"brooklyn'" - Translation from Turkish to Arabic

    • في بروكلين
        
    • فى بروكلين
        
    • في بروكلن
        
    • لبروكلين
        
    • بروكلن في
        
    • من بروكلين
        
    • إلى بروكلن
        
    • إلى بروكلين
        
    • بروكلين حيث
        
    • بروكلين مع
        
    • سكان بروكلين
        
    Brooklyn'deki apartmanımdan eşyalarımı toplayıp çocuklarla birlikte, eşimin ailesinin yanına, Alabama'ya taşındık. TED لذلك حزمت أغراض الأطفال والشقة في بروكلين وانتقلت إلى أقربائي في ألباما
    Sizi Anthony Hubbard'la tanıştırmak isterim. Brooklyn'deki yer ekibimde görevlidir. Open Subtitles أود أن أقدم لكم أنتوني مساعدي على الأرض في بروكلين
    Ama, kızgın bir atın hayaletinin neden bir Brooklyn apartmanına musallat olduğunu anlamaya çalışan bir sonraki kiracıların yerinde olmak istemem. Open Subtitles ولكن لا أريد أن يكون المستأجرة المقبلة التي عليها ان تكتشف لم هنالك حصان غاضب روحه متواجدة في شقة في بروكلين
    Brooklyn'de geçen bir Cadılar Bayramı öyküsü bu. Brooklyn'de her şey olabilir, genellikle de olur zaten. Open Subtitles هذه حكاية عيد الهالويين فى بروكلين حيث يمكن لأى شئ أن يحدث . وهو ما يحدث غالباً
    Ayrıca aynı fizik uzmanı perşembe akşamı Brooklyn'de seminer veriyor. Open Subtitles و من ثم ليلة الخميس أستاذ الفيزياء يحاضر في بروكلين
    Brooklyn'de arabamız bozuldu, biz de Brooklyn köprüsünü atla geçtik. Open Subtitles سيارتنا تعطلت في بروكلين لذلك نحن ركبنا الحصان وعبرنا الجسر
    Tanrı beni sabırlı yaratmış. 8 hafta sonra Brooklyn'de görüşürüz. Open Subtitles خلقني الرب لابقى سوف اراك في بروكلين خلال 8 اسلبيع
    Bu, elle yazılmış bir tabela ve Brooklyn'deki eski mahallemde bir kaç yıl önce bir aile pastanesinde görülmüştü. TED هذه علامة مكتوبة يدويا ظهرت في مخبز صغير في حيي القديم في بروكلين قبل بضع سنوات.
    Büyükbabam Brooklyn'de bir sac levha mutfak dolabı fabrikası sahibi ve işleticisiydi. TED كان جدي يملك ويدير مصنع خزائن المطبخ المصنوعة من الصفائح المعدنية في بروكلين.
    kusursuz teknoloji gibi modern şatafatlı yatırımlar için, gelişmekte olan piyasalarda mikrofinans için veya Brooklyn'deki gibi zanaat fırınları için değil. TED ليس الأمر مجرد استثماررائع مثل التكنولوجيا النظيفة أو التمويل الأصغر في الأسواق الناشئة أو المخابز الحرفية في بروكلين.
    Ve sonra 2000 yılının Aralık ayında, Brooklyn'de büyük bir salonda, uzun süredir kendi evi gördükleri ülkeye bağlılık yemini eden diğer yüzlerce göçmen arasına katıldım. TED ومن ثم في ديسمبر 2000 انضممت إلى المئات من المهاجرين في قاعة في بروكلين حيث تعهدنا بولائنا لبلد لطالما اعتبرناه وطن.
    Yaklaşık 3 yıl önce, Brooklyn Bölge Savcısından bir telefon aldım. TED قبل ثلاث سنوات، تلقيت اتصالًا من المدعي العام في بروكلين.
    Burası Brooklyn'deki stüdyo dairem. Burası Arktik Okyanusu ve 7 gün sonra ikinci balinanın öldürülüsü. TED هذا هو الاستوديو الخاص بي في بروكلين. و هذا هو المحيط المتجمد الشمالي، و ذبح الحوت الثاني، بعد سبعة أيام.
    Neredeyse 100 sene sonra, bu dev benim Brooklyn'deki çocukluğuma taşındı ve asla terk etmedi. TED بعد حوالي مائة عامٍ تقريبًا، اتّخذ العملاق من طفولتي في بروكلين منزلًا له ولم يغادره قط.
    Dünyanın her yerinde polis peşimize düştü... ama onlar burada, Brooklyn'in ortasında senin kadar iyi iş çıkartmışlar. Open Subtitles . تمت مطاردتنا فى أنحاء العالم ، وهما باقيتان هنا فى بروكلين . وفعلتا مثل ما فعلته أنت
    Tek yaptığım köprüyü geçip Brooklyn'e gelmekti. Harika. Open Subtitles . كل ما فعلته أنى عبرت الكوبرى وأصبحت فى بروكلين . مدهش
    Brooklyn'de çözülmesi gereken cinayetler var. Open Subtitles . لا تزال توجد جرائم قتل تريد حلها فى بروكلين
    İkinci Dünya Savaşı sırasında Brooklyn'de büyüdüm. Open Subtitles كنت صبياً سعيداً نسبيا كما أعتقد نشأت في بروكلن خلال الحرب العالمية الثانية
    Sağolun doktor. Brooklyn için büyük bir iyilik etmiş oldunuz. Open Subtitles . شكراً يا دكتور . لقد أسديت لبروكلين خدمة عظيمة
    Eskiden Brooklyn'in olduğu yerde. Open Subtitles توجد في المكان الذي كانت به بروكلن في السابق
    Sadece dinlenmeye ve iyi bir Brooklyn dozuna ihtiyacımız var. Open Subtitles نحتاج فقط بعض الراحة و جرعة جيدة من بروكلين. نعم.
    Ah, biz Brooklyn'e her ay ateşli yeni restoran denemeye geliriz. Open Subtitles أوه ، كل شهر نجيء إلى بروكلن لإختبار مطعم جديد ومثير
    Annem beni Brooklyn'e götürdü ve ihtiyar Doktor Solomon oradaydı masasında oturuyordu. Open Subtitles أخذتني أمي إلى بروكلين إلى الطبيب سولومون الذي كان جالساً خلف مكتبه
    Burada bulunan diğer yerler de Brooklyn'i Red Hook'tan ayıran kesin. Open Subtitles وبقيّة المساحاتُ هنا تعزلُ ما تبقة من بروكلين مع ريد هوك
    Toby, Brooklyn'in yarısını törene davet etmek istiyor. Open Subtitles توبي يود أن يدعو نصف سكان بروكلين إلى الحفل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more