Bunu söylediğim için üzgünüm ama iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذريني على قول هذا لكنّكِ لا تبدين كذلك |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama orası insanların intihar ettiği bir yer. | Open Subtitles | يؤسفني قول هذا, ولكنه مكان معروف بإقدام الناس على الإنتحار به. |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama anneniz hala tehlike altında. | Open Subtitles | آسف لأن علي أن أقول هذا لكن الوالدة ما تزال في خطر كبير |
Bunu söylediğim için kusura bakma, ama Bastiano'ya ancak böyle yararlı olabilirsin. | Open Subtitles | يؤسفني قول ذلك.. لكنها الطريقة الوحيدة التي تكون بها مفيداً لي وللحصن |
Baba Bunu söylediğim için özür dilerim. Artık çok yaşlısın. | Open Subtitles | أبي أنا آسفة لقول هذا,و لكنّك رجل مُسٍنّ |
Bunu söylediğim için bir taraftan kendime çok kızgın olsam da. | Open Subtitles | ويوجد جزء مني غاضب جداً لأنني قلت هذا للتو |
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama benim birşey yapmam için çok geç. | Open Subtitles | آسف لقولي هذا, لكن الوقت تأخر بالنسبه لي لأفعل أي شيء لأبنك |
Bunu söylediğim için bağışla,ama senin aleyhinde söylenenleri düşünmeye bile korkuyorum. | Open Subtitles | سامحيني على قول هذا لكنني أتخيل ما يقال بالسوء عنكِ |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama orası insanların intihar ettiği bir yer. | Open Subtitles | يؤسفني قول هذا, ولكنه مكان معروف بإقدام الناس على الإنتحار به. |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama Steven'ın cesedini bulduk. | Open Subtitles | اعتذر عن قول هذا لكننا وجدنا جثته |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama anneniz hala tehlike altında. | Open Subtitles | آسف لأن علي أن أقول هذا لكن الوالدة ما تزال في خطر كبير |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama onu kıskanıyorsun. | Open Subtitles | أسفة أن أقول هذا ولكن أنت فقط غيورة |
Bunu söylediğim için alınma ama... | Open Subtitles | أتمنى ألا تمانع أن أقول هذا... |
Bunu söylediğim için kusuruma bakmayın, peder ama biri uzun zaman önce kafasına kurşunu sıkmalıydı. | Open Subtitles | أعذرني على قول ذلك أبتاه ولكن كان على أحدهم قتله منذ زمن .. |
Bunu söylediğim için çok üzgünüm ama beni hem sorumlu hem de suçlu hissettiren bir şey öğrendim. | Open Subtitles | يؤسفني قول ذلك لكنّني علمت شيئاً، يجعلني أشعر بالذنب والمسؤولية |
Bunu söylediğim için bağışla ama senden kalbine İsa Mesih'i kabul etmiş bir adam olduğun izlenimini almadım. | Open Subtitles | سامحني على قول ذلك لكن ليس لدىّ إنطباع عنك أنك رجل مُتقبل لفكرة وجود المسيح في قلبه |
Bunu söylediğim için üzgünüm. Sen kaliteli bir parça değilsin, aptal! | Open Subtitles | انا اسف لقول هذا , و لكنك لا تملك مؤهلاتبرينستون,أيهاالأحمق. |
Bunu söylediğim için beni öldürebilirsin, ancak benim inandığım şey bu. | Open Subtitles | ولكن يجب السماح لنا بالوصول إليها أو عدم الوصول إليها بإرادة حرة يمكنك قتلي لقول هذا ولكن هذا ما أؤمن به.. |
Birkaç ay önce, Bunu söylediğim zaman birilerinin alkışlayacağı hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | وااو , منذ عدة اشهر لم اعتقد على الاطلاق ان احدهم سيصفق لاني قلت هذا |
Tutkulu, beni destekliyor ve ilham veriyor. Bilmiyorum, dediğim gibi, Bunu söylediğim için kendimi salak gibi hissediyorum ama... | Open Subtitles | انها عاطفية وداعمة وملهمة اشعر بالغرابة لقولي هذا |
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama, buraya ayak bastığımdan beri, sanki herkes beni kandırıyormuş... gibi içimde rahatsız edici bir his vardı. | Open Subtitles | .. أنا آسفة لقول ذلك .. ولكن لدي ذلك الشعور الحقير أن الجميع يعبث بي منذ أن وصلت هنا |
Bunu söylediğim için beni affet, ama azıcık kafadan kontaksın, değil mi? | Open Subtitles | ..اغفري لي قولي هذا ولكن أنتِ مجنونة نوعاً ما، أليس كذلك؟ |
Olay şu ki Bunu söylediğim için, istersen cezamı verebilirsin ama makâmın yükseldikçe daha beter görünüyorsun. | Open Subtitles | لكن النقطة هي، ويُمكنك قطع رأسي على هذا كلّما صعدت إلى أعلى، كلما بدوت بشكل أسوء |
Bunu söylediğim zaman, insanlar kanseri tedavi etmek için çalıştığımızı zannediyor. | TED | عندما أقول ذلك الآن، يسمعُ أغلب الناس أنني أقول أننا نعمل على علاج السرطان. |