"buluştu" - Translation from Turkish to Arabic

    • قابل
        
    • التقى
        
    • تقابل
        
    • يقابل
        
    • إلتقى
        
    • إجتمع
        
    • تقابلت
        
    • اجتمع
        
    • تلبية
        
    • قابلك
        
    • قابله
        
    • تقابلا
        
    • تتقابل
        
    • التقيتا
        
    • التقت
        
    Eylemci Cyril Johns öldürülen çocukların aileleri ile buluştu. Open Subtitles الناشط سيريل جونز قابل والدا المراهقين المقتولين
    Binlerce Avrupalı siyaset hakkında tartışmak için bir yabancıyla buluştu. TED التقى آلاف الأوروبيين بأشخاصٍ لا يعرفونهم ليتناقشوا في أمور السياسة.
    - Üç gün, ve hemen Horaca ile buluştu. - Evet, öyle. Open Subtitles ثلاثة أيام و تقابل هوراس فورا اننى لا أعرف
    O zaman neden Volge'ları üstümüze salan Ben Daris ile ormanda tek başına buluştu? Open Subtitles لمَ كان يقابل "بين" وحده في الغابة الرجل الذي أحضر الفولك لنا ؟
    Yarım saat önce bu yanındaki adamla buluştu. Open Subtitles لقد إلتقى بالرجل الاخر منذُ نصف ساعة مضت.
    Amerikan pin pon takımı bugün Başkan Nixon'la buluştu... Open Subtitles فريق الـ بينج بونج الأمريكى إجتمع بالرئيس نيكسون اليوم
    Ertesi akşam Barney Nora'yla kahve içmek için buluştu. Open Subtitles في الليلة التالية قابل بارني نورآ من أجل شرب القهوة
    - Şehir otobüsünde biriyle mi buluştu? Open Subtitles فقط حقّق في الأمر. إذا، فقد قابل شخصا في حافلة المدينة ؟
    Diğer taraftan biriyle buluştu. Open Subtitles إلي الشواطئ الامامية، حيث قابل شخص ما علي الجانب الآخر
    Şehrin öbür ucunda Miranda kaderin hazinesiyle bir kez daha buluştu. Open Subtitles الجانب الآخر من المدينة، التقى ميراندا لها كنز الكرمية لتناول العشاء.
    Son Yemek'de, İsa Mesih, 12 havarisi ile buluştu. Open Subtitles في العشاء الاخير, المسيح التقى بال12 حواري.
    Saat07:00'deChallengerekibi uçuş öncesi geleneksel kahvaltı için buluştu... Open Subtitles في الساعة السابعة تقابل الطاقم لتقاليد ماقبل الرحلة وتناول الفطور
    Buster haberini duyduktan sonra George Sr Michael ile tavan arasında buluştu. Open Subtitles في السقيقة, تقابل (مايكل) مع (جورج الأكبر) -الذي سمع بشأن (باستر )
    Birisiyle buluştu. Bu her zaman bir suç işareti olmuştur. Open Subtitles إنه يقابل شخصا ما - تلك تكون دائما إشارة عن جرم -
    Böylesine yüksek kafein seviyesine sahip bir atmosferde Halley ve Hooke, derin bir gizemi tartışmak için Christopher Wren'le buluştu. Open Subtitles في هذا الجو العالي الكافايين إلتقى هالي وهوك بـ كريستوفر رين لمناقشة أمر غامض جداً
    Başkan baş danışmanlarıyla mesajı çözme çalışmalarını görüşmek üzere buluştu. Open Subtitles إجتمع الرئيس بكبار مستشاريه بخصوص آخر الجهود لترجمة الرسالة
    Açık arttırmada gözlerimiz buluştu. Open Subtitles تقابلت عيوننا في المزاد.
    Böylelikle binlerce Alman farklı düşünen başka biriyle konuşmak için 2018 yazında tekrardan buluştu. TED وبالتالي، اجتمع الآلاف من الألمان مُجددًا في صيف عام 2018 ليتحدّث كلٌّ منهم مع شخصٍ آخر ذي آراءٍ مُختلفة.
    Niye Lukashenko kocanla buluştu? Open Subtitles لماذا لوكاشينكو تلبية زوجك؟
    Hayır. Hiç sizinle herhangi bir yerde buluştu mu? Open Subtitles -لا هل قابلك في أي زمان ومكان؟
    Mickey, Palm Springs'ten beri bu herifle birkaç kez buluştu. Open Subtitles قابله (ميكي) بضع مرات منذ ما حدث في (بالم سبرينغز)
    Savaştan 55 yıl sonra Yüzbaşı Ernest Gordon, eski İmparatorluk çevirmeni Takashi Nagase ile Tayland'daki ölüm tren yolu mezarlığında buluştu. Open Subtitles بعد 55 عام من انتهاء الحرب النقيب ارنست جوردون و المترجم الامبراطوري تاكاشي ناجاس ,تقابلا في مقبرة اسري الحرب في تايلاند
    İNGİLİZ VE AMERİKAN ASKERLERİ TUNUS'TA buluştu! Open Subtitles القوات البريطانية والأمريكية "تتقابل فى "تونـس
    Gözlerimiz buluştu ve kozmik bir an yaşadık. Open Subtitles عينانا التقيتا وتشاركنا . لحظة كونية
    Örneğin Bristow Rambaldi'nin dostlarından Amalfi'yle buluştu. Open Subtitles على سبيل المثال,التقت بأتباع رمبالدى على ساحل أمالفى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more