Bir noktada, biliyorsunuz, sizin gerçekten aya gittiğinize inanmıyoruz, ama gittiniz dediler. | TED | يقولون من ناحية نحن لا نصدق أننا وصلنا إلى القمر، لكننا فعلنا |
Adına yardım dediler ama bundan çok daha fazla bir şeydi. | Open Subtitles | يقولون عنها , إنها إغاثة لكنّه كان أكثر بكثير من ذلك |
Biz de arkadaşlarımıza soruyoruz acentaya ne dediler diye. | Open Subtitles | لذا فنحن نسأل أصدقاءنا عما يمكن أن يكونوا قد قالوه للوكالة. |
Evet dediler, saha içinde yürümek epey gayret gerektiren bir iştir. | TED | لقد قالوا نعم، المشي في الملعب هو ممارسة الرياضة البدنية الشاقة. |
Tamam, tamam. Bugün bana gümüş ve porselen işi çıkabilir dediler. | Open Subtitles | حسنٌ، حسنٌ هم أخبروني أنّه ستكون هناك حمولة من الفضةِ والخزف. |
Onlar intihar dediler ben ise goblinler dedim, ve beni buraya kapattılar. | Open Subtitles | عندما يقولون انتحارا وانت تقول الجن هنا هو المكان الذي يضعوك فيه |
- evet öyle dediler ben izin verene kadar araba sürmek yasak. | Open Subtitles | نعم , هم يقولون لي هذا لا تقودي سيارتك حتى أسمح لك |
Kendi tıbbi tesisleri varmış ve her şeyle ilgilenebilirlermiş, öyle dediler. | Open Subtitles | يقولون ان لديهم منشأة طبية خاصة ويمكنهم التعامل مع كل شيء |
Aslında, bilimadamları deniz buzunun önümüzdeki 100 yıl icinde yok olacağını söylüyordu, ama sonradan 50 yıl dediler. | TED | في الحقيقة ان العلماء يقولون ان البحر المتجمد سوف يختفي في ال100 عام القادمة .. ومن ثم توقعوا في ال50 عام القادمة |
Ve annemle babam inanılmazdı. Bana dediler ki, | TED | والدي ووالدتي كانوا رائعين. كانوا يقولون لي: |
- Muhtemelen öyledir. - Öyle dediler. Değişen ekonomi. | Open Subtitles | حسنا، من المحتمل أنه كان كذلك هذا ما قالوه |
İşte dediler ki; cinselliği öne çıkarmamam hoşlarına gitmiş ama şimdi seksi bir kadın olmamı istiyolar. | Open Subtitles | لذا هذه ما قالوه لي احبّوني لان لم أمثل الاثاره لكنهم الآن يريدونني أن أمثل الاثارة. |
- Ne dediler? Ne dedikleri önemli değil. Onları çalmaya çalıştığın gün gibi ortada. | Open Subtitles | لا يهمّ مالذي قالوه ،فالأمر واضحٌ للعيان أنّك تحاول انتزاعها منّا |
dediler. Bu bilginin kaydedilmesini istemediklerini söylediler. | TED | لقد قالوا ، لا نريد ذلك الاحتفاظ بالمعلومات. |
"Yukarıda aşağıda yandın var dediler". | Open Subtitles | لقد قالوا لى بألأعلى أن هناك حريق بالأسفل |
Kardeşim hayattayken onlara borcu varmış dediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأن أخي مدين لهم بالمال عندما كان حياً |
Öyle dediler ama hatırlamıyorum. Hatırlamıyorum. | Open Subtitles | . لقد أخبروني ، ولكنني لا أتذكر . لا أتذكر ذلك |
Bu yüzden bana dediler ki, birini yürütmek imkansızdır. | TED | قيل لي أنّه من المستحيل أن أجعل شخصا يمشي، |
Üzgünüm..uzun sürer dediler ama biliyorsun | Open Subtitles | قالوا لك أن هناك عملية طويلة و لكنك تعرفين أن هذا سيحدث أعرف |
Nasıllar, ne dediler... şefkatli olup olmadıkları, özel isteklerde bulunup bulunmadıkları, vücutlarının nasıl olduğu, özellikle de aletlerinin. | Open Subtitles | كيف كانوا و ما الذي كانوا يقولونه و فيما لو كانوا ودودين و محبين أو ان كانت لديهم أية رغبات خاصة |
Beş sent ödeyeceğiz dediler, ama çok kalabalıktık. | Open Subtitles | أخبرونا أنها ستكون خمسة سنتات ولكن كان هناك الكثير منا |
Netscape kodları yayınlama kararı verdiğinde... insanlar biraz kıllandılar ve dediler ki... | Open Subtitles | عندما قررت نيتسكيب اطلاق نصها المصدري شعر الناس بنوع من الصحوة وقالوا |
diye sordum. Ve şöyle dediler. 'Tasarım güzel ve renkleri kullanımı güzel. | TED | فقالوا .. حسنا .. التصميم رائع .. الالوان متناسقة |
Galiba senden de bahsettiler. 'Hareket memuru teröristlerle konuşur.' dediler. | Open Subtitles | لقد ذكروا اسمك، قالوا أن موجّه قطارات يتحدث مع الإرهابيين |
Onlara aynı soruyu bir kez daha sormuştum. Ne dediler biliyor musun? | Open Subtitles | لقد سألتهم هذا السؤال مرارا هل تعرف ماذا اخبروني |
- Hasta demediler, kayıp dediler. | Open Subtitles | .. إنهم لم يقولوا أنه مريض قالوا أنه مفقود |
Paltolar, kürk şapkalar, içi kürklü botlar iki-üç gün sonra da dediler ki: | Open Subtitles | معطف ثقيل، قبعة وحذاء بالفرو وبعد يومين أو 3 أيام طلبوا منا المغادرة |
3 tane kız yola engel koyup aniden önüme çıktılar ve dediler ki : | Open Subtitles | ثلاثة فتيات قفزن أمام شاحنتي ووضعن حاجزا و قلن |