Prenses Diana, televizyonda, kara mayınlarının her tür gelişimin önünde somut bir engel olduğunu ilan ediyor ki bu çok doğru. | TED | الأميرة ديانا تعلن على التلفزيون أن الألغام الأرضية تشكل عائقا اساسيا إلى أي تطور، وهو حقيقة فعلا. |
Yani, Madantusi dilin bir engel olmadığını gösterir gibi görünüyor; aslında eğer isterlerse birbirlerine dil öğretebilirler. | TED | لذا، فقد أوضحت مادانتوسي أن اللغة ليست حاجزاً. في الواقع ربما بمقدورهم تعليم بعضهم البعض اللغة إذا أرادوا ذلك حقاً. |
Sonra fark ettik ki, aşmadığımız başka bir engel daha var, o da katılım engeli. | TED | ثم كان هناك عائق آخر أدركنا أننا لم نتخطاه، وهو عائق المشاركة. |
5-6 dakika kadar. Brooklyn Köprüsü'nde bir engel var. | Open Subtitles | حوالي 5 الى 6 دقائق, هناك عقبة عند جسر بروكلين |
Kendi yalnızlığımız olan var oluşsal teröre karşı işe yaramaz bir engel olarak düşündüm. | Open Subtitles | هو حاجز غير مُجدي ضد الإرهاب الوجودي تلك ملكَتنا التفرد |
Aşman gereken bir engel olarak dahi olsa hep yanında olacağım. | Open Subtitles | سأكون متواجداً دائماً من أجلك حتى لو كانت كعقبة لك لتتخطاها |
Ne zaman önüne bir engel koysam üstesinden gelmenin bir yolunu buluyor. | Open Subtitles | لأنّ في كلّ مرّة أضع عقبة في طريقه، فإنّه يجد طريقة للتغلب عليها |
Üst kadememize katılma amacınızın önünde duran tek bir engel var. | Open Subtitles | عقبة واحدة أخيرة تفصلكم عن هدفكم. وهو الإلتحاق بصفوفنا الثمينة. |
Tren yolunu hala kapatan bir engel var. | Open Subtitles | ما زال هناك عطل في العربة التي في المقدمة |
Tünelde bir engel var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كأنّه حاجز في النفق |
Şu anki teklifle ilerlememek için bir engel yok, efendim. | Open Subtitles | ليس هناك سبب لعدم التحرك بالمقترح كما هو |
Zorluk hayatımızı yaşamak için çevresinden dolaşmamız gereken bir engel değildir. | TED | المحنة لا تشكل لنا عائقا يجب التغلب عليه لاستئناف العيش في حياتنا |
Iguanodon sürüsü için, yağış bir engel teşkil etmiyor. | Open Subtitles | لا تعتبر الأمطار عائقا بالنسبة لقطيع الإجواندون |
bir engel haline geldiğinde, tüm ilişkilerini bitirmelisin. | Open Subtitles | ان عليك انهاء جميع علاقاتك الى تصبح عائقا |
Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın. | TED | ولكن لا تدعها تكون حاجزاً بينك وبين الحقيقة. |
Ve sen değilsin. Yani, inanç farklılıklarımız önümüzde aşılamaz bir engel oluşturuyor. | Open Subtitles | لذا، وكما ترين، فقد شكلّت فروقاتنا الدينيّة حاجزاً تعجيزيّاً |
Şimdi size özgür iradenizle, evliliğin yükümlülüklerini üstlenip üstlenmeyeceğinizi ve evlenmenize yasal bir engel bulunup bulunmadığını soracağım. | Open Subtitles | أسألكم اذا كنتم متعهدون للإلتزامات الزواج وحتى أوضح باأن ليس هناك عائق قانوني للزواج |
Ama elektriğin gerçek bir ürüne dönüşerek alınıp satılabilmesi için aşılması gereken son bir engel daha vardı. | Open Subtitles | لكن لكي تصبح الكهرباء سلعة تباع و تشتري كان هناك عائق يجب تجاوزه |
Gerçekten Henry'nin kral olması, Tanrı'nın isteği ise... neden yolumuza başka bir engel daha koyuyor? | Open Subtitles | حقاً لو كانت إرادة الله أن يكون هنري ملكاً لماذا يكون هناك عقبة أخرى في الطريق؟ |
Ezik mağdur. Pinball buralarda doğal bir engel. Hepimiz neler yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | (كرة الدبابيس) هو حاجز طبيعي هنا |
Tabii ki tereddüt etmedim desem yalan olur ama bana göre aktrist olma yolundaki küçük bir engel | Open Subtitles | وبطبيعة الحال سوف الكذب أنا إذا قلت لم يكن لدى أي تردد ولكن نظرت إليها كعقبة كان على القفز من فوق كممثلة. |
ve ben ilişkinizde bir engel olmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن أصبح عقبة في علاقتكم |
(Gülüşmeler) Ama düşünmemiz gereken büyük bir engel var. | TED | (ضحك) لكن هناك عقبة واحدة إضافية كبيرة علينا التفكير حولها. |
- Tren yolunu kapatan bir engel var. - Olamaz. | Open Subtitles | هناك عطل في العربة التي في المقدمة لا |
Camille ölülerin şehrinde bir engel büyüsünün arkasında saklanırken benim ölümüm anlamına gelen şeyle benimle alay ederken oldukça net görünüyor. | Open Subtitles | أختلف معك، (كاميل) تبدو بأتّم صوابها مستترة وراء تعويذة حاجز في مدينة الموتى وقد تهكّمت عليّ بسلاح هلاكي! |
O zaman bende bunu resmileştirmek için başka bir engel görmüyorum. | Open Subtitles | حسناً, إذاً فلا أرى أي سبب لعدم جعل الأمر رسمياً |