| Ben Pearl'e bir saldırı görüyorum- bundan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | وأنا أرى أن ضرب بيرل هاربور هو أسوأ ما يمكن أن يحدث |
| Ben Pearl'e bir saldırı görüyorum- bundan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | وأنا أرى أن ضرب بيرل هاربور هو أسوأ ما يمكن أن يحدث |
| Pelagius, umutların tükenmesinden, daha kötü bir ölüm olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | بلجيوس اخبرنى ذات مرة أن الموت أسوء من نهاية الامل |
| Sana elveda demekten daha kötü bir şeyin olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | لم اكن اظن انه سيكون هناك أسوء من أن أودعك |
| Güven bana babamı senede bir defa görmekten daha kötü bir şey varsa o da onu senenin her günü görmektir. | Open Subtitles | مع ذلك , صدّقني الأسوأ من رؤية والدنا مرّة بالعام هو رؤيته طيلة العام |
| şapkal sevimli bir ergen olmak ne kadar garip gelse de, hayal kırıklığına uğramış bir tasarımcı olmak ondan çok daha kötü bir şey olduğunu anlarsınız. | TED | كخراقة المراهق الأبله، أسوأ بكثير من أن تكون مصمم محبط. |
| Chris, şunu belirtmeliyim ki bu batan bir mağazayı gezmekten daha kötü bir şey. | Open Subtitles | كريس علي ان اخبرك هذا اسوء من رحلة الى مركز تجاري فاشل |
| Güvercinlerden daha kötü bir şey varsa o da sihirdir. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الأسوء من "الحمام" هو السحر |
| daha kötü bir şey yapmadan onu bulmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بكلّ ما بوسعنا لإيجاده و للحرص ألّا يقع ما هو أسوأ |
| Eğer seni kazanmak için bir şansım olduğunu söyleyen sesini duyacağımı bilsem daha kötü bir havada da gelirdim. | Open Subtitles | وكنت لأخوض ما هو أسوأ من ذلك لو أنني سمعت صوتك يخبرني بأنني قد أحظى |
| daha kötü bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | متى ستقومين ببعض المسائل الرياضية معي؟ لا أرى ما هو أسوأ أتريد بعض الجبن الحريف |
| Yanlış soruyu doğru cevaplamaktan daha kötü bir şey yok. | TED | فلا شيء أسوء من الإجابة الجيدة عن السّؤال الخاطئ. |
| Bu çağrılardan daha kötü bir şey olamaz, onlar hakkında düşünmek bile canımı acıtıyor. | TED | ولايوجد شيء أسوء من تلك الإدعاءات، إنه لأمر مؤلم حتى التفكير بها. |
| Birinin çok kötü bir bilgisayar oyunu fikrini size anlatmaya çalışmasını dinlemekten daha kötü bir şey yok. | TED | فلا يوجد أسوء من أن تضطر إلى سماع أحدهم يحاول عرض فكرة سيئة جدا للعبة تلفزيونية |
| Vegas'a çift olarak gitmekten daha kötü bir şey varsa o da evli olarak gitmektir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأسوأ من الذهاب إلى فيغاس تسير كزوجين كرجل وزوجته. |
| O adam şimdi bundan daha kötü bir hapishanede. | Open Subtitles | هذا الرجل الآن في السجن الأسوأ من هذا |
| Ama, onun yerine, daha kötü bir akıbet bekliyor sizi. | Open Subtitles | لكن, مع هذا, فمصير أسوأ بكثير بانتظاركم. |
| Birisinin her şeyini isterken, sadece tek bir yönünü sevmeye zorlanmaktan daha kötü bir işkence yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك نوع اسوء من التعذيب من اجبارك على ممارسة الحب من اجل شخص ما عندها تريد كل شيء |
| Bugün Glenn'in tarih yazacak olmasından daha kötü bir şey varsa o da hiçbir şey yapmamış olmasıdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأسوء من "غلين" لا يصنع تاريخ اليوم هو عدم صنع أي شيء على الإطلاق |
| Yaşlanmaktan daha kötü bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن هناك أسوأ من الكبر في السن |
| Dünyada bir şansın yokken... olduğunu düşünmekten daha kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | ولبس هناك شيء أسؤ في العالم من الأعتقاد بأن لك فرصه بينما ليس هناك شيء |
| Anne babanızın gözünüzün önünde aşağılanmasından daha kötü bir şey olamaz hayatta, inanın. | TED | ولم يكن هنالك أسوأ من أن ترى والدك يُذل امامك ؟ |
| Ama hepsi bu. Robert'in her açıdan bundan daha kötü bir seçim yapamayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لكن فقط هاتين الصفتين شعرت أنه في جميع النواحي لن يفعل اسوا من ذلك |
| Umarım daha kötü bir şey yapmadan buluruz onu. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو نعثر عليه قبل أن يفعل شيئاً أسوء |