Bir tanesini gören birini tanıyan birini tanıdığını söylüyor. Neyi gören? | Open Subtitles | قالت إنها عرفت شخصاً كان يعرف شخصاً أخر رأى واحداً منهم |
- Sadece Bir tanesini öldüreceğim. | Open Subtitles | أنا فقط سأقتل واحداً منهم ليكون عبرة. ذلك الصغير |
Beş. Beş, çıplak gözle 100 milyar galasiden beş tanesi. Ve çok keskin bir görüşünüz yoksa bunlardan Bir tanesini görmeniz oldukça zor. | TED | خمسة من أصل 100 مليار مجرة ، بالعين المجردة. واحدة منهم من الصعب جدا أن تراها ما لم يكن لديك بصر جيد جدا. |
Eğer bunlardan Bir tanesini almak istiyorsan Pan Amerikan pilotu olmalısın. | Open Subtitles | وإذا أردت الحصول على واحدة منهم فعليك أن تصبح فعلا طيارا لدى شركة بان أمريكان |
Parti için, bunlardan Bir tanesini kız arkadaşının tarağına takacağım. | Open Subtitles | في الحفلة سوف اضع واحدة على احد امشاط الشعر من اجل صديقتك |
Lütfen, Bir tanesini devirsen o da şansındandır. | Open Subtitles | أرجوك. ستكون محظوظاً إن أسقطت واحدةً حتّى |
Bir tanesini halledip üstlere iletmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ألقي القبض على أحدهم لإرسال رسالة مباشرة إلى القيادة |
Boş Bir tanesini bulup bir süre orada idare ederiz. | Open Subtitles | ستعثر على واحد فارغ ونختبيء به لفترة قصيرة. |
Bir tanesini kısaltmayı unutmuşum. | Open Subtitles | لم أقصد , نسيتُ جعل إحداها قصيراً |
Dışarı çıkıp Bir tanesini yakalamak istediğimde hastalıklı olabileceklerini söylediler. | Open Subtitles | ,أردت الخروج و الإمساك بواحد ,لكنهم قالوا أنهم يحملون أمراضا |
Bir tanesini bile elimde tutamıyorum. | Open Subtitles | وماذا أفعل؟ لا يمكنني أن أقنع واحداً منهم بالبقاء. |
Ve lütfen birşey söyle.. Eğer bu senin sinirli halinse, Sana en sevdiğin bir çift küpenin Bir tanesini kaybettiğimi de söylememin tam zamanıdır, sanırım.. | Open Subtitles | إن كان هذا غضبك , فيجب علي ان اقول لكي عن الوقت الذي اقترضت منك الزوج المفضل لديك من الأقراط لقد أضعت واحداً منهم |
Bir tanesini öldürürsek... | Open Subtitles | التي بمكن استعنالها لعلاج الحمب إذا قتلنا واحدة منهم |
Bir tanesini bile bitirebildiğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اضن باني قد انهيت ولو واحدة منهم. |
Tamam ama en azından Bir tanesini biliyor olmalısın. | Open Subtitles | حسنا ، ولكن من المؤكد انك تعرف قصة واحدة على الاقل ـ |
En sık karşılaştıklarımızdan Bir tanesini inceleyelim: | Open Subtitles | دعونا نختبر واحدة على سطح الأرض |
Şu andan itibaren her cuma günü, aranızdan birine bunlardan Bir tanesini vereceğim. | Open Subtitles | عبر أيام الجمعة التسعة سأعطي كل منكم واحدةً من هذه |
Yeni Bir tanesini bulup deposunu doldurmak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | وسنحتاج لبعض الوقت لنزود واحدةً بالوقود.. |
- Bir tanesini, evet. - Göster onu öyleyse. | Open Subtitles | أجل ، تعرفت على أحدهم - عينه لنا ، إذن ، تحدث و إياه - |
Bir tanesini yok etmeyi başardık ama iki tanesi duvarı geçti. | Open Subtitles | ، نحن ندبر لأن نقضي على واحد منهم و لكن إثنان منهم إجتازوا السور |
Bir tanesini kısaltmayı unutmuşum. | Open Subtitles | لم أقصد , نسيتُ جعل إحداها قصيراً |
Bir tanesini çoktan aldık. Senle konuştuğumuz sırada seni ihbar ediyor. | Open Subtitles | لقد امسكنا بواحد منهم و هو ينقلب ضدّك أثناء حديثنا |
Deniyorum ve her gün Bir tanesini yapıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن افعل شيئاً ما في اليوم إختاري واحداً |