"dehşet" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرعب
        
    • مرعب
        
    • رعب
        
    • والرعب
        
    • فزع
        
    • الرهبة
        
    • الرهيبة
        
    • رهبة
        
    • بشعة
        
    • المخيفة
        
    • المروعة
        
    • الفزع
        
    • بالرعب
        
    • مروعة
        
    • مرعوبة
        
    Onu çalıştıranın içini çok yoğun bir dehşet hissi kaplıyor. Open Subtitles إنه يزرع شعوراً ساحقاً من الرعب داخل أي من يشغله
    dehşet verici korkuların her köşede pusuya yattığı yılın en korkuç zamanı. Open Subtitles أكثر الليالي رعباً في السنة حيث يترصد الرعب المخيف في كل زاوية
    Çünkü haklısın. Yumurtanın içindeki dehşet verici ve çoktan serbest kaldı. Open Subtitles وأنت كنت محقًا، ما داخل تلك البيضة لهو أمر مرعب كالجحيم
    okulda dehşet içinde arkamdan gelen var mı diye dehşet içinde bekelmekten iyidir ama en azından burda seni koruyabilirm Open Subtitles أعني, انه أفضل من التجول في أرجاء المدرسه في رعب, منتظرةً أحد المختلين ليلحق بي لكن على الأقل أستطيع حمايتك
    Bombalamadan sonraki, başhemşire Malak'in yürek yakan videosunu dehşet içinde izledim. Erken doğan bebekleri güvenli bir yere götürmek için can havliyle küvözlerden kapıp alıyor ve sonra gözyaşlarına boğuluyordu. TED كان الرعب يتملكني وأنا أشاهد الصورة المفجعة لرئيسة الممرضات ملك، في أعقاب ما بعد القصف، وهي تسحب الأطفال حديثي الولادة خارج الحضانات، في محاولة يائسة لإنقاذهم، قبل أن تنفجر بالبكاء.
    Sürücü benim korktuğum gibi dehşet veya korku içinde değildi. TED لم يواجة هذة الرهبة او الرعب التي كنت اعتقد انه سيواجة
    Peter vardığında gördüğü şey, size az önce bahsettiğim dehşet tablosuydu. TED وعند وصولهِ، وجد بيتر ذلك الرعب الذي ذكرته للتو.
    Şok, dehşet: artık okurlar yazar ve yayıncı olmak istiyor. TED يا للصدمة و الرعب : الآن القراء يريدون أن يصبحوا كتاب و محررين
    Ölüm, korku, alevler, dehşet ve kara giysiler... Open Subtitles وتجاهلتم تضحياته الموت ، الخوف ، المشاعر الملتهبة الرعب ، والملابس الدينية
    Orijinal tabloya kokuşmuşluk ve dehşet ilave edilmişti. Open Subtitles لقد جاءت البذائة و الرعب من الداخل على ما يبدو
    Insanların transkriptleri okuyabiliyor olmaları yeterince dehşet verici, TED مجرد فكرة أن أولئك الناس يقرأون النصوص هو شيء مرعب
    Bilgi almak için dehşet içinde ama daha çok eğlence için izlediler. TED ترقبوا في رعب بحثًا عن المعلومات، لكن في الأغلب عن الترفيه.
    Kızıl Ölüm, acı, dehşet ve cinnete yol açar. Open Subtitles الموت الأحمر يجلب الألم . والرعب والجنون
    -Muhtemelen dehşet içinde kaçıyorlardır. Open Subtitles ذلك الرجل الفقير من المحتمل أنه يركض بيأس و فزع
    1664'teki kuyrukluyıldız tüm Avrupa'ya korku salmıştı ve Veba Salgını'yla Büyük Londra Yangını'nın bunu takip etmesiyle birlikte, dehşet tescillenmişe benziyordu. Open Subtitles مذنب 1664 أرسل رعشات من الرهبة في أوربا كلها والخوف كان مبرراً حينما تبع المذنب مرض الطاعون والحريق الكبير في لندن
    Ve tüm o iğrenç sırlarının mahzeni olan, dehşet verici evlerini inşa ettim. Open Subtitles لقد بنيت هذه المساكن الرهيبة وكيل لهؤلاء الأشرار البؤساء
    Herkes dehşet içindeyken o küçük kediyi öldürüp paramparça etti. Open Subtitles ومن رهبة الجميع، قتل ذلك القط الصغير مزّقه إلى أشلاء
    Radyoaktif kül cehenneminin girdabında öyle korkunç, öyle dehşet verici, öyle iğrenç bir şeyin doğumu gerçekleşti ki "ONLARI" anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Open Subtitles لأنه ولد في دوامات من جحيم الغبار المشع كانت الأمور حين ذاك رهيبة، ومخيفة جداً، بل كانت بشعة وليس هناك كلمة لوصفها.
    "Yedi dehşet kapısı, yedi lanetli yerde gizleniyor." Open Subtitles الأبواب السبعة المخيفة للجحيم مخفية في 7 أماكن ملعونة
    Dışarı çıkabilirsin olmuş olan o dehşet verici şeylerin üstüne kapıyı kapatabilirsin. Open Subtitles يمكنك ببساطة أن تخرج وتغلق الباب على كل الأشياء المروعة التي حدثت
    Duygularımız ve ruh halimiz zamanı, çoğunlukla, yeniden kodlar: geçmişi, nostalji ya da pişmanlık olarak, geleceği de umut ya da dehşet olarak... TED حالتنا الذهنية و مشاعرنا الخاصة بنا و غالبا ترميز الوقت الندم أو الحنين إلى الماضي، الأمل أو الفزع إزاء المستقبل.
    dehşet verici olan, haklı olman. Adamın dünyadan haberi yok. Open Subtitles يحق لك أن تشعر بالرعب فهو لا يعرف ما الذي يفعله بالضبط
    Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. Ailesi yoksulluğun pençesindeydi. TED ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية
    Seni son gördüğümde dehşet içinde kaçıyordun. NasıI oldun? Open Subtitles آخر مرة رأيتك فيها كنتى مرعوبة كيف نفعكى هذا العمل ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more