| Her ne kadar haftanın bir günü tamamen dine adanmış olsa da o zaman bile, İsa'nın havarilerinin balıkçı olduklarını anlatırdı. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أنه صحيح أن يوم واحد بالأسبوع يعطى كله للتعبد ثم حتى قال لنا انا تلاميذ المسيح كانوا صيادين |
| Kendine gelmesi ve bizi eve götürmesi için bir günü daha var yoksa bize etkisinin ne olacağına bakmaksızın, onu denizin dibine yollarım. | Open Subtitles | حسناً, لديه يوم واحد فقط ليثمل من الشرب ومن ثم سيعود بنا إلى الوطن أو نحن سنتدل طريقنا بالشمس وليجد هو طريقه سباحةً |
| Yılın sadece bir günü ilgi odağı sen oluyorsun ama. | Open Subtitles | لكنه يوم واحد في السنة كل شيء فيه يكون بشأنك |
| Babanızın Timsah'ın hayatındaki bir günü film yapmak için yeterli parası var. | Open Subtitles | والدكم معه نقود تكفي ليعيش أحد أيام حياة التمساح أي يوم هو ذلك؟ |
| Adamım, kolsuz Scarlett Johannsen'ı haftanın herhangi bir günü. | Open Subtitles | يا صديق .. سكرلت جونز بدون ايادي .. في اي يوم في الاسبوع |
| Kitap, hayatlarından bir günü her birinin kendi bakışından ele alacak. | Open Subtitles | والكتاب سيكون يوم من حياتهم من وجهات نظرهم الفريدة من نوعها |
| Doğduğum günden beri bir günü bile hasta geçirmedim. | Open Subtitles | انا لم اجرب المرض يوماً واحداً من قبل ان تولدي |
| Başka bir günü akşamdan kalma olarak geçirirsen üzülürüm. | Open Subtitles | اكره ان تهدري يوما اخر بالشعور بدوار الثمالة |
| Çünkü hayatımın tek bir günü bile işime geç kalmadım! | Open Subtitles | لأن ما سبق أن كنت متأخرا إلى عملي يوم واحد من حياتي |
| Anne, bir günü ev içinde geçirebilir miyim? | Open Subtitles | امي, الا استطيع قضاء يوم واحد داخل المنزل |
| Çoğu müzeye haftanın belli bir günü bedava girilebiliyor, | Open Subtitles | بماذا توصلتي؟ حسنا، اغلب المتاحف لديها يوم واحد في الأسبوع |
| Ona 16 yaşıma bastığımda her şeyden çok istediğim şeyin sadece bir günü baş başa geçirmek olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُها أردتُ حقاً عندما ابلغ 16, الذي أردتُ أكثر مِنْ أيّ شئ كَانَ فقط يوم واحد، فقط يوم واحد كلانا فقط. |
| Yılda bir günü kendimi düşünmek için ayırıyorum. | Open Subtitles | هو يوم واحد من السنة أنا حجز لحقا التفكير في نفسي. |
| Ama bir günü genç biri olarak geçirebilir miyim? | Open Subtitles | ولكن هل يمكنني ان احصل على يوم واحد كـ مراهق, من فضلك؟ |
| Senede sadece bir günü, oğlumuz hakkında konuşmaya ayırıyoruz. | Open Subtitles | نسمح لأنفسنا يوم واحد من السنة للحديث عن ابننا |
| Hayır, ona dökülmesi için bir günü olduğunu yoksa... yoksa ne? | Open Subtitles | -كلاّ، قلتُ أنّ لديها يوم واحد لجلبه وإلاّ . -وإلاّ ماذا؟ |
| Seni haftanın herhangi bir günü masanın altına sokabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أشربك أنت ايضاً في أي يوم من الأسبوع |
| O şekilde, ayın herhangi bir günü at binmeye, yüzmeye plaj voleybolu oynamaya gidebiliriz. | Open Subtitles | بهذا يُمكننا الذهاب إلى ركوب الخيل, السباحة... ولعب الكرة الشاطئية في أي يوم من الشهر. |
| Cinayet masası dedektifinin sıradan bir günü işte. Biraz daha önemli şüpheli yok mu? | Open Subtitles | يوم في حياة محقق بجرائم القتل وتهديدات مباشرة أكثر؟ |
| Cinayet masası dedektifinin sıradan bir günü işte. Biraz daha önemli şüpheli yok mu? | Open Subtitles | يوم في حياة محقق بجرائم القتل وتهديدات مباشرة أكثر؟ |
| Fakat bu buluşların getirdiği ses, 1890 yılının bir günü elinde kablosuz olarak taşıdığı vakum tüp aydınlandığında, birden sönüvermişti. | Open Subtitles | لكن كل هذه الاكتشافات بهتت فجأه في يوم من عام 1890 حين أضاءت انبوبه من الغاز الخامل في يده بدون اي اسلاك متصله |
| Haftanın herhangi bir günü, hapse girmektense hapse atan kişi olmayı yeğlerdim. | Open Subtitles | إنني أحب أن أتّأخذ موقفاً حيال الأمور، لذا كنتُ أقوم بهذا في أيّ يوم من الأسبوع |
| bir günü bile geçiremezsin. Burada gerçekleri öğrenmezsin. | Open Subtitles | ولن تنجوا يوماً واحداً بدون أن تتعلم الحقائق الموجودة هنا |
| Oh Ri Jin'i göndermeden önce sadece bir günü onunla geçirebilir miyim? | Open Subtitles | قبل أن أرسل رى جين بعيداً ، إعطنى فقط يوماً واحداً |
| Benim için bir günü daha boşa harcama. | Open Subtitles | لا تهدري يوما آخر ، ليس من أجلي |