"bir ruh" - Translation from Turkish to Arabic

    • روح
        
    • روحاً
        
    • روحا
        
    • بروح
        
    • روحٌ
        
    • الروح التي
        
    • في مزاج
        
    • لروح
        
    • بعض الأرواح
        
    • حالة
        
    • يمكن للروح
        
    • وروح
        
    • كروح
        
    • روحًا
        
    • روحٍ
        
    Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi. Open Subtitles لتر وكان الوقت الآن ل جلب المتوسطة , روح على استعداد تسمح بيندر للتواصل مع الشعب الذي غاب وأحب.
    Geceleri erkekleri ziyaret eden bir ruh, genelde yaşlı bir kadın siluetiyle. Open Subtitles هي روح ذلك رجال الزيارات في الليل، عادة على شكل إمرأة عجوز.
    bir ruh kendi canını aldığı zaman Minos buraya karar verir. Open Subtitles عندما تقتل روح نفسها فإن مينوس يحكم عليها في هذه الدائرة
    Yaratıcılığın, insana refakat eden kutsal bir ruh olup, insanlara, meçhul ve uzak bir kaynaktan, anlaşılmaz sebeplerle geldiğine inanıyorlardı. TED أعتقد الناس أن الإبداع كان روحاً إلهية مصاحبة جاءت إلى البشر من مصدر بعيد وغير معروف، لأسباب بعيدة وغير معروفة.
    Bay Safford onca zorlu kariyer yıllarının ardından biraz özgür bir ruh sahibi olmayı hak etmiyor mu? Open Subtitles اه.. ألا يستحق السيد سافورد أن يكون روحا حره بعد كل هذه السنوات من العمل المضني ؟
    Bugünden sonra yeni bir ruh ve amaçla taze bir başlangıç yapmamıza izin ver. Open Subtitles وبأن وجودنا على هذه الأرض هو لفعل الخير لا الشر إجعلنا نمضى فى حياتنا من هنا قدما بروح وهدف جديد
    bir ruh bu insanları öldürüp bunları kaza gibi gösteriyor. Open Subtitles روحٌ ما قتلت هؤلاء الأشخاص و جعلت ذلك كحوادث مفاجئة
    Beni buraya, bir ruh getirdi. Ve bana birini bulmam gerektiğini söyledi. Open Subtitles روح قادتني إلى هنا وأخبرتني بأنني من المفترض أن أجد شخصا ما
    90 yaşıma geldiğimde yeni bir ruh eşi bulmak istemiyorum! Open Subtitles لا أريد العثور على رفيق روح جديد وأنا في الـ90
    Yani zarar görmüş bir Tanrı'mız var. Bu dünya ve yaşayan her bir ruh ile çok yakın bağlantısı olan bir Tanrı. TED إن نؤمن برب معذب رب مرتبط بهذا العالم وبكل روح حية بشكل حميمي.
    Bunun anlamı şu ki; insanlar gelişmeler karşısında hayatta kalabilmek adına, oldukça Darvinci bir ruh oldu, tabiatı gereği şeytanla dans etmek zorundadır. TED مايعنيه هذا للبشريه، من أجل البقاء في التطور، روح الداروينيه هنا، بطبيعتها، يجب الرقص مع الشرير.
    Veya belki epilepsi ve epilepsi hastaları hakkında duyduklarımdandı: hastaların asla yalnız yaşamamalarını, kendi başlarına seyahat edememelerini veya işe bile gidememelerini; ihtiyaç duydukları içlerindeki teslim oldukları bir ruh ile dışlandıklarını duydum. TED وقد يكون بسب الأشياء التى سمعتها عن الصرع وعن المصاببن به: وأنهم لا يعيشون بمفردهم أبدًا: ولا يسافرون وحدهم مطلقًا أو حتي يحصلون على عمل؛ أنهم منبوذين وتتلبسهم روح هم بحاجة للتخلص منها.
    Girişimci bir ruh, bağımsız bir özellik ve ebeveynlerine bağlılık. TED روح المبادرة ومباشرة الأعمال الحرة، ونزعة الاستقلال والتفاني من أجل والديه.
    Japonya'da denir ki rekabet etmeden rekabetçi bir ruh yaratıldı. TED يقال أن اليابان، صنعت روح المنافسة بدون منافسة.
    Ben o kayıp bir ruh ve tasarrufu gerekli söylemiştim. Open Subtitles لقد قلت لك أنه كان روحاً ضائعة و بحاجة لإنقاذ
    Bayan Upjohn'un özgür bir ruh olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles يبدز أن السيدة ً آبجــون ً ، تستدعي ربما روحا حرة
    Çok iyi bir ruh halindeydi, sadece evliliğiyle ilgili sorunları vardı. Open Subtitles لقد بدَت أنها بروح عالية جِداً ما عدا المشاكل التي كانت تُعاني مِنها في زواجِها
    Beecher gerçeği arayan kayıp bir ruh. Open Subtitles بيتشَر روحٌ تائِهَة تَبحثُ عَن الحَقيقَة
    Uzun süre önce bu binada bir zamanlar yaşamış bir ruh. Open Subtitles إنها الروح التي أعتادت العيش في هذا المبنى منذ وقت طويل.
    Paige, sana kötü bir ruh olmuştur biliyorum, ama bu biraz deli oluyor. Open Subtitles بايدج ، أعرف أنك كنت في مزاج سيء ولكن هذا بدأ يصبح جنوني
    Kutsal Tanrım, eğer bir ruh kurtarılacak ise ne olur Beatrice olsun. Open Subtitles ربي,إن كان مقذّرا لروح واحدة فقط أن 'تعتق فأرجوك أن تكون بياترس
    Evet, belki hortlak meselesi... sinirli bir ruh, Open Subtitles .نعم, ربماهي مسكونة. بعض الأرواح الغاضبة
    Ben farklı bir ruh halindeyim ve düşünüyorum orada Taç Mahal'e TED أنا في حالة مختلفة تماما، وأنا أفكر، وااو، لم أفكر مطلقا
    "bir ruh nasıl alkış tutabilir?" Open Subtitles ‫كيف يمكن للروح أن تصفق بيديها؟
    İki taraf içinde çözülmesi gereken sorun, yeni fikirler, yeni silahlar ve askerleri için yeni bir ruh yaratmaktı. Open Subtitles كان التحدي بين الطرفين ، يكمن في إيجاد أفكار جديدة وأسحلة جديدة ، وروح معنوية متجددة بين رجالهم
    Güneş yüzü görmemiş kötü bir ruh gibi. Open Subtitles وعينيه تجعلانه يبدو كروح شريرة لم ترى الشمس من قبل
    Meristokrasinin antropolojisinde ise saflaştırılacak bir ruh değil artırılabilecek bir yetenekler bütünüsüzdür. TED وينص مبدأ الجدارة على أنك لست روحًا ليتم تنقيتها، بل أنت مجموعة من المهارات التي يجب إتقانها
    Kötü bir ruh arıyorlar ve bunun sende olmadığını biliyorum. Open Subtitles إنهم يبحثون عن روحٍ ظلامية وأنا أعلم بأنكِ لستِ كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more