"bir çanta" - Translation from Turkish to Arabic

    • حقيبة واحدة
        
    • على حقيبة
        
    • حقيبة من
        
    • حقيبة يد
        
    • حقيبة في
        
    • شنطة
        
    • بحقيبة
        
    • لحقيبة
        
    • حقيبة ظهر
        
    • حقيبة للسفر
        
    • حقيبة وسط
        
    • حقيبه
        
    • إنها حقيبة
        
    • ولديها حقيبةٌ
        
    • وحقيبة
        
    Küçük bir çanta olsa itirazımı olmaz. Open Subtitles ليس لدينا إعتراض على حقيبة واحدة صغيرة بل إثنتان
    Parayı bulmakla meşguldük. Daha iyi bir çanta arayacak vaktimiz olmadı. Open Subtitles كُنّا مشغولون جداً في جمع المالِ لم نحصل على حقيبة أفضل
    30 yıl öncesine ait yüzlüklerle dolu bir çanta vardı. Open Subtitles كانت هناك حقيبة من أوراق الـ 100 دولار جديدة من 30 سنة
    Yılan derisinden bir çanta. - Daha da büyütebilir misin? Open Subtitles حقيبة يد مصنوعة من جلد الثعبان هل بإمكانكِ تكبير ذلك؟
    Gecenin bu saatinde kim elinde para dolu bir çanta taşır? Open Subtitles من قد يحمل أموالا كهذه في حقيبة في منتصف الليل؟
    Sana bir çanta alayım, sonra da gidip işi halledelim. Open Subtitles ماذا عن اشتري لكِ شنطة ، و نذهب لـ فعلها؟
    80 bin dolar dolu bir çanta ve Cayman adası biletiyle ne yaptığını anlatması gerekir. Open Subtitles ثمّ عليه أن يوضّح ماذا يفعل بحقيبة فيها 80 الف دولار نقدا
    Merkez, bir çanta olduğunu söyledi. Ben üç tane görüyorum. Open Subtitles .مركز القيادة قال أنها حقيبة واحدة وانا ارى ثلاث
    Sadece bir çanta, fazladan çorap ve don koy mutlaka. Open Subtitles حقيبة واحدة فقط لكن تأكدي من أن تحزمي معكِ شرابات وملابس داخلية إضافية
    Şimdi oraya gidiyorum. Sadece bir çanta toplamam lazım. - Neler oluyor? Open Subtitles أنا مُتوجهة إلى هُناك الآن يتوجب علىّ حزم حقيبة واحدة فحسب
    Hooker'ın elinde beyaz toz dolu bir çanta var. Open Subtitles حصلت هوكير على حقيبة مسحوق أبيض في يدّه.
    bir çanta dolusu cinsel donanım getirmişti. Open Subtitles لقد جعلتني اجهز حقيبة من الأدوات الجنسية
    Aynı içi köpek yavrusu dolu ipekten bir çanta sikmek gibi. Open Subtitles إنها كمضاجعة حقيبة من حرير مليئة بالجراء
    Çünkü daha yeni bana servete mal olan bir çanta aldım. Open Subtitles لانني اشتريت مؤخراً حقيبة يد رائعة كلفتني ثروة كبيرة
    - bir çanta daha kaybedersem eşim beni öldürür. - Anladım. Open Subtitles كان سيقتلني زوجي لو فقدت حقيبة يد أخرى - أجل -
    Bu odada illaki uygun bir çanta vardır. Open Subtitles لا بد وأنه هنالك حقيبة في مكان ما في هذه الغرفة
    Mesela, geçen hafta Fendi marka bir çanta istedi. Open Subtitles أعني أنها كان تريد الاسبوع الماضي شنطة فندي..
    bir çanta dolusu ipekle ve hiç kalem, kağıt, bilgisayar olmadan mı? Open Subtitles بحقيبة بها ملابس خليعة و بدون حاسوب أو أوراق أو أقلام؟
    Zaten yeni bir çanta lâzımdı. Open Subtitles أنا بحاجة لحقيبة جديدة على أي حال.
    bir çanta dolusu elbisem var. Open Subtitles حسنا ، عندي حقيبة ظهر كاملة مليئة بالملابس
    Kendine bir çanta hazırla. Open Subtitles جهز حقيبة للسفر.
    Bu içinde çok önemli eşyaların bulunduğu, çok önemli bir çanta. Open Subtitles انها حقيبة وسط متعددة المنافع وبها الكثير من الأجهزة
    Diplomatik bir çanta Viyana Anlaşmasının 27. maddesine göre korunma altında. Open Subtitles انها حقيبه دبلوماسيه المحميه تحت الماده 27 من اتفاقية فينا
    Elbette, siyah derili bir çanta. Kulbunun önünde numaralar var. Open Subtitles بالطبع، إنها حقيبة جلدية سوداء، هناك لوحة ارقام على مقبضها
    Kadından nefret ediyorum, o tipi bilirsin çakma sarı, 2.5 cm topuk, düşük omuzlar kedi koyulabilecek kadar büyük bir çanta. Open Subtitles أكرهُ تلك المرأة، تعرف نوعها صابغةٌ شعرها وقصيره، ومرخيةٌ كتفيها. ولديها حقيبةٌ كبيرة بما يكفي لوضع قطط فيها.
    Sadece Avrupa için tren bileti ve bir çanta dolusu başarısız sosyalist politikalar. Open Subtitles ترخيص برويل فقط وحقيبة ظهر مليئة بسياسات اشتراكيه فاشلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more