Ödenmemiş borçları ya da ortadan kaybolmak için herhangi bir nedeni var mı? | Open Subtitles | هل كان لديها اى ديون غير مسددة اى سبب لترغب فى الاختفاء ؟ |
Bir çok öğrenim kredileri, kumar borçları Ve kaybettiği çiftliği. | Open Subtitles | الكثير من القروض الطلابية، ديون مُقامرة وتلك المزرعة ستتهاوى سريعاً. |
Şunu fark ettiler ki ada ve kıyı uluslarının borçları onları koruma amaçlarına ulaştıracak yegane şey. | TED | لقد أدركوا أن الديون على الجزر والأمم الساحلية هي نفسها ما سيمكنهم من تحقيق أهدافهم للحفاظ على البيئة البحرية. |
Bu borçları tek elde toplamana yardım edersem, hatta yükünü hafifletirsem, acaba beni kazıklamaya kalkar mısın? | Open Subtitles | إذا ساعدتك في تسديد هذه الديون حتىبفوائدقليلة.. هل تخالني شخص يمكنك العبث معه؟ |
Babam ölünce borçları yüzünden ev dahil hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | عندما توفي والدي، أخذت ديونه كل شيء، بما في ذلك منزل. |
Ödenecek borçları var galiba. Ya da sen tipi değilsin. | Open Subtitles | لديه بعض القروض ليدفعها او انكى لستى من نوعه المفضل |
- Pekâlâ, borçları ödemek için başka borçlar da almıştım. | Open Subtitles | حسناً، أتضح أني أخذت عدة قروض لأسدد عدة قروض أخرى |
Kumar borçları yüzünden intihar etti. Ben ödemek zorunda kaldım hepsini. | Open Subtitles | وقام أبي بقتل نفسه بسبب ديون القمار واضطررت لتسديد ذاك الدين |
Kocanın bana olan borçları öderseniz, size daha hızlı ulaşabilirler. | Open Subtitles | انها قد تصل بسرعه إذا تم سداد ديون زوجك لي |
Duydum ki, Maleeni'nin büyük kumar borçları varmış. | Open Subtitles | ذلك، وأنا أسمع ماليني جمع بعض ديون القمار الكبيرة الجميلة. |
Sınırın açılmasıyla, Latin Amerika borçları siliniyor. | Open Subtitles | لإلغاء جميع ديون أمريكا اللاتينية مقابل فتح الحدود |
Sağlık harcamaları üniversite borçları, kreş masrafları ve sınırı aşmaktan korkmamıza sebep olan her şeyin boyunduruğundan kurtulmayı başardığımızda o zaman dikkat edin. | Open Subtitles | تعلم إذا أزلنا ديون الفواتير الطبية قروض الكليات العناية اليومية وكل شئ أخر يجعلنا خائفين للحيد عن الطريق |
Eski borçları kapatma vakti, Lionel. | Open Subtitles | حان الوقت لتسديد الديون القديمة يا ليونيل |
Onun bu duruma gelmesine neden olan borçları hakkında hiç bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم شيئا عن الديون التي أتت به إلى هنا. |
Sen başarılı olup borçları ödeyecek duruma gelmiş olsan bile benim için hiçbir şey değişmezdi. | Open Subtitles | أنت نجحت وحتى لو كنت قد سددت كل تلك الديون بسبب ذلك لاشيء سيتغير بالنسبة لي |
bunlar sonra dönerler hisseye ve borçları temizler . | Open Subtitles | ...بعد ذلك حول هذه السندات إلى أسهم ودفع كل ديونه... |
Ev ipoteği borçları, araba kredileri, şirket maaşları. | Open Subtitles | رهانات عقارية, قروض سيارات, سجل مرتبات شركة |
Üniversite parasını ödeyemeyecek kadar fakir oldukları için, kredi kuruluşlarına bir trilyon dolardan fazla kredi borçları var. | TED | فقراء جداً ليتحملوا تكاليف الجامعة، وهم الآن مدينون للمقرضين بأكثر من ترلليون دولار أمريكي. |
400,000 dolar borçları olduğunu söylediler ben de ileride bir sorun çıkmasın diye 450 bin çektim. | Open Subtitles | لقد قالوا انهم يدينون لهم ب400 الف دولار لذا اخذت 450 الف لتجنب الشعور السي في المستقبل |
Usta, siz gittikten sonra alacaklılar her gün borçları için geldi. | Open Subtitles | سيدى بعد رحيلك ظل الدائنين يطلبون ديونهم |
Bu senet alınan borçları gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الأدوات صنفوا الأموال التي اقترضت |
Sigorta şirketleri, bankalar ayrıca NASDAQ ve diğer şeyler borçları için zaman kazanıyor. | Open Subtitles | من شركات التأمين ، البنوك كل الشركات تحصل على مهلة لتدفع ديونها |
Faturayı hallettim. Bana bir iyilik borçları vardı. | Open Subtitles | لقد توليت أمر حسابهم عندك لأنهم مدينين لي في السابق |
Kumar borçları ve ihanetlerinin bağışlanması için. | Open Subtitles | لقد صلى من أجل أن تُغفر ذنوب القمار والإلحاد فوراً في تلك الغرفة |
Onun ödenmemiş malum borçları faiziyle, gün geçtikçe artıyor, bununla ilgilenilmesi gerek. | Open Subtitles | ديونٌ مستحقة عليه و التي يجب التعامل معها |
borçları ödemek için tutumlu olmalıydık, ama bu bizim geleceğimizdi ve evi yapmalıydım. | Open Subtitles | نحن كان لا بُدَّ أنْ نَشْدَّ أحزمتَنا لتسديد دُفْعاتِ القرضْ ,لَكنَّه كَانَ مستقبلَنا وأنا وَصلتُ إلى تَشْييدُ بيتِي |