| Bir bomba ve onu taşıyacak olan bir uçak vardı. | Open Subtitles | كان هناك قنبلة واحدة وطائرة بعينها ستقوم بحمل تلك القنبلة |
| Hepsi de bomba gibi görünüyor, ama sonunda zararsız çıkıyorlarmış. | Open Subtitles | كلٌ منها يشبه القنبلة البريدية ولكن يتبيّن أنها غير مؤذية. |
| - Bu bomba vagon içinde herhangi bir yerden ateşlenebilir. | Open Subtitles | هذه القنبلة يمكن أن تربط إلى أيّ شئ في السيارة. |
| Alman bombardıman uçakları, yeterli sayıda ağır bomba taşımak üzere tasarlanmamıştı. | Open Subtitles | القاذفات الألمانيه لم تُصمم بحيث تقوم بنقل حمولات ثقيله من القنابل |
| CTU'da çalışıyorsun, yani elimde 4 adet daha nükleer bomba olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | أنت تعمل بالوحدة اذاً أنت تعلم أن لدىّ 4 قنابل نووية صغيرة |
| "Teknede bir bomba olduğunu bilirsen ona en önde gitmezsin." | Open Subtitles | أنت تعلم أن هنالك قنبله على القارب فلا تسرع باتحاهها |
| O bomba hakkında tek konuştuğu kişi abisi, ve o şimdi ölü. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذى سيتكلم معه على القنبلة هو أخيه, و لكنه ميت |
| Mükemmel. Bir tarih bulduk. Peki o kahrolası bomba hangi cehennemde? | Open Subtitles | ممتاز, حصلنا على الميعاد الأن, أين هو موضع القنبلة اللعينة ؟ |
| bomba orada değil çünkü bir rokete filan sahip olmaları gerekirdi. | Open Subtitles | لا,لا.القنبلة ليست هناك لأنهم يجب أن يكون لديهم صاروخ وذلك اللعين |
| Eğer burası Enjektör Tepesiyse, demek ki bomba tam buraya konacak. | Open Subtitles | لو هذه حافة تحت جلدية فلا بد من وضع القنبلة هنا. |
| Demek ki bomba çinko kaplı çelikten ince bir kaptaydı. | Open Subtitles | إذاً كان القنبلة موضوعة في حاوية رقيقة من الفولاذ المجلفن |
| Bu bomba patlarsa Sayın Başkan, ve bunu durdurmak için elimizden geleni yaptığımıza inanmazsanız, bu ülkemde büyük yankı bulacaktır. | Open Subtitles | اذا انفجرت هذه القنبلة سيدي الرئيس وانت لا تؤمن اننا نفعل ما بوسعنا لايقافها ايضا ستكون النتائج ثقيلة على بلادى |
| Stanton masum çıkar ve o bomba patlarsa, milyonların ölümünden sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | اذا ظهرت براءة ستانتون وانفجرت القنبلة سيقع عليك اللوم في موت الملايين |
| Daha yeni bir sürü bomba vardı. Fakat sen 50'lilerin havasını yaşamak zorundaydın. | Open Subtitles | كان يوجد الكثير من القنابل الجديدة، لكن رغبت بأخذ ذات عمر الخمسين عام |
| Ordudan şerefsizlikten atıldıktan sonra artık bomba imha etmiyor, onları tasarlıyor. | Open Subtitles | بعد تسريحه غير المشرف إنتقل من ترتيب عمل القنابل إلى تصميمها |
| Silah olarak bomba kullanmanız tercih sebebidir. Elemanlardan birisi, bu konuda bilgili. | Open Subtitles | استخدم المسدس,او القنابل و هذا افضلهم رجالك يعرفون الكثير عن هذه الامور |
| İnsanlar art arda sekiz bomba düştüğünü ve sonrasında güvende olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | الناس تعلموا أن ثمانية قنابل تسقط فـى صـف واحـد ثـم يصبـحون أمنين |
| Askerler sokağın her yerinde, sanırım bir yerlerde bomba var. | Open Subtitles | الجنود فى كل مكان أعتقد بوجود قنبله فى مكان ما |
| bomba İmha Ekibi, buraya gelerek kesinlikle önemli zamanını harcıyor. | Open Subtitles | ان قريق المتفجرات لقي وقتا ممتعا في الوصول الى هنا |
| Ölüm döşeğindeki annene, kardeşine uyuşturucu satıcılığını bıraktıracağına dair söz vermiştin, Kara bomba. | Open Subtitles | إعتقدت أنك وعدت والدتك وهى على فراش الموت بأنك ستمنعه من الإنخراط بالمخدرات بلاك دايناميت |
| Ancak, 'Kont bomba' bir isim değil, "Kutuda bomba var" demek oluyor! | Open Subtitles | لكن، "كونت بومب" ليس أسم ذلك يعني بأنّها "تحتوي قنبلة". |
| bomba... Ben yanlış bir şey yapmadım! Bu delilik, saklayacak bir şeyim yok! | Open Subtitles | بقنبلة نووية ، انا لم افعل شيئا هذا جنون ، لم اخبئ شيئا |
| Plastik bomba. Corcoran'dan küçük bir numara. | Open Subtitles | متفجرات بلاستيكية، خدعة أخذتها من،سجن كوركوران |
| 10 milyon kişinin yaşadığı bir şehirde nükleer bomba mı patlatacaktın? | Open Subtitles | وكنت تريدين تفجير قنبلة نووية في مدينة تحتوي على ملايين الناس |
| Sizi vuran ama sesini duymadığınız bir bomba. | Open Subtitles | القنبله من المستحيل أن تسمع صوتها قبل أن تنفجر |
| bomba kokusu alan köpekler, Dünya Ticaret Merkezi'nden çıkarılır ve güvenlik görevlileri 12 saat vardiyayla iki haftayı tamamlar. | Open Subtitles | تم سحب الكلاب شم المفرقعات من مركز التجارة العالمى وأنهى حراس الأمن اسبوعين من نوبات حراسة 12 ساعة متصلة |
| Hava dışarıya o kadar hızlı atılıyor ki bomba patladığında merkezinde durgun bir alan kalıyor. | Open Subtitles | الهواء يتمّ دفعه للخارج بسرعة، ومن ثم عندما تنفجر لقنبلة يكون هناك عمود في المنتصف |
| Tek seçeneğimiz nükleer bomba. | Open Subtitles | التفجير النووي هو الخيار الوحيد المتبقّي لدينا |
| Orada... pis bir bomba vardı kabinde, ve İzlanda kıyılarının açıklarıydı. | Open Subtitles | بوجود قنبلة مفخخة على متن الطائرة فكان هو على ساحل آيسلنده |