Olmadığını biliyorum, ama halledebilirsin bunu. Benim için halledebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | أعلم أن ليس لديك لكن يمكن أن تفعل هذا من أجلي |
Neyse, ben de dedim ki, "Margie Bunu benim için yapmalısın. | Open Subtitles | بأي حال، قلت يا مارج يجب أن تفعلي هذا من أجلي |
Senin bilmen gereken de Bunu benim için yapmış olduğu. | Open Subtitles | وما ينبغي أن تعلمه، هو أنّها فعلت ذلك من أجلي. |
Amiral, size yalvarırım, Bunu benim için yapın. | Open Subtitles | إني أتوسل إليك أيها العميد أن تفعل هذا لأجلي |
Bunu benim için ne kadar zorlaştırdığın hakkında hiç bir fikrin yok. | Open Subtitles | أنت لَيْسَ لَكَ فكرةُ كَمْ صعب أنت تَعْملُ هذا لي. |
Biliyorum ki ormanda öldüğünde Bunu benim için yaptın... | Open Subtitles | عندما كنت ميتاً في الغابة انا اعلم انك فعلت ذلك لأجلي |
Bundan vazgeçmeliydim ama ciddi bir nakit sıkıntımız var yani Bunu benim için sen yapacaksın. | Open Subtitles | ينبغي عليّ أن ألغي هذا ولكن لدينا مشكلة خطيرة في السيولة لذا،ستقوم بعمل هذا من أجلي |
Bir dost Bunu benim için yapar. Bir aile bunu hızlıca yapar. | Open Subtitles | صديق سيفعل هذا من أجلي عائلتي ستفعل هذا بسرعة |
Bunu benim için yaptığınıza inanamıyorum. | Open Subtitles | شكرا لكم لا أصدق بأنكم ستفعلون هذا من أجلي |
- Bunu benim için yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أصدق أنك فعلت ذلك من أجلي |
Bunu benim için yaparsan geriye gelir yanında da istediğin kadar kamera getirirsin. | Open Subtitles | الآن, إن كان بإستطاعتك فعل ذلك من أجلي بإمكانك أن تعود مرة أخرى ومعك كل الكاميرات التي تريد |
Victor, Bunu benim için yapmanı çok takdir ediyorum. | Open Subtitles | فيكتور ,انا حقا اقدر انك فعلت ذلك من أجلي |
Bunu benim için yapacaksın ve bundan kimseye bahsetme. | Open Subtitles | ستفعل هذا لأجلي بدون أن يراك أحد , أو تتحدث عن الأمر مرة أخرى |
Bunu benim için mi yaptın? Sana yaptığım bunca şeyden sonra mı? | Open Subtitles | أفعلت كلّ هذا لأجلي وأنا من يضايقك دوماً؟ |
Gerçekten çok güzel. Bunu benim için yap, olur mu? | Open Subtitles | ان هذا رهيب ،انا فعلا احتاجك لفعل هذا لي الان ،حسنا ؟ |
Neresi olacağı ve neye mal olacağı umurumda değil. Bunu benim için hemen yapabilir misin lütfen? | Open Subtitles | لا يهمني ما سيتطلبه الأمر هلا تفعلين ذلك لأجلي فوراً، رجاءً |
Trent, Willoughby ve Castleton'ı kendim görür ve onlara ayrılmanın benim hatam olduğunu Bunu benim için yaptığını söylerim. | Open Subtitles | سأذهب لأرى ترينت، ويلوبي وكاسلتون وأخبرهم أنه خطأي أنك أستقلت وأنك قمت بذلك من أجلي |
Eğer bunu onlar için yapabilmişlerse, kesinlikle Bunu benim için de yapabilirlerdi. | TED | اذا كان يمكن القيام بذلك بالنسبة لهم، وبالتأكيد فإنها يمكن أن تفعل ذلك بالنسبة لي. |
Bonao'ya vardığın zaman, Bunu benim için postaya verir misin? | Open Subtitles | بالمناسبة، عندما تدخل باناو هل يمكنك ارسال هذا من اجلي ؟ |
Eğer Bunu benim için yapmazsan Yemin ederim | Open Subtitles | وإذا لم تفعل ذلك لي أُقسم |
Senden bunu, benim için yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أسألكِ الأن أرجوكِ قومي بهذا من أجلي |
Sadece Philadelphia'ya git. Bunu benim için yap tamam mı? | Open Subtitles | فقط أذهبى لفلادفياأفعلى هذا من أجلى حسناً؟ |
Bunu benim için açabilir misin aşkım? | Open Subtitles | أيمكنك فتح هذه من أجلي يا حبي? |
Kız Bunu benim için yapıyor Marcello. | Open Subtitles | انها تفعل ذلك من اجلي , مارسيلو. |
Bunu benim için almadın. | Open Subtitles | أنت لم تشترِ هذه لي |
Sen Bunu benim için yaparsan, ben de yeri geldiğinde senin için bir şeyler yaparım | Open Subtitles | إذا فعلت هذا لى ، لاحقا . أنا سأكون قادر على فعل شئ لك مستقبلاً |