanan her bilgisayarda kopyalanıyor. | TED | يتم نسخ هذا السجل على كل جهاز كومبيوتر يستخدم الشبكة. |
Bir ilkokul öğrencisi bile bunu bilgisayarda yapabilir. | Open Subtitles | هذا ليس أكثر من مجرد شئ بسيط أي تلميذ بمدرسة يمكنه القيام به على حاسوبه |
Soru şu, beyinde gördüğümüz ölçekteki güçleri neden bilgisayarda göremiyoruz? | TED | والسؤال هو ، لماذا لا يمكننا رؤية هذه الدرجة من الطاقة في أجهزة الكمبيوتر كالتي نراها في الدماغ؟ |
bilgisayarda yazıp bir metin dosyası olarak kaydettiğinizde dosya yirmi megabayt olur. | TED | إذا قمت بكتابته خارجاً على جهاز كمبيوتر وحفظه كملف نصي، هذا هو 22 ميج. |