Bu söyleşiyi sürdürecek tek bir yol var... tek yönlü haberleşme. | Open Subtitles | جاك, هناك طريقة واحدة فقط لإجراء محادثة يكون أحد طرفيها متخفي |
Sarılığı tedavi etmek için bir yol var, onun adı da kan nakli | TED | هناك طريقة واحدة لعلاج اليرقان، وهو ما يسمى بتبادل نقل الدم |
Onlara durmalarını söyle. Herkesin istediğini elde edeceği bir yol var. | Open Subtitles | أخبريهم بالتوقّف، ثمّة طريقة لنصل جميعًا إلى مبتغانا. |
Buradan çıkmak için tek bir yol var. Başka bir yol yok! | Open Subtitles | فلا يوجد سوى طريق واحد للخروج من هنا فليس ثمة طريق أخر |
Elimizden geldiğince çabuk başlarsak iyi olur, önümüzde uzun bir yol var. | Open Subtitles | علينا أن نبدأ بأسرع وقت ممكن لأن لدينا طريق طويلة تنتظرنا |
Başka bir çıkış yolu bulmalıyız. Başka bir yol var mı? | Open Subtitles | ــ يجب أن نجد طريق آخر للخروج ــ هل هنالك طريق آخر ؟ |
Şimdi Atlantik ve Pasifik arasında açılan yeni bir yol var. | TED | الآن يوجد طريق جديد فتح بين المحيط الأطلسي والهادئ. |
Daha zorlu bir yol ama yine de başka bir yol var. | Open Subtitles | مؤكد انها قد تكون اقرب الى تحدى لكن سيكون هناك طريقه اخرى |
du. Sorusu beni düşündürdü, heykellerimizi, ulusal anıtlarımızı ıslah edebileceğimiz bir yol var mı? | TED | سؤاله جعلني أتساءل هل هنالك طريقة لإصلاح تماثيلنا العامة، آثارنا الوطنية؟ |
Bu büyük çekişmenin nasıl sonuçlanacağını görmek için sadece bir yol var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لنرى نهاية متسلق الجبال هذا |
Buna emin olmak için tek bir yol var. Oraya geri dönmemizi mi öneriyorsun? | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة للتأكد تقترح أن نعود لهناك |
Kanıtlayabileceğimiz bir yol var. | Open Subtitles | حسناً, هناك طريقة واحدة لكي نستطيع أن نثبت ذلك |
Tek bir yol var. | Open Subtitles | ثمّة طريقة واحدة لإستبيان ذلك. |
Buradan gitme Şu adamlar aşağıda olmalılar Daha iyi bir yol var Gel! | Open Subtitles | لا تنزل من هذا الطريق، أولئك الرجال بالأسفل ثمة طريق أفضل |
Fakat önümüzde uzun gidilecek uzun bir yol var. İşin anahtarı kontrolü elimizde tutmaktır. | Open Subtitles | ولكن لدينا طريق طويل لنسلكه المفتاح هو احكام السيطرة |
Başka bir yol var. Gidelim. İzninizle. | Open Subtitles | هنالك طريق آخر للخروج,من هناك اعذرونا |
Görünüşe bakılırsa, Başkan'ın basın odasına doğru bir yol var ama şu anda bir basın toplantısı yapıyor. | Open Subtitles | لا أدري , يبدو أنه لا يوجد طريق للخروج إلا عن طريق قاعة المؤتمرات الخاصة بالحاكم و لكنّه يلقى خطابا الآن |
"halusinasyonlar !" Bunu yapmanın tek yolu bu olabilir ama daha çabuk bir yol var. | TED | قد يكون هذا أحد طرق فعلها ، ولكن هناك طريقه أسرع |
Telafi etmen için bir yol var aslında. | Open Subtitles | حسناً .. هنالك طريقة يمكنك بها تعويض ذلك لي |
Yapmak zorundasınız çünkü önümüzde yürüyecek uzun bir yol var. | Open Subtitles | ستفعلون هذا لأن أمامنا مسافة طويلة لنقطعها |
Vücüdunda bir yol var. Bir yerlere çıkıyor. | Open Subtitles | لديه طريق على جسده يقود لمكانٍِ ما |
Omashu'ya bugün ulaşmak istiyorsak önümüzde uzun bir yol var. | Open Subtitles | لدينا مسافة طويلة لنقطعها إذا أردنا الوصول إلى (أوماشو) اليوم |
Ayrıca olayı bir de benim tarafımdan görmelerini sağlayacak bir yol var. | Open Subtitles | بالأضافة أنا لدي طريقة لجعل الناس يقتنعون بموقفي |
Pekâlâ, o zaman gidilecek tek bir yol var. | Open Subtitles | حسنٌ، إذًا، ثمّة سبيل وحيد للخروج. |
Duvara kadar uzun bir yol var. | Open Subtitles | .. ولتعلم انه طريق طويلٌ للحدود |