İnsanlar tamam. Bu sizin yapmayı düşünmeniz gereken bir şey. | TED | والجميع بخير. وهو شئ ينبغي أن تفكروا بعمله. |
Yani bir iki kadeh içtiyseniz, bu akşam düşünmeniz gereken birşey. | TED | وهو شيء يجب ان تفكروا فيه الليلة ان شربتم كأسين |
Şunu düşünmeniz lazım her biri 100 milyar yıldız içeren yüz milyar galaksimiz var. | TED | ما يجب أن تفكر فيه هو أننا نملك كوناً بمائة بليون مجرة، بمائة بليون نجمة لكل مجرة. |
Durak noktaları gibi şeyler hakkında düşünmeniz gerekli. | TED | يجب عليك التفكير في الأمور مثل نقاط الإيقاف المؤقت. |
Eminim ki düşünmeniz gereken bir sürü şey vardır. | Open Subtitles | أنا واثق بأن لديكم اشياء كثيره تفكرون بها |
General, yeniden düşünmeniz için yalvarıyorum. | Open Subtitles | أناشدك بأعادة النظر في الموضوع أيها اللواء |
Ani bir teklif olduğunun farkındayım, düşünmeniz gerek. | Open Subtitles | اعتذر من ضيق الوقت هل تحتاج لوقت لتفكر بالعرض؟ |
Şimdi hepinizden yapmanızı istediğim şey size tarif edeceğim memeliyi düşünmeniz. | TED | ما أريد منكم فعله الآن هو أن تفكروا فى الحيوان الثديى الذى سوف أصفه لكم. |
Bu hafta sizden istediğim Plato'nun antik çağlardaki Diyalog'larını düşünmeniz... | Open Subtitles | هذا الاسبوع أنا أريدكم أن تفكروا في حوارات افلاطون في العصور المتوسطة |
Sizi zorladım çünkü, kendinizden önce takımınızı düşünmeniz için. | Open Subtitles | و اجبرتكم على ان تفكروا بفريقكم قبل ان تفكروا بأنفسكم |
Sanırım ikinizin oturup nasıl geri zekâlı bir çift olduğunuzu düşünmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | و أعتقد انكم تحتاجون أن تجلسوا معاً لكى تفكروا فى ما اقترفتوه من غباء |
İşlevselciliğin akılda kalıcı bir teori olduğunu düşünmeniz beni ilgilendirmez. | TED | لن يضرني إن كنت تفكر أن الوظيفية نظرية عملية في الحديث عن العقل. |
Örneğin, bir videoda koşan bir adamın hızını tahmin etmeniz istendiğinde, çitaları ya da kaplumbağaları düşünmeniz söylenirse, cevabınız farklı olur. | TED | إذا سُئلتَ لتُقدر مثلاً ، سرعة مشي رجل في مقطع فيديو جوابك سيكون مختلفا إذا طُلبَ منك أن تفكر بالفهود أو السلاحف. |
Dırdıra başladı mı sizi mutlu eden bir şey düşünmeniz lazım. | Open Subtitles | عندما تبدأ عليك أن تفكر في الشيء الذي يجعلك سعيدا |
Ama sonunda sizi; yeniden düşünmeniz, risk almanız ve demokrasinin küresel evrimi olarak gördüğüm şeye dahil olmanız için teşvik edeceğim. | TED | ولكنني في النهاية سأحثكم على التفكير والمخاطرة بالانضمام في ما أعتبره تطورا ًعالمياً للديمقراطية |
Sizin için üniversite nedir? Bunu yeniden düşünmeniz gerekiyor. | TED | عليك أن تعيد التفكير , ما هو هدف الجامعة ؟ |
Tesisatçı gibi düşünmeniz gerekirken, hala doktor gibi düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | - ما زلتم تفكرون كالٔاطباء بينما يجب أن تفكروا كالسمكريين |
Sizleri düşünmeniz için biraz yalnız bırakayım. | Open Subtitles | سوف أترككم يارفاق تفكرون في ذلك لثانية. |
Böyle karşınıza gelmenin bir risk olduğunu biliyorum ama bizimle çalışmayı tekrar düşünmeniz için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أعلم بأنه مخاطرة ,الحضور إلى هنا هكذا لكن سأفعل أي شيء لجعلك تعيد النظر في القيام بعمل معنا |
Bence adayı boşaltmayı düşünmeniz gerek. Güvende olmak için. | Open Subtitles | أعتقد أن عليكِ النظر في إخلاء الجزيرة، للأمان فحسب |
Bu konuda biraz daha düşünmeniz gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | أقول أن عليك أن تأخذ بعض الوقت لتفكر بذلك |