"bir arada" - Translation from Turkish to Arabic

    • سوياً
        
    • سوية
        
    • سويا
        
    • سويًا
        
    • متماسكة
        
    • في مكان واحد
        
    • معًا
        
    • معا في
        
    • معاً في
        
    • مع بعضنا
        
    • مع بعضهم
        
    • في واحد
        
    • متحدين
        
    • سويةً
        
    • شتات
        
    bir arada kalabilmeniz için bana ihtiyacınız olduğu çok açık. Open Subtitles الأمر واضح بأنكما تحتاجاني هنا لنبقى سوياً نحنُ كالعائلة الآن
    Aylar süren ayrılıktan sonra nihayet buluştular ve sonbahara dek bir arada kalacaklar. Open Subtitles واخيرا وبعد شهور الى جانب جمع شمل هم سيبقون الآن سوية حتى الخريف.
    Açıkcası hepimizin bir arada kalmasını yeğlerim, ancak bu size kalmış. Open Subtitles للامان أنا أقترح أن تبقو هنا سويا لكن هذا يعتمد عليكم
    Ve boyanan binalar, bir arada duran, çok farklı geçmişe sahip insanları anlatan bir bölgedeki mimarı eserler olabilirdi. TED وستصبح المباني المطلية بمثابة منحوتات على أرض الطبيعة تتحدث عن اُناس ذوي خلفيات مختلفة جدًا وقفوا سويًا.
    Bilmiyorum, onunla yaşadığı deneyim, daha fazla bir arada olmalarını sağladı. Open Subtitles لا أعلم ، مهما كان ما جربته لقد جعلها متماسكة أكثر.
    Olay patlak verdiğinde, hepimizi buradan uzak bir yerde bir arada tutmak istiyorlar. Open Subtitles أرادنا جميعاً أن نكون في مكان واحد بعيداً عن هناك عندما يحدث ذلك
    Bu, belki de tüm bu koşulları bir arada tutan etken. TED ربما يكون هذا هو الغراء الذي يحمل كل هذه الشروط معًا
    Bizi bir arada tutan tek şey içinde bulunduğumuz ev. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يبقينا سوياً هو السقف الذي فوق رأسنا.
    Bu ekibin büyük kısmı 10 yıldan fazladır bir arada. Open Subtitles الآن، غالبية هذا الفريق ظلوا سوياً لما ينوف على عقد
    Biz onları bir arada gördüğümüz zaman, biliyoruz ki onlar gelecekte nasıl yaşayacakları üzerine çalışıyorlar. TED حينما أراهم سوياً أعرف أنهم يخططون لكيفية العيش في المستقبل.
    Ondan haber alana dek, burada bir arada beklememizi istedi. Open Subtitles لكنها طلب أن نبقى هنا سوية حتى يصلنا خبر منها
    Eski takım yeniden bir arada. Kimse durduramaz. Open Subtitles الفريق القديم سوية مرة أخرى.لا شيء بإمكانه أن يوقفنا.
    Evreni bir arada tutan şeyin yerçekimi olduğuna dair muazzam çalışması 1687'de yayımlandı. Open Subtitles لقد قام بنشر أفكاره العظيمة حول ربط الجاذبية للكون سويا في عام 1687
    Bir aileyi yetiştirdin, bir sürü olumsuzluklar arasında bizi bir arada tuttun, bunlar seni ortalamanın çok çok üstünde bir anne yapar. Open Subtitles أنتِربيتِعائلة، و جعلتهم يصمدون سويًا في وجه نزاعات هائلة إن قامت بها أي أم عادية فمن شأنها أن تنهار
    Bu aileyi bir arada tutan tek şey sensin. Open Subtitles أنت الشيء الوحيد الذي يبقي هذه العائلة متماسكة
    Pekala, Teal'c, herkesi bir arada istiyorum - emin olmak için. Open Subtitles حسنا، تيلك، أريد كلّ شخص في مكان واحد فقط للتأكد.
    Bu bizim kederimizin sesiydi, bana sarıldıkları hissiydi ve o sabit duvarlar bizi bir arada tutuyordu. TED كان ذلك صوت حزننا. الشعور بأذرعهم حولي، الجدران الثابتة التي أبقتنا معًا.
    bir arada çalışmak zorundalar, gerçekten ama gerçekten yabancı bir ortam, ve onlar için gerçekten yabancı bir ortam çünkü sıradışı. TED ويتوجب عليهم العمل معا في بيئة خطرة جدًا جدًا، وهي فعلًا بيئة غريبة عليهم لأنها غير اعتيادية.
    Aile geleneklerimiz var, bunlardan en önemlisi ise Noel'de bir arada olmak. Open Subtitles لدي تقاليد عائلية أكثرها اهمية هو ان نكون معاً في عيد الميلاد
    Birlikte yaşar, birlikte eğitim yapar, birlikte savaşır, sonsuza dek bir arada kalırız. Open Subtitles نحن نعيش سويّة، نتدرّب سويّة، نحارب سويّة، نقف مع بعضنا من أجل العدالة.
    Muhtemelen yavrular yolu bulabilir ama sadece bir arada oldukları sürece güvendeler. Open Subtitles هذه الصغار من المحتمل أن تشق طريقها الخاص ولكنهم يبقوا في أمان إذا إجتمعوا مع بعضهم
    dilimleyicii kesici, soyucu, ezici hepsi bir arada. harika değil mi? Open Subtitles قطّاعة، فرامة , مهراسة - الكل في واحد. جميل، أليس كذلك؟
    Ama hepinizi bir arada görmek bana büyük umut veriyor. Open Subtitles ولكن رؤيتكم متحدين جميعاً أيها الجيوانات تعطيني أملاً كبيرا.
    İnsanlar genelde zekâ ile bilinçliliği karıştırıyorlar, özellikle de Silikon Vadisi gibi yerlerde, fakat bu anlaşılır bir şey, çünkü insanda ikisi bir arada işler. TED الناس غالباً ما يخلطون الذكاء والوعي، خاصةً في أماكن مثل سيليكون فالي، وهو أمر مفهوم، لأنها في البشر، تعمل سويةً.
    Seçimlere kadar bu ülkeyi bir arada tutabilirim. Open Subtitles و يمكنني أن ألم شتات هذه البلد, حتى تحين الإنتخابات,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more