Kesinlikle düşünmüyordum, hey, burada yeni bir işim var. | TED | أنا بالتأكيد لم أكن أفكر، مهلاً، حصلت على عمل جديد هنا. |
Peki ya daha iyi bir işim, daha iyi bir evim olursa? | Open Subtitles | ماذا لو حصلت على عمل أفضل ومكان أفضل للسكن؟ |
Havaalanından evime doğru gidiyordum. Yeni bir işim oldu. Şimdiden çalışıyorum." | TED | سيدي. كنت في طريقي إلى البيت من المطار . وحصلت على وظيفة . و ها أنا أعمل مباشرةً |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
İyi bir işim de var. Yani... İşler yoluna giriyor. | Open Subtitles | لدي وظيفة جيدة الآن ، أعني أن الأمور تبدو مبشرة |
Biliyorsun, bir işim hayatım ve olmam gereken yerler var. | Open Subtitles | تعلم, لديّ عمل و حياة وأماكن يجب أن أكون فيها |
- Saol benim bir işim var | Open Subtitles | أنت لا تعمل شكرا لك.. لكنى سأحصل على عمل |
Evet ama eğer bir işim olursa, onu bana geri vermek zorundasın. | Open Subtitles | نعم، لكن عليك أن تعيدها لي إن حصلت على عمل. |
Yoksullarla alakalı bir işim olsa babam çılgına dönerdi. | Open Subtitles | أعتقد أنها ستدفع أبي للجنون إن حصلت على عمل في مساعدة الفقراء |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
Yarım gün şehirde olmayacaktım ve bir işim olacaktı. | Open Subtitles | أنا خارج المدينة لنصف يوم, وحصلت على وظيفة. |
Anlıyor musun? Sıradan biriyim. Sıradan bir işim, sıradan bir odam var. | Open Subtitles | أنا رجلٌ عاديّ ، حصلت على وظيفة عاديّة وغرفة عادية |
Hala güzel bir işim var anneannenin yaşam koçluğu işi yeniden başlayacak. | Open Subtitles | مازال لدي وظيفة جيدة, وعمل جدّتكِ في التدريب على الحياة بدأ يثمر. |
Hala senin için bir işim olduğunu düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنه لا يزال لدي وظيفة لك؟ |
- Bak, buradan çıktığımızda bir evimiz olacak, benim harika bir işim olacak ve bütün bu çile sona erecek. | Open Subtitles | اسمعني، عندما تخرج ستكون لدينا شقّة، وسيكون لديّ عمل جيد وهذه المحنة بأكملها لن تبقى إلاّ مجرد صورة في حياتنا |
Unutma ki, Woodmen'da çok iyi bir işim ve bakmam gereken bir ailem vardı. | Open Subtitles | يجب أن تأخًذ في الحُسبان ان عندي وظيفة عالية المركز في الشركة ولدي عائلة لأعولها |
Ama burada bitirilmemiş bir işim var. | Open Subtitles | ولكن عندي أعمال غير منتهية هنا |
Daha önce açıklayacaktım ama bir işim çıktı. Güvenliğin için Michael istedi. | Open Subtitles | كنت أود تفسير ذلك لكن كان عندى بعض الأعمال فى كارسون سيتى |
Döndüğümde hala bir işim olacak mı, merak ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتساءل إن كنت سأحتفظ بوظيفتي حالما أعود لهناك |
Arkadaşlarım var, bir işim var. Burada kendimi yeniden insan gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لديّ أصدقاء ، لديّ وظيفة بدأت أشعر أنني شخص حقيقي مرة أخرى |
Yapacak bir işim vardı. İçki alamıyoruz. | Open Subtitles | كان لدي عمل أقوم به لا يمكننا شراء مشروب |
Eğer gerçekten böyle bir buluşun eşiğindelerse, kaybedeceğim bir işim yok demektir. | Open Subtitles | اذا كانوا على وشك تقدم مفاجئ مثل هذا لن تكون هنالك لي وظيفة لاخسرها |
Size bir işim var. Ama o tür bir iş değil. | Open Subtitles | لدي عمل من أجلكم لكنه ليس هذا النوع من الأعمال |
Hayatım boyunca bana anlam ifade eden sadece bir işim olmuştu. | Open Subtitles | لدي وظيفة واحدة طيلة حياتي و التي كانت منطقيّة بالنسبة لي |
Demek istediğim, bir taneye ihtiyacım olacak, dime, eğer herhangi bir zaman 'gerçek' bir işim olacaksa ve 'tembel kıçımı' senin o 'büyükbaba evinden' taşıyacaksam. | Open Subtitles | صح اذا كنت سأحصل في يوما ما على وظيفة حقيقية و اخرج نفسي من منزلك القديم |