| Diğer dördünü yolladım ve bu da sadece elleriyle bir şeyler yapabildi. | Open Subtitles | حسناً، لقد أرسلت الأربعة الآخرون وكل ما حصل عليه هذا هو باليد. |
| Üç oldu. Bu dördünü rastgele bilebilmemin ihtimali | TED | فرصي لمعرفة الأربعة أرقام بشكل صحيح في تخمين عشوائي |
| Bir hayaletin ziyareti diğer dördünü de açığa çıkaracaktır. | Open Subtitles | أتخيّل أن زيارة من شبح سوف تكشف الأربعة الآخرين |
| dördünü anlatacağım Dikkat çekici ve çok az rastlanan tehlikeleri abartmaya meyilliyiz | TED | سوف أعطيكم أربعة. نحن نميل إلى المبالغة في مخاطر مذهلة و نادرة |
| Yanaklarımı pembe gösteriyormuş, dördünü de. | Open Subtitles | يقول أنه يجعل خدودي تحمر أكتر، خدودي الأربع بأكملها. |
| Aşağıda on askere saldırıp, dördünü öldürmüş.. | Open Subtitles | لقد تغلب على عشرة من الخيالة وقتل اربعة منهم |
| Adamlarından dördünü ve doktoru burada bırak. | Open Subtitles | اترك أربعه من رجالك هنا للحراسه و اترك معهم العنايه الطبيه اللازمه .. |
| Dört tane teorin vardı dördünü de ekarte ettin. | Open Subtitles | كانت لديكَ أربع نظريّات وقد استبعدتَ النظريّاتِ الأربعة |
| Şu dördünü eve göndermenin tek yolu bu olabilir. | Open Subtitles | لأنها السبيل الوحيد لعودة هؤلاء الأربعة إلى ديارهم |
| Ama şu telefonu kaldırmazsam o dördünü de alabilirsiniz. | Open Subtitles | ولكن إن لم ألتقط هذا الهاتف هنا فيحتمل بشكل كبير أن تقتل الأربعة |
| dördünü de öldürdüm sana hiç çıldırmış gibi görünüyor muyum ? | Open Subtitles | لقد قتلت الأربعة ، لماذا أسمح لأحدهم بالرحيل؟ هل أبدو مختلاً ؟ |
| dördünü aynı ailenin yanına yerleştirmek çok kolay değil fakat elimde birkaç aile var, sizi en kısa zamanda ararım. | Open Subtitles | ليس من السّهلِ وَضْع الأربعة منهم سوية، لَكنِّي عِنْدي بَعْض الأدلّةِ، لذا أنا سَأَكلمك حين استطيع. |
| Evet, ama diğer dördünü ben halletim. | Open Subtitles | نعم , نعم , لكني تمكنت من النيل من الأربعة الباقيين |
| Şu dördünü atlatmamız gerek sadece, sonra özgürüz tamam mı? | Open Subtitles | علينا فقط أن نجتاز تلك الأربعة و سنكون بخير , حسناً ؟ |
| Onları bu yüzden öldürmek zorundaydım, dördünü de. | Open Subtitles | لهذا السبب كان على قتلهم الأربعة جميعهم |
| Parkta yaşadığım için dördünü birden tecrübe edebiliyorum. | Open Subtitles | هل تعرفون "الفصول الأربعة"؟ اختبرها مباشرةً لأنني أعيش بالمتنزه |
| Yani yanması için buraya dördünü koyuyorsun ve buraya da yanması için iki tane. | TED | إذن نحتاج أربعة فوق هذه لتضىء واثنتين فوق هذه لتضىء. |
| İlk yaptığım iş eski 55 çalışandan dördünü işe almak oldu. | TED | كان أول ما فعلته هو أن عينت أربعة أشخاص من الخمسة وخمسين شخصًا الأصليين. |
| Eğer dördünü bir araya koyarsanız, bize - bana göre - eğitim teknolojisi için bir amaç, bir vizyon verir. | TED | إذا وضعت هذه الأربع معاً تحصل على -- وفقاً لي -- تعطينا هدف، رؤية، لتكنلوجيا التعليم. |
| dördünü de vermeliyiz. | Open Subtitles | إنّها بحاجة إلى الأربع جرعات كاملةً. |
| Her şeyi gördüm. dördünü de öldürdün. | Open Subtitles | رأيت كل شيئ قتلتم اربعة منهم |
| Sekiz tane doğurdu. dördünü hemen boğdum. | Open Subtitles | لقد ألقت ثمانيه منهم في الشارع ولقد أغرقت أربعه بنفسي |