"bulacağın" - Translation from Turkish to Arabic

• ستجده
• ستجدها
• تجدني
• ستجدينه
• ستجدني
• ستكتشفه

Pekâlâ, sen şimdi asıl öbür tarafta bulacağın şey için endişelenmelisin.
يجب ان تقلق عما ستجده فى النهاية الأخرى

Şimdi ise bu kehanetin, Gözyaşı Taşı'nı arama görevine devam edersen, onu bulacağın ama onu Gardiyan'a vereceğin anlamına geldiğini söylüyorlar.
و الآن يقولون أنّ النبوءة تقول أنـّكَ ستواصل البحث عن "حجر الصدع" و ستجده. -لكنـّكَ ستسلـّمه لـ"الصائن ".

bulacağın tüm o neşeyi düşün Geçmişi geride bıraktığında
"فكر بالسعادة التي ستجدها حينما تترك ماضيك خلفك"

Gerçeği arıyorsan bulacağın yer orası.
لو كنت تبحث عن الحقيقة فهناك ستجدها

Konuşacak birine ihtiyacın olursa beni bulacağın yeri biliyorsun.
إذا أردت التحدث مع أحدهم .. تعرف أين تجدني

Burada bulacağın tek büyülü nesne banttır.
الغرض السحريّ الوحيد الذي ستجدينه هناك هو الشريط اللاصق

Ama bulup bulacağın şu ki, Don, koşuşturmaca sona erip kendi sırtını sıvazlamayı bıraktığında, hikâyeyi anlatacak kimse de kalmadığında şu an olduğun kadar yalnız olacaksın.
ولكن ما ستكتشفه يا (دون) هو أنّه بعد انتهاء فورة الحماس وبعد انتهائك من التربيت على ظهرك ولا يعد هنالك من تروي له الحكاية ستكون وحيداً كما هي حالك الآن

Senin bulacağın her şeyi Marshall çoktan biliyor.
كل شيء ستجده مارشال يعرف مسبقا.

Araştırmasından geri kalan ne varsa bulacağın yer burasıdır.
أياً كان ما تركه من بحثه فهنا حيث ستجده

Tek bulacağın yağmur olsa bile.
ماذا ستجد عند وصولك إلى هُناك. حتى ولو كان كل ما ستجده... مطراً.

Çünkü bulacağın şey -- bulacağın şey seni kesinlikle çıldırtacak
لأنك ستجد...ما ستجده ما ستجده كفيل بإبهارك!

Burada bulacağın tek şey ölüm.
كل ما ستجده هنا هو الموت

Gerçeği arıyorsan bulacağın yer orası.
...لو كنت تبحث عن الحقيقة هناك ستجدها

Özür dilemeye hazır olunca beni bulacağın yeri biliyorsun!
عندما تكون مستعد للإعتذار تعلم أين تجدني.

Bu harika olur. Beni bulacağın yeri biliyorsun.
يبدو ذلك عظيماً تعرف أين تجدني

Ama bulacağın şey hoşuna gitmeyebilir.
و لكن قدْ لا يعجبكِ ما ستجدينه

Çok özel bulacağın biri var.
هناك شخص ستجدينه مميزاُ.