"bulmayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • إيجاد
        
    • العثور
        
    • إيجاده
        
    • ايجاد
        
    • لإيجاد
        
    • بإيجاد
        
    • أن أجد
        
    • تجده
        
    • إيجادك
        
    • البحث عن
        
    • أن تجد
        
    • للعثور
        
    • تجديه
        
    • ايجاده
        
    • بالعثور
        
    Öylece etrafı kurcalayıp bir doğaüstü tren istasyonu bulmayı bekleyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك التجوّل بالأنحاء وتتوقعين إيجاد محطة قطار خارقة للطبيعة.
    Kesinlikle sahilde deniz kurabiyelerini bulmayı perspektife koyuyor. TED وهذا يضع إيجاد أصداف البحر على شاطئ البحر في المنظور.
    Buralarda bir yerlerdee tamamen doğal olarak yaşayan bir tilki bulmayı ümit ediyorlar. Open Subtitles في مكان ما هنا، يأملان العثور على الثعالب التي تتصرّف على طبيعتها بالكامل
    Ben kendi mutluluğumu bulmayı başardım ama sen asla kendininkini bulamayacaksın. Open Subtitles وهكذا يتسنّى لي العثور على سعادتي بينما لن تجد سعادتك أبداً
    - Dedektif San Remo'da ne bulmayı umuyor? Open Subtitles ما الذي يأمل المُحقق في إيجاده في سان ريمو ؟
    Orada bir şeyler bulmayı mı umuyoruz? Open Subtitles حسنا نحن الفريق المحلي هل علينا ايجاد شيئ هناك
    Geçen her dakika, kardeşini bulmayı zorlaştırır. Open Subtitles كُلّ دقيقة تُؤخّرُ، هو أصلبُ لإيجاد أَخِّيكَ.
    Dünyada memleketim diyebileceğim bir yer bulmayı başaramamıştım. TED فشلتُ في إيجاد مكان في العالم يسمى الوطن.
    Uzaklardaki bu gezegenlerin çokluğu ve çeşitliliği öyle hayret verici ki, en çok da Goldilocks dediğimiz gezegenleri bulmayı umuyoruz. TED إذن من بين جميع هذه الكواكب الموجودة والتنوع ببساطة مذهل أغلبنا يريد إيجاد كواكب نسمّيها كواكب معتدلة
    İki numara: O sorunu çözen radikal bir çözümü bulmayı veya önermeyi istiyoruz. TED رقم اثنين: نريد إيجاد أو اقتراح حل جذري لحل تلك المشكلة.
    Bunun sebebi ise, daha geçen sene bahsettiğim üç özelliği etkileyen tekil genler bulmayı başardık. TED لأنه وخلال السنة السابقة فقط، استطعنا إيجاد جينات وحيدة بإمكانها التأثير على كل سمة من تلك السمات الثلاثة.
    Söyle, Mulder, burada ne bulmayı umuyorsun? Open Subtitles أخبرني، مولدر، الذي يعمل أنت حقا توقّع إيجاد هنا؟
    Bir sonraki aşamada hayvan, gerçek mayın tarlalarında gerçek mayınları bulmayı öğrenir. TED في الخطوة التالية، الحيوانات تتعلم العثور على الألغام الحقيقية في حقول الألغام الحقيقية.
    Doğrusu, biz bunu daha yapmadık, dolayısıyla daha sorudan korkarken bir cevap bulmayı bekleyemeyiz. TED و بما أنّنا لم يسبق لنا أن قمنا بذلك فلا يمكننا توقّع العثور على إجابة في حين أنّنا لا نزال خائفين من السؤال.
    Tam olarak neye benzedğini bilmiyordum ki bu onu bulmayı çok ama çok zor yapıyordu. TED ولم أكن أدري ما هو شكله، مما يجعل من العثور عليه أمرا جد صعب.
    - Dedektif San Remo'da ne bulmayı umuyor? Open Subtitles ما الذي يأمل المُحقق في إيجاده في سان ريمو ؟
    İnan bana, onu bulmayı en çok isteyen benim. Open Subtitles ثقي بي، إن كان هناك من يريد إيجاده فهو أنا
    Aynı sizin bir maç kazanmayı hayal ettiğiniz gibi Kutsal Kase'yi bulmayı hayal eden bir delikanlı hakkında. Open Subtitles إنها عن صبي قد حلم بإيجاد الكأس المقدسة مثلما تحلمون أنتم بالفوز بالمباراة
    Olayı tekrar canlandırarak çemberin içindeki ekinlerin anormal moleküler değişimlerini bulmayı umuyorum. Open Subtitles و أقوم بتحليل أمله أن أجد تغييرات جزيئية شاذة للنباتات داخل الدائرة
    Yıllardır terkedilmiş bu tünellerde, bu kadar istekle bulmayı düşündüğün şey nedir? Open Subtitles مالذي تجده مثيرا حول هذه الأنفاق، المهجورة منذ عقود؟
    Ben de ta m sizi bulmayı düşünüyordum iş konuşmak için... Open Subtitles أنا فقط اردت إيجادك للتَحَدُّث عن العملَ
    Yemek bulmaya çalıştım birilerini bulmayı umarak geziniyordum. Open Subtitles أحاول البحث عن طعام و أشق طريقي و أحاول العثور على أحد
    Eğer gecenin yarısında eve gelirsen sana yardım edecek birini bulmayı bekleme. Open Subtitles إذا جئت متأخرا ً إلى المنزل لا تتوقع أن تجد المساعَـدة تنتظرك
    Odasında beni onlara götürebilecek bir şey bulmayı umuyordum. Open Subtitles و كنت اتمنى ان ادخل الى غرفته للعثور على اى شىء يمكننى معرفه مكانهم
    Evet, yarın gece eve girdiğinizde ne bulmayı umuyorsunuz ? Open Subtitles إذا ما الذي تتمنى أن تجديه في هذا المنزل ليلة الغد؟
    Ve sizin bulmanız gereken şey, bulmayı umut ettiğiniz şey, şans eseri bir şekilde, artık orada değildir. TED وما يفترض أن تصل إليه، وما ترغب في ايجاده باسلوب موهبة الاكتشاف، لم يعد موجودا.
    Basın polisin neden bulmayı ve gömmeyi istemediğini kurcalayacaktır. Open Subtitles الصحافه ستحب أن تعرف أن الشرطه لم تكن مهتمه 000 بالعثور على الجثث هذا لو كان هناك جثتين حقا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more