| Ya, evet. Bu bir lanet. Hayatım boyunca insanları beklerken oluyor. | Open Subtitles | نعم ، حسنا ، إنها لعنة قضيت نصف حياتي أنتظر الناس |
| Bu keşişe dini açıdan bir lanet salabileceğimiz yazıyor olmalı. | Open Subtitles | أننا لدينا الصلاحية للتفويض بإلقاء لعنة الكنيسة على ذلك الراهب |
| Bu kadar sevdiği büyükannesine yakınlaştıkça daha da güçlenen bir lanet. | Open Subtitles | لعنة تزدادُ قوةً كلما اصبح اقرب الى جدته التي يحبها ؟ |
| Her zaman gücümün bir lanet olduğunu düşündüm, fakat şimdi bunun bir hediye olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | لطالما إعتقدت أن قدراتى كانت لعنه لكنى الآن أراها كهبه |
| Ya sen? Hayatından kaçabilmenin havalı bir yolu olan bir lanet yapıyorsun. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}ألقيتِ اللعنة التي كانت شكلاً منمّقاً للهرب |
| Cehennemin karanlık güçleri... korkunç bir lanet kustu, sen bunun ne olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | قوى الظلام فى الجحيم... أحدثت نقمة بلعنة رهيبة، وأنت رأيتها تعمل. |
| -Bu bir kutsama ayni zamanda bir lanet. -Genelde yalniz olacaksin ve, yanlis anlasilacaksin. | Open Subtitles | وهذه نعمة ونقمة في آنٍ غالباً ما ستكونين وحيدة وغير مفهومة |
| Misaki'nin böyle deli saçması bir lanet yüzünden öldüğüne inanmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في تصديق أن ميساكي ماتت بسبب لعنة عبثية كتلك |
| Annem mührün sadece bir lanet olduğunu ve kurtulabileceğini söyledi. | Open Subtitles | أمي تقول أن العلامة مجرد لعنة و بإمكانها أن تُزال |
| İnsanlığı antik dönemden bu yana canından bezdiren bir lanet var. | TED | هناك لعنة عذبت البشرية منذ العصور القديمة. |
| Şu anda, bu dünyada, veriyi bir lanet olarak görüyoruz. | TED | حتى الآن ، في هذا العالم ، نحن نفكر في هذه البيانات بأنها لعنة. |
| Topraklarının üzerine çökmüş bir lanet varmış. | Open Subtitles | يقولون بأن هناك لعنة مطبقة على كامل المنطقة |
| Onu böyle misafir etmekle eve bir lanet getirmediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك لم تجلب لعنة علي هذا البيت؟ |
| Chase bile Batman olmaya bir lanet diyor. | Open Subtitles | حتى تشيس تطلق على وجود الرجل الوطواط لعنة |
| - bir lanet. - Ardından buzlar üzerinde feci bir gece. | Open Subtitles | ـ لعنة ـ ثم بعدها ليلة مأساوية علي الثلج 0 |
| Belli standartların olmasının bir lanet olduğuna inanmaya başladım. | Open Subtitles | ـ ليس أنت ـ لقد أصبحت أشعر بأن البحث عن معايير يعتبر لعنة |
| İnanıyorum ki arkadaşlarını birbirine ayarlamaya çalışanların üstünde bir lanet var. | Open Subtitles | أنا أؤمن بوجود لعنة تحُل على كل من يحاول التوفيق بين أصدقائه |
| Çocukken bunu bir lanet sanırdım. | Open Subtitles | عندما كنت أصغر سناً، كنت أعتقد أنها لعنة |
| Kabul etmeliyim ki zekice bir lanet. Çingeneler intikam almakta konusunda yaratıcı bir ustalığa sahiplerdir. | Open Subtitles | أنها لعنة رائعة, أعترف بهذا الغجر لديهم أسلوب رائع في الانتقام |
| -Sandıkta bir lanet var. -Lanet mi? ! | Open Subtitles | ـ يوجد لعنه على هذا الصندوق ـ اللعنه على هذه اللعنه |
| Hayatından kaçabilmenin havalı bir yolu olan bir lanet yapıyorsun. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}ألقيتِ اللعنة التي كانت شكلاً منمّقاً للهرب |
| Bunun bir lütuf mu yoksa bir lanet mi olduğunu tanrı bilir. | Open Subtitles | ...وسواء كانت هذه نعمةً أم نقمة من سيعلم ذلك بحق الجحيم... |
| Evet. Bu hem bir lütuf, hem bir lanet. | Open Subtitles | نعم، إنها نعمة ونقمة |
| Bu bir lanet! Lanetten sakının! | Open Subtitles | إنها اللعنه, إحترسوا من اللعنه |