"birey" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفرد
        
    • فرد
        
    • شخص
        
    • الأفراد
        
    • كأفراد
        
    • كفرد
        
    • الفردي
        
    • للفرد
        
    • راشد
        
    • الافراد
        
    Yani, bu birey Neandertallerle bir kökeni paylaşan bir toplumdan geliyor, ama, daha eskiden uzun ve bağımsız bir hikâyesi var. TED لان هذا الفرد الذي وجدنا خنصره .. كان عنصراً في جماعة " النيدرثيلس " ولكنهم استقلوا فيما مضى منذ زمن بعيد
    İşlevini yerine getiremeyen reproduktif bir sistem yavrusu olmayan bir birey üretir, ve bu birey daha sonra gen havuzundan atılır. TED الجهاز التناسلي الذي يفشل في القيام بعمله ينتج فرداً بدون ذرية, وذلك الفرد يُلقى خارجا من النظام الجيني.
    Doğru yanlışı ayırt edebilen stabil bir birey gibi mi? Open Subtitles مثل فرد مستقرّ فكريا الذي يَعْرفُ الإختلافَ بين الصواب والخطأِ؟
    Ve her bir birey için tüm parametreler bu rezervasyon içerisindedir. TED ويبقى هذا الحجز في حدود المعايير العامة لكل فرد.
    Sonunda, bir diğer birey, arkasını dönerek oturdu ve sonra katılımını iptal etti, bu sebeple tanınmasın diye görüntüyü mozaiklemem gerekti . TED وأخيراً، شخص آخر جلس للتصوير من الظهر ثم بعد ذلك ألغى مشاركته، لذا فقد أضطررت لتمويه صورته كي لا يتم التعرف عليه.
    birey kendi hayatını toplum kurallarına teslim ederek bu soruna bir çözüm bulmaya alışkındır. TED إعتاد الأفراد على إيجاد جواب لهذه المسألة عن طريق تكريس حياتهم لقواعد المجتمع
    Gazetelerde de okuyorum. birey Devletin malıdır. Open Subtitles دائما ما قرأت هذا فى الصحف الفرد ينتمى إلى الدوله
    Psikolojik bir teoriye göre yaptığı her hatanın cezasını çekeceğini bilen bir birey daha doğru ve daha etkili bir şekilde öğrenir. Open Subtitles النظرية النفسية تقول أن الفرد يتعلم، أكثر دقة وكفاءة لو أدرك أن كل خطأ سيجلب عقوبة
    birey haklarını açıklamam gerçekten bir işe yaradı. Open Subtitles لقد سعدت كثيراً بإستغراقى كل هذا الوقت فى توضيح حقوق الفرد
    Aşk teorim erkek dünyasının bir kültürel yaratısı ve birey üstündeki biyolojik etkiyi de içeriyor. Open Subtitles سوف آخذ نظريتى عن الوقوع فى الحب كإبداع ثقافه رجل مجنون وأوسعها لتشمل التأثير البيولوجى على الفرد
    Her birey diğerini bir yönde ittirmeye başlıyor ve ortaya bu çıkıyor. TED كل فرد يبدأ بالدفع باتجاه واحد و هذا ما يحصل.
    İnsan ırkı eğer tek bir birey olsaydı bugün henüz 10 yaşında olurdu. TED وإذا كان العرق البشري عبارة عن فرد واحد فقط، فسيكون عمره 10 سنوات فقط اليوم.
    Üçüncüsü de, her birey engeller olmadan amaçlarını, hayallerini ve tutkularını gerçekleştirebilecekleri fırsatlara sahip mi? TED ثالثًا، هل لدى كل فرد فرصه لتحقيق أهدافه وأحلامه وطموحاته بدون عقبات؟
    Ben ayrı bir varlık olurum. Tek, ayrı bir cismani birey olurum; çevremdeki enerji akışından ayrı TED أصبح منفصلاً أصبح فرد وحيد، منفصل عن تدفق الطاقة
    Ama, her Amerikalının bir birey olaması açısından cazibesini yitiriyor. TED ولكنها تفقد بريقها بالسماح لكل أمريكي أن يصبح أي شخص.
    Blok zincirleri bize herhangi bir kaynaktan, herhangi bir birey hakkında kanıt depolanabilen açık, global bir platform yaratmayı sağlar. TED قواعد البيانات المتسلسلة تتيح لنا أن نخلق منصة عالمية مفتوحة تقوم بتخزين أي شهادات عن أي شخص من أي مصدر.
    Birçok transeksüel birey de böyle hissediyor. TED هذا ما يشعر به الكثير من الأفراد المتحولين جنسيًا.
    Olan şey, birey olarak değerimizi kaybetmemiz! - Herkes bahsediyor. - Süper. Open Subtitles الذي يحدث أننا قد فقدنا قيمتنا كأفراد أذن الجميع يتحدث عن هذا
    Herkes bir birey olarak bununla ilgili bir şey yapabilir. TED وكل شخص يستطيع فعل شيء بهذا الخصوص كفرد.
    Bence, birey olarak hepimiz için, özel ve mesleki hayatlarımızda olduğu kadar, toplumsal olarak tamamımızı etkileyen bir sorun. TED انها مشكلة كبيرة لنا على الصعيد الفردي والشخصي والعملي والاجتماعي واعتقد ان هذه المشكلة هي أمرٌ تراكمي نتاج ثقافتنا
    Ekonomik büyüme, birey için çok önemlidir. TED إن النموّ الإقتصادي مهمّ جدّا بالنسبة للفرد.
    Halkın içine karıştığımda, sorumluluk sahibi bir birey gibi davranabilirim. Open Subtitles كي أظهر كبالغ راشد حينما أعود للانخراط بالمجتمع.
    Bu sebeple, birey yerine bir grubu bertaraf etmenin, askeri açıdan daha etkili olduğuna karar verdik. Open Subtitles تم التاكد مؤخرا . ان القتل الجماعي اكثر تاثير من قتل الافراد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more