"bir cihaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • جهاز
        
    • آلة
        
    • أداة
        
    • الجهاز الذي
        
    • أحد الأجهزة
        
    • أحد الأدوات
        
    Tüm evreni on saniye geriye yollayan cep boyutunda bir cihaz! Open Subtitles جهاز بحجم الجيب يقوم بإعادة الكون كله عشر ثوان إلى الوراء
    multi-milyon dolarlık tesislere gerek duymak yerine, küçük bir boyutta, bu izotopları üretebilecek bir cihaz geliştirdim. TED عوضاً عن الحاجة لمنشآت بملايين الدولارات قمت بتطوير جهاز يستطيع على نطاق صغير جدا أن ينتج هذه النظائر.
    telefonun içine bakabilseniz, içindeki herşeyin ya bir bilgisayar ya da hesaplama yapan bir cihaz olduğunu matematik olduğunu. Sayı temelli olduğunu anlarsınız. TED إن فتحتم ذلك الهاتف، كل شيء في ذلك الهاتف أو الحاسوب أو أي جهاز حوسبة آخر هو رياضيات. كلها أرقام في العمق.
    Bu, sağlık hizmetlerini iyileştirmek için kullanabileceğimiz müthiş bir cihaz. Ama daha önce belirttiğim gibi aynı zamanda büyük bir sorun. TED لذا .. إنها آلة رائعة يمكننا استخدامها لكي نحسن الوضع الصحي ولكن كما قلت .. فهي تمثل تحدٍ بالنسبة لنا
    Üç uçlu bir cihaz aracılığıyla mümkün. TED الإجابة هي: عن طريق استخدام أداة لها ثلاثة رؤوس
    Bu cihaz, hemşirelerin hastanede omurilike yaptıkları bir girişim sırasında kullandıkları bir cihaz. TED هذا هو الجهاز الذي تستخدمه الممرضة عندما يقومون بإجراء عملية في العمود الفقري بالمستشفى
    Bir saha mühendisinin rüzgar çiftliğine gittiğini düşünün. Portatif bir cihaz hangi türbinin bakıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. TED تخيل وصول مهندس الحقل الى مزرعة الرياح مع جهاز محمول باليد ليخبرها أي التوربينات التي تحتاج إلى خدمة.
    Böylece öğrencilerimle birlikte böyle bir cihaz yapmak için çalışmalara başladım ve size ilk sonuçlardan bazılarını göstermek istiyorum. TED لذا بدأت أنا وطلابي بصنع جهاز مماثل، وأريد أن أعرض لكم بعضًا من نتائجنا المبكرة.
    der. İşte böylece biz başardık ve aslında bu şirin -parantez içinde- bir cihaz. TED وبهذا كان بمقدورنا، وبين قوسين، هذا جهاز لطيف في الحقيقة.
    Bu görüntü için bir kamera uçurdular, altında SLR'la beş kilo ağırlığında bir cihaz. TED فبالنسبة لهذه الصورة، قاموا بالتحليق بالكاميرا، جهاز وزنه خمسة كيلوجرام مع كاميرا عاكسة مفردة العدسة تحته.
    Hologramları hayatımıza sokmak derken sadece yeni bir cihaz ya da daha iyi bir bilgisayardan bahsetmiyorum. TED باستخدام الصور المجسمة في حياتنا اليومية لا أتحدث عن أجهزة جديدة أو جهاز كمبيوتر أفضل.
    Rüyalarımı, anılarımı, fikirlerimi kaydedebilen ve beyninize gönderebilen bir cihaz icat ettiğinizi hayal edin. TED تخيل أنك قمت باختراع جهاز يستطيع تسجيل ذكرياتي، واحلامي وأفكاري، ويقوم بإرسالها الى دماغك.
    Pek çok denemeden sonra ve de büyükannemin dağlarda yaşayan yerli arkadaşlarının yardımıyla, yeni bir cihaz elde ettik. TED بعد العديد من التجارب، وبمساعدة من أصدقاء جدتي من السكان الأصليين في الجبال، حصلنا على جهاز جديد.
    Bu kez öyle görünüyor ki, işleme yöntemi yalnızca bir parçadan oluştuğu için paslanmayacak bir cihaz yapmamızı sağlıyor. TED يبدو هذه المرة، أن النسيج يسمح لنا بإنشاء جهاز سلس لا يصدأ لأنه مصنوع من قطعة واحدة فقط.
    Bu cihazlar piyasaya girmeden önce güvenlik ve gizliliğini açıklığa kavuşturmak gerekiyor, çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa bir evi anahtarla kilitlemenin ne anlamı var ki? TED فنحن نحتاج لأن نحصل على الأمان والخصوصية بوجود هذه الأجهزة قبل دخولها السوق، فما هو الغرض من تأمين المنزل بمفتاح إذا كان بإمكان أي شخص الدخول إليه عبر جهاز متصل بالشبكة؟
    Pahalı olmayan, taşınabilir, riskli hastalar tarafından giyilebilir müdahalesiz bir cihaz. TED جهاز غير جراحي وغير مكلف، محمول ويمكن أن يرتديه المرضى المعرضين للخطر في كل الأوقات.
    Bu yüzden eşyaya takılabilen küçük bir cihaz geliştirmelisiniz ve bu cihaz eşyaları buluta bağlayıp potansiyelini kilitleyip yeni bir işlev ekleyebilmeli. TED لذلك علينا تطوير جهاز صغير يمكن توصيله بكل الأشياء ليجعلها متصلة بالسحابة لزيادة إمكانياتها وإضافة وظائف جديدة.
    Böyle görünüyor, eşyaları bağlayıp akıllı ve interaktif hâle getirebilen küçük bir cihaz. TED وهذا ما يبدو عليه، وهو جهاز صغير سيتصل بالأشياء التي نرغب في جعلها ذكية ومتصلة وتفاعلية.
    Bu şey 1998 zamanlarında Washington Üniversitesi’nde uydurulmuş bir cihaz. TED هذه آلة صنعت في جامعة واشنطن في عام 1998.
    E-sigara teknik açıdan çok basit bir cihaz. TED السجائر الإلكترونية تقنيًا هي أداة بسيطة عمومًا.
    Bunun, bir zaman döngüsü yaratarak, son üç günümü tekrar tekrar yaşatan bir cihaz olduğunu söyleyebilir misin? Open Subtitles أيمكنكَ أن تقول أنّ ذلك هو الجهاز الذي يخلق حلقة زمنيّة كنتُ أعيشها في الـ3 أيّام الماضية؟
    İnsanların, ücretsiz WiFi olduğunu düşünerek giriş yapacakları, bir cihaz geliştirdiler. Open Subtitles قاموا بضبط أحد الأجهزة بحيث عندما يقوم المقامرين بالولوج معتقدين أن هذه شبكة لاسلكية مجانية
    Görev için aldığımız bir cihaz. Open Subtitles انها أحد الأدوات التى لدينا من أجل المهمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more