Alex, bu program için profesyonel... uzmanlığının çok ötesinde bir değer taşıyordu. | Open Subtitles | كان أليكس جزءا هاما في هذا البرنامج أكبر بكثير من خبرته المهنية |
Ellerindeki bu program, saklamaları gereken sahte veriler olduğunu akla getiriyor. | Open Subtitles | أنّ لديهم هذا البرنامج يُوحي بقوّة أنّ لديهم بيانات زائفة لإخفائها. |
Enerji giderlerindeki artışı düşünürsek, bizce bu program kendimizi korumamızı sağlayabilir. | Open Subtitles | نظراً لارتفاع تكاليف الطاقة، نعتقد أنّ هذا البرنامج سيجنّبنا التعرّض لذلك. |
Afedersiniz genç bayan, komutan demek istiyor ki... bu program, halkla polisin birbirini... daha iyi anlamasını... ve toplumun suçu önleme konusunda daha etkin olmasını sağlayacak. | Open Subtitles | أعذريني، شابّة، ما الذي يَعْنية القائد هل هذا البرنامجِ سَيُروّجُ للفَهْم. بين الجاليةِ والشرطةِ. |
ES: Bullrun için NSA'ya samimiyetleri ve şeffaflıkları için teşekkür ediyorum bu program bir iç savaş sonrası isimlendirildi. | TED | إد: حسنًا بول ران مرة اخرى علينا أن نشكر ال NSA لصراحتها هذا برنامج تم تسميته بعد أحد معارك الحرب الأهلية |
İyi de bu program daha yeni kuruldu ve bilgilendirmesi geçen gün yapıldı. | Open Subtitles | ذلك البرنامج تمَ تثبيته للتَو ... طريقة إستعماله كانت في اليوم الآخر, لكن |
Eminim ki senin durumunda olan ve bu program hizmetini bir onur parçası olarak gören başka askerler bulunabilir. | Open Subtitles | أنا واثق يمكننا أن نجد شخصاً غيرك , يقدر تواجده بهذا البرنامج بفخر أكثر منك |
bu program son on yılda ormanlık alanların azaltılmasında yüzde 70 düşüş sağladı. | TED | وقد حقق هذا البرنامج منذ ذلك الحين تخفيضًا يعادل 70 في المائة في إزالة الغابات في العقد الماضي. |
Ve bu program ve bu rehberlerle bunu yapabilecekler. | TED | و الآن، مع هذا البرنامج و هؤلاء المرشدين، سيكن قادرات على القيام بذلك. |
bu program sorumluluğu azaltmaz ya da kimsenin davranışı için mazeret üretmez. | TED | هذا البرنامج لا يقلل المسؤولية ولا يعطي أعذارًا لتصرفات أي شخص. |
Şimdi bu program için kuralı biraz değiştirmeyi deneyelim. | TED | لذلك دعونا نغير معطيات هذا البرنامج قليلا. |
Yapmazsanız bu program güvenilirliğini yitirir. | Open Subtitles | اذا لم تفعلوا , هذا البرنامج سيفقد مصداقيته |
bu program 40 yıl öncesinin. Nasıl olur? | Open Subtitles | هذا البرنامج مضي عليه 40 عاماً كيف تكون هي ؟ |
Efendim, saygısızlık etmek istemem ama bu program herhalde insanoğlunun yaptığı en önemli girişim. | Open Subtitles | سيدى , مع كل الأحترام هذا البرنامج على الأرجح هو أهم المساعى الأنسانية |
Afedersiniz genç bayan, komutan demek istiyor ki bu program, halkla polisin birbirini daha iyi anlamasını ve toplumun suçu önleme konusunda daha etkin olmasını sağlayacak. | Open Subtitles | أعذريني، شابّة، ما الذي يَعْنية القائد هل هذا البرنامجِ سَيُروّجُ للفَهْم. بين الجاليةِ والشرطةِ. |
bu program, düşünme şeklimizi düşünmemizi kökten değiştirecek. | Open Subtitles | هذا البرنامجِ سيمهد الطريق الذي نريده حول الطريقِ الذي نريده مايك. |
bu program, çeşitli zamanlarda işlenmiş çete suçlarını kanıtlarla ilişkilendiriyor ve bize yol gösteriyor. | Open Subtitles | حَسَناً، يَرْبطُ هذا البرنامجِ دليلاً مِنْ متعلّق بِالعصابةِ جرائم في جزء من الوقتِ الذي هو يُستَعملُ لأَخْذنا ليَعمَلُ هو. |
bu program Silahlı Kuvvetler radyosu için Berlin'den tüm Avrupa'ya yayın yapıyor. | Open Subtitles | هذا برنامج... يذاع حول أوروبا من برلين لراديو القوّات المُسَلَّحةِ. |
"bu program isteyenler için ihtiyacı olanlar için değil." | Open Subtitles | "هذا برنامج للناس أن تريد ذلك، ولا للناس الذين في حاجة إليها ". |
bu program hayatına çeki düzen vermen için bir fırsattı. | Open Subtitles | ذلك البرنامج كان فرصتك لتنجز شيئًا بحياتك. |
bu program da hayaller sonucu kuruldu. Sabırla... | Open Subtitles | بهذا البرنامج متاح الوقت.. |
bu program ilk olarak parfüm şirketlerinde kullanılıyordu. | Open Subtitles | الاستعمال الأصلي لهذا البرنامج كان لشركات العطور |
Problem nasıl olup da bu program asla durmayacak diyebiliriz. | Open Subtitles | تكمُن المشكلة في... كيف نقول أن البرنامج لن يتوقف مطلقاً؟ |
Ama başka bir büyük saldırı almamamızın sebebi bu program. | Open Subtitles | لكنّ البرنامج هو سبب أنّنا لم نُهاجَم هجومًا كبيرًا آخر. |