| - Maura, Burnun kanıyor. - Hayır, Jane, geri çekil! | Open Subtitles | مورا ، أنفك ينزف لا يا جاين ، أرجعي للخلف |
| "Acıya" demek, ilk kaybedeceğin şeyin ayakların, sonra ellerin, sonra da Burnun olduğu, ve sonra da sanırım dilim. | Open Subtitles | تحت الكاحلين ثم يداك عند الرسغين بعد ذلك أنفك |
| Ya oraya uzanır ve ıslanırsın, ya da ben seni oraya sererim ve sonra kırık bir Burnun olur. | Open Subtitles | إما أن تستلقي وتتبلل، وإما تُضرب ويُكسر أنفك. |
| Eğri bile olsa Burnun güzel biliyor musun. | Open Subtitles | اتعلمين, هذه أنف جميلة حتى ولو كانت ملتوية |
| Şu anda bile koku alabiliyorsan, Burnun hiçbir zaman kapanmayacaktır. | Open Subtitles | واذا واصلت الإفراط في التركيز، أن انفك لن يغلق ابداً. |
| Kolun kanadın kırık. Küçük beyaz Burnun havada, öyle cesursun ki. | Open Subtitles | أنتِ مجروحة للغاية ، شجاعة جداً مع أنفكِ الأبيض الصغير المرفوع |
| - Burnun şiştiğinde umursayacaksın. - Haklısın. Bana yardım et. | Open Subtitles | ـ سوف يهمك عندما يحمر أنفك ـ أنت على حق، ساعديني إلينور |
| Patlıcan gibi bir Burnun olmasının önemi yok yada gözlerinin bitişik, göğsünün sarkık olmasının. | Open Subtitles | لا يهم إذا كان أنفك صغير ومنتفخ أو عيناك قريبتان جداً من بعض، أو صدرك مترهل أنت تكون أنت |
| Görmeyeceksin, Burnun ve kolların kırılacak. | Open Subtitles | لأنك ستفقد الرؤيـة، وستكون أنفك مُهشمة وذراعاك مكسوران |
| Yani şimdi sen onu, senin o mükemmel şekilli Burnun, yuvarlak gözlerin ve güçlü kare çenen onda olmadığından almıyor musun içeri? | Open Subtitles | إذاً, أنت لن تسمح له بالدخول لأنه لايملك أنف مثل أنفك وعيناك المستديرتان ومثل هذا الفك القوي |
| Seni miden bozukken gördüm gözlerin şişmiş, Burnun akıyordu, zırlıyordun... | Open Subtitles | رأيتك عندما أصبتي بالأنفلونزا في المعده وكانت عيناك منتفختان وكان أنفك يسيل |
| İyi çıkış! Dikkat et, bu yükseklikte Burnun kanamasın! | Open Subtitles | احرص على أن لا ينزف أنفك هنا تبدو وكأنك تنزف |
| İyi çıkış! Dikkat et, bu yükseklikte Burnun kanamasın! | Open Subtitles | احرص على أن لا ينزف أنفك هنا تبدو وكأنك تنزف |
| Ama Burnun iyi değil. | Open Subtitles | أنت تمشي، لكن أنفك بالداخل ليست فى حالة جيدة. |
| Burnun afyon kokusuyla doluyken zamanı durduramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن توقف الوقت و أنفك في قدر من المخدرات |
| Çok hoş bir gülüşün, güzel dişlerin, erkekliği simgesi büyük Burnun var. | Open Subtitles | عندك إبتسامة لطيفة، أسنان جميلة أنف كبير يشير إلى الرجولة |
| - Beni dinlemiyorsun! Büyük bir Burnun var ve işlerime fazlaca sokmaya başladın. | Open Subtitles | لديك أنف كبير وأنت تحشره في شؤوني اكثر من اللازم |
| Daha Burnun bile kırılmadı. | Open Subtitles | ليس هناك شىء مميز فيك اريد ان ارى انفك تنزف فى قتال حقيقى |
| Biraz tuzlu, az pişmiş biftek ya da Burnun kanadığında onu yutmak gibi. | Open Subtitles | مالح قليلاً، مثل شريحة لحم أو عندما كنت ينزف انفك |
| - Elimde değil. Burnun çok lezzetli duruyor. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع مساعدة نفسى أنفكِ يبدو أنه لذيذ جداً |
| - Burnun olmadan hic de güzel görünmeyeceksin. - Neden kendi boyunda birine catmiyorsun? | Open Subtitles | انت لن تبدو جميلا بدون انف لما لا تاخذ انف بحجم انفك |
| - Aferin. Demek ki, zekân da Burnun kadar keskin. | Open Subtitles | يَطفئ رأيكَ حادّ بقدر أنفكَ. |
| Sadece bacakların değil. Küçük Burnun için de deli oluyorum. | Open Subtitles | ليس فقط ساقيكى أنا مهوس أيضا بأنفك الصغير |
| Burnun üst taraflarına gelip sinüzitleri rahatsız edebilir | Open Subtitles | يمكنها أن ترشقها فى فتحات الانف ، وتؤثر على الجيوب الأنفية. |
| Burnun büyüyor. Muhtemelen bunun doğru olmadığını bildiğim içindir. | Open Subtitles | أنفُك يكبر لعلّ السبب يرجع إلى أننى أعلم أن هذا غير حقيقي |
| Seni yatakta bir sarışınla yakaladığımı hatırlıyorum, sırtın ona dönük Burnun gizemli bilim kitaplarına gömülüydü. | Open Subtitles | أذكر حين كشفتك مضطجعاً برفقة شقراء كنت محيلاً ظهرك نحوها, وأنفك مدفون في كتاب عن علم الباطن. |
| Artanları getirmiştim. Burnun için. | Open Subtitles | أنا أحضر اثنين من قطع الغيار، هو الحال بالنسبة لأنفك. |
| Burnun romantizme katkısı ise parfümü ya da kolonyayı farketmekten fazlasıdır. | TED | مساهمة الأنف في الرومانسية أكبر من مجرد ملاحظة عطر أو كولونيا. |