"bulamadığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعثر
        
    • التي لم تكتشف
        
    • يستطع العثور
        
    • وجد أن كل
        
    • لم تستطع الحصول
        
    • لم تجده
        
    • تستطع الحصول على
        
    Kendimi kaybedip bir daha da kimsenin bulamadığı bir yer. Open Subtitles مكان حيث يمكنني أن أضيع نفسي و لا يعثر علي أبداً.
    Prens'e olan sevgisinden vazgeçip, Avatar'ı bulamadığı sürece kral olamayacağını söylemişti. Open Subtitles و أعاد الإعلان عن حبه له ,و لن يدعه يعود للمملكة حتى يعثر على "الأفتار. "
    Şimdiki planım, polislerin bulamadığı malı... satıncaya kadar canlı kalmak, sonra da işler yoluna girinceye kadar kaybolmaktı. Open Subtitles إذاً كانت خطتي بأن أبقى حياً حتى أتمكن من بيع المخدرات ... ... التي لم تكتشف الشرطة أمرها ثم أختفي حتى تهدأ الأمور
    Aynen Zagreb'teki özel dedektifin her ne arıyorsan onu bulamadığı gibi, Open Subtitles مثل ذلك الشخص (في (زغرب الذي لم يستطع العثور ،على أيما تبحثين عنه
    Bir keresinde giyebileceği büyüklükte bir pantolon bulamadığı için okula gidememişti. Open Subtitles ذات مره لم يتمكن من الذهاب إلى المدرسة لأنه وجد أن كل سراويله قد ضاقت ولم يجد ما يرتديه
    Belki erkek bulamadığı için rahibe olmuştur. Open Subtitles ربما أصبحت راهبة لأنها لم تستطع الحصول على رجل.
    Polislerin bulamadığı ne arıyoruz? Open Subtitles عماذا نبحث و لم تجده الشرطة بالفعل؟
    Seni kimsenin bulamadığı bir yer? Open Subtitles مكان حيث لا يمكن لأحد أن يعثر عليك؟
    Hiç kimsenin bulamadığı yer. Open Subtitles التى لم يعثر عليها أحدُ.
    Efendi Geoffrey onu kulübede bulamadığı için buraya getirdi. Open Subtitles سيد (جوفري) لم يعثر عليه عند الكوخ فتركها هناك
    Şimdiki planım, polislerin bulamadığı malı... satıncaya kadar canlı kalmak, sonra da işler yoluna girinceye kadar kaybolmaktı. Open Subtitles إذاً كانت خطتي بأن أبقى حياً حتى أتمكن من بيع المخدرات ... ... التي لم تكتشف الشرطة أمرها ثم أختفي حتى تهدأ الأمور
    Ama yakacak kemik bulamadığı için Bobby'i aramış. Open Subtitles لكنه لم يستطع العثور على عظامٍ لحرقها لذا قام بالإتصال بـ (بوبي) للمساعدة
    Bir keresinde giyebileceği büyüklükte bir pantolon bulamadığı için okula gidememişti. Open Subtitles ذات مره لم يتمكن من الذهاب إلى المدرسة لأنه وجد أن كل سراويله قد ضاقت ولم يجد ما يرتديه
    Mezunlar toplantısında kavalye bulamadığı zamanı unuttun mu? Open Subtitles و هل تذكرين عندما لم تستطع الحصول على رفيق لحفلتها المدرسية؟
    Onu bulamadığı zaman, polisi aradı. Open Subtitles عندما لم تجده إتصلت بالشرطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more