Elektrik alan, kaynak dediğimiz şeyde ya da, aygıtın içinde kalıyor. | TED | فهي تبقى بالداخل ، بما نسميه المصدر أو في داخل الآداة |
Bizim evimiz dediğimiz yerde seni sevdim. Sonucu bu mu? | Open Subtitles | لقد أحببتك فى هذا المنزل الذى نسميه بيتنا حقا ؟ |
Bunlar, az önce de dediğimiz gibi -- yüz hatları, saç yapısı, cilt rengi. | TED | وهي كما قلنا منذ قليل تشمل التعبيرات الوجهية .. ونمط الشعر و لون البشرة |
Trinidad ve Tobago`da dediğimiz gibi, kim kimdir ve ne nedir? | TED | وكما نقول في ترينيداد وتوباغو، من هو من، وماذا هو ماذا؟ |
Hubble, evimiz dediğimiz gezegenimize yeni bir bakış açısı kazandırdı. | Open Subtitles | أعطانا هابل وجهة نظر جديدة الى الكوكب الذي ندعوه الأرض |
Sanırım ya siyah bir sıçan ya da çatı sıçanı dediğimiz şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا كان فأراً أسوداً أو ما نطلق عليه فأر السقف |
Böylece onları dağ geçidine süreceğiz sıcak kapılar dediğimiz yere. | Open Subtitles | مِن الآن، نحن سنرسلهم إلى الممر الجبلي نسميها البوابات الضيقة. |
Örneğin bir saat içerisinde 95 km gitmek istersek her birimiz araba dediğimiz yardımcı araca ihtiyaç duyarız. | TED | مثلا، إذا أراد أحدنا أن يتحرك بسرعة 60 ميلا في الساعة، كلانا سوف يحتاج إلى جهاز مساعد يسمى سيارة. |
Görünüşte yapacağınız bu değişikliklerin yanında butik özellikleri dediğimiz şeyleri de sağlamanız gerek. | Open Subtitles | وإلى جانب هذه التغييرات التجميليـة ستحتاجين أيضاً لتقدمي ما نسميه بـ إضافات المحل |
Şey, Üstad Skywalker ve ben sürekli saldırgan görüşmeler dediğimiz şeye mecbur kalıyoruz. | Open Subtitles | حسنا , سيدي سكاي وكر واوقفت ما نسميه المفاوضات العدوانية فى كل الاوقات |
Öncelikle, kendi fikrimiz dediğimiz birçok şey aslında kendi yorumlamamız. | TED | حسنًا، أولًا وقبل كل شيء، الكثير مما نسميه معرفة الذات هو في الواقع تفسير للذات. |
Geniş çaplı da olabilir; yani yenilik dediğimiz şeyler. | TED | وقد يكون على مستوى عالمي، أعني، شيء نسميه ابتكارًا. |
Göğüs kanseri, dediğimiz gibi, kadınları öldürüyor, ama kalp hastalığı çok daha fazlasını öldürüyor. | TED | سرطان الثدي، كما قلنا يفتك بالنساء لكن أمراض القلب أكثر فتكاً بكثير |
Zamanı geldi dediğimiz yılda ayrıcalığınla ne yaptın? | TED | ماذا فعلت، في السنة التي قلنا فيها مضى الوقت، ماذا فعلت بميزتك؟ |
Size bu durum üzerine anlatacaklarımın içeriği bilgisayar oyunları. Bilgisayar oyunları dediğimiz zaman, çoğumuz çocukları düşünür. | TED | وسأتحدث هنا عن ألعاب الفيديو، حينما نقول ألعاب الفيديو، فأغلبكم يتذكر الأطفال. |
Birbirimizi gördüğümüz zaman, merhaba dediğimiz zaman, kaç defa öpüşürüz? | TED | عندما نرى بعضنا, عندما نقول مرحبا, كم مرة سوف نقبّل ؟ |
İşte, rejeneratif tıp dediğimiz bu bilim dalı da burada devreye giriyor. | TED | وهنايأتي دور مجالنا هذا والذي ندعوه بمجال الطب التجددي. |
Nostalji skoru dediğimiz şeyi yarattık ve bu şey bu yazılımın kalbi. | TED | لذلك، ابتكرنا ما ندعوه بمجموع نقاط الحنين وهو أساس هذا التنصيب. |
Kendiliğinden-birleşme dediğimiz fikri kullanıyoruz. | TED | نستخدمُ فكرةً نطلق عليها اسم التركيب الذاتي. |
Kimyasal Reaksiyon dediğimiz şey budur. Atomlar partner değiştirdiğinde yeni moleküller oluşur. | TED | وهذا ما نطلق عليه التفاعل الكيميائي، وهو عندما تقوم الذرات باستبدال شريكها وصناعة جزيئات جديدة. |
Bizim adalet dediğimiz barbarlığı sana göstermesinden de nefret ediyorum. | Open Subtitles | و أكره أنه أظهر لك الوحشية التي نسميها نحن بالعدالة |
Özellikle açık okyanus girdapları dediğimiz yerlerde çok fazlalar. | TED | إنهم يتواجدون بوفرة خاصةً في ما يسمى بالمناطق المفتوحة للمحيطات. |
Ve bu resim, tipik yetişkin insan dediğimiz bir grupta ortalama etkinleştirmeyi gösteriyor. | TED | وتظهر هذه الصورة متوسط النشاط في مجموعة ما نسمّيه نماذج بالغين بشريّين . |
Ezra: Bize özel ilaçlar veriyorlar. Baloncuk dediğimiz ilaçlar. | TED | إنهم يعطوننا عقاقير خاصة. نحن ندعوها فقاعات. |
Mumyalar dediğimiz her şeyi duyar ve saygısızlıktan nefret ederler. | Open Subtitles | المومياوات تسمع كل شيء نقوله وتكره عدم الاحترام |
Bu arada, bu entropinin gittikçe artması kavramı zaman oku dediğimiz kavramın arkasındaki ana neden, yani geçmişle gelecek arasındaki fark. | TED | هذه الفكرة التي تقول أن الإنتروبيا تتزايد، بالمناسبة، هي السبب وراء ما نسمية خط الزمن، الفرق بين الماضي والمستقبل. |
New Yorklular "1G" dediğimiz Dünya'nın kütleçekimi sayesinde kendilerini evlerinde hissederler. | Open Subtitles | يشعر سكان نيويرك بشكل جيد في الوطن في سحب جاذبية الأرض و الذي نُطلق عليه ج واحد |
Evimiz dediğimiz bu kentte | Open Subtitles | في هذه البلدة نتّصل بالبيت |
Kendimizi, adına hayat dediğimiz bu küçük filmin bir plânı olduğuna inandırmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | الآن، نحاول أن نقنع أنفسنا بأنّ ذلك فلم قصير يمكننا أن نسميّه الحياة مؤامرة |
- Her zaman dediğimiz gibi, sen tatlı olanımızsın. - Tatlı olan benim sanıyordum! | Open Subtitles | لقد فلنا دائما انك الأوسم لقد كنت اظن انني انا الأوسم |