Abimin cömertliği olmasa, bu evi alabileceğimizi mi düşünüyordunuz? | Open Subtitles | هل كان ممكناً أن نشتري هذا المنزل بدون كرم أخي علينا ؟ |
Eğer her akşam Barton Park'da yemek yersek, Sir John' un bu cömertliği bize çok pahalıya patlayacak. | Open Subtitles | إذا كنا سنتعشى كل ليلة في بارتون فسندفع ثمناً باهظاً مقابل كرم السيد جون |
Nasıl hissettiğin hakkındaki duygularını bir kez dahi anlatmadan biz seninle duygularımızı paylaşıyoruz ama sen bu cömertliği istismar ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستغلين الكرم الذي نمنحه لك كاشفين عن مشاعرنا بينما انت لم تقولي مرة عن شعورك بخصوص كيف انت تشعرين |
Bay Safford'un görünen tuhaflıkları trenlere olan sevgisi cömertliği, hepsi açıklanabilir şeyler. | Open Subtitles | السيد سافورد يبدو غريب الأطوار قليلاً ..لحبه للقطارات و كرمه الرائع كل شئ يمكن تفسيره الان و بسهوله |
Ama Bay Vacarro'nun cömertliği olmadan oraya hiçbir şey dikilemez. | Open Subtitles | وحتى الآن بدون سخاء من السيد لا شيء يمكن بناؤه |
Bu cömertliği neye borçluyum? | Open Subtitles | لماذا أستحق كل هذا السخاء ؟ |
Eski hizmetlerine karşılık Fransız hükümetinin cömertliği. | Open Subtitles | عبارة عن مجاملة من الحكومة الفرنسية من أجل الماضي و الخدمات المقدمة |
Normalde kimseye göstermediğin cömertliği görmek insanı yeniliyor. | Open Subtitles | من المنعش رؤية كرم من شخص عادة لايظهر أي كرم |
Herkesin "cömertliği" yüzünden iş hayatımdaki ünüm iyice yerlerde. | Open Subtitles | حسناً بفضل كرم الجميع سمعتى المهنيه ستذهب إلى سلة الفضلات |
Bundan emin misin? _ Pek çok bağışçının cömertliği sayesinde burada Southampton Tıp Merkezi'nde yeni araştırma hastanesinin temelini atabiliyoruz. | Open Subtitles | هل أنت متأكد حيالَ هذا؟ بسبب كرم العديد من المتبرعين |
Demem o ki, sana cömertlik göstermiş ve bence bu cömertliği olduğu gibi kabul etmelisin. | Open Subtitles | -بالتأكيد أقول أنها تعطيك شيئاً نابعاً عن كرم وأعتقد أنه من الأرجح |
Ailenin cömertliği beni biraz rahatsız ediyor, Em. | Open Subtitles | ان كرم والديكِ يجعلنى غير مطمئن |
Benim komşuluğum Başkan Kane'in cömertliği sayesinde çok iyi durumlara geldi. | Open Subtitles | منطقتي انتقعت كثيراَ من كرم المحافظ |
Böylesine bir makina yapmak ya tarihin en büyük cömertliği olur ya da seyahat edeceklerin kedisinin finanse etmesi gerekecektir. | Open Subtitles | لذلك بناء مثل هذا السفينة إما يكون أعظم .. عمل يدل على الكرم في التاريخ أو أن يتم تمويله من قبل المسافرين أنفسهم |
Tabii ki hatırladım. Bu mekanda öylesi cömertliği bulmak çok zordur. Umarım yine verirsiniz. | Open Subtitles | طبعًا، لمن الصّعب إيجـاد هذا النّوع من الكرم في هذا المكان، يمنحك الأمل مُجددًا. |
Bu cömertliği kabul edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع قبول مثل هذا الكرم |
Bu gölü geçmemize izin vermesi onun cömertliği. | Open Subtitles | لوت هو كرمه الذي يسمح لنا لعبور هذه البحيرة. |
İlişkiye adadığınız yılları ve Jerome'un cömertliği bir yana sana olan sevgisini hesaba katarsak... | Open Subtitles | حسنا بالأخذ بالحسبان كل السنوات التي قضيتموها في هذه العلاقه .. و من الواضح أن جيرمو يحبك و بدون ذكر كرمه أيضاً... |
Bunu inançsız birine anlatmak oldukça zor, özellikle de cömertliği kavrayamamışsa.. | Open Subtitles | من الصعب لغير المؤمن ان يتفهم سخاء الاخرين |
Bu cömertliği neye borçluyum? | Open Subtitles | لماذا أستحق كل هذا السخاء ؟ |
Strix'in cömertliği. | Open Subtitles | مجاملة من الستريكس 00: 17: 38,275 |
Capitol'u cömertliği sayesinde birbirimize hiç bu kadar yakın olmamıştık. | Open Subtitles | والشكر لكرم الكابيتول .. لم نكن اقرب من هذا من قبل |
Bu bir aşk cömertliği mi, yoksa bunun hesabını verecek miyim? | Open Subtitles | حبيبتى حبيبتى هل هل هذا التصرف الكريم عن حب او اننى سأدفع ثمن هذا فيما بعد |
Bu kadar çok mülteciye kapı açan bu ülkelerdeki insaniyeti ve cömertliği, refah seviyesine ulaşmış diğer ülkelerin tanıması gerekir. | TED | على البلدان الثرية في العالم أن تعترف بمقدار الإنسانية والكرم لتلك البلدان التي تستضيف أعداداً كبيرة من اللاجئين. |