- Tatlı deme bana, bin arabaya. - Peki, patron sensin. | Open Subtitles | ـ لا تناديني بجميلة، أصعد إلى السيارة ـ حسناً، أنتِ الرئيسة |
Ve gelip de bana, erkekler ve koçlar ve babalardan deme, | TED | لا تقولي لي أن ذلك بسبب الأهل أو المدربين أو الأولاد، |
Ama bu bile sana, bana "yalancı" deme hakkını vermez. | Open Subtitles | ولكن من الذي أعطاك الحق في أن تدعوني كذاب ؟ |
Bana "başlama gene" deme. Dışarıda nerede? Nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | لا تقولى لى، لا تبدأ فى هذا، أين كنت تحديدا؟ |
Bana öyle deme. O ilgi bekleyen dullarından değilim ben. | Open Subtitles | كلا, لا تنادني بذلك انا لست إحدى المطلقات المتطلبات لديك |
Hâlâ tekboynuz için üzülüyorum deme sakın. Onu öldürmek zorunda değildin. | Open Subtitles | لاتقل لي بأنك لاتزال مستاءاً حول وحيد القرن .. |
Üzgünüm, ama doğrusu ben bir katolik bile değilim. * - deme ! | Open Subtitles | آسفة في الحقيقة انا لست كاثولكية لاتقولي هذا |
Diğerlerinin önünde bana Catherine deme. Amirim diyeceksin. Hanımefendi değil. | Open Subtitles | لا تناديني كاثرين امام الآخرين ناديني بـ الملازمة وليس سيدتي |
- Bana öyle deme. Bana öyle demeni seviyordum, ama artık değil, sen yalancısın. | Open Subtitles | كان يسعدني أن تناديني هكـذا، لكنكِ الآن كاذبـة. |
Bana patron deme. Ben senin patronun değilim, bana öyle deme. | Open Subtitles | لا تدعيني بزعيم الآن، فلستُ كذلك ولا تناديني هكذا |
Başka bir yerde ders çalışıyorum deme çünkü notların daha yüksek olurdu. | Open Subtitles | لا تقولي لي أنك تدرسي في مكان ما000 للحصول على درجات أعلى |
Buradan gidelim. Bana neden söz ettiğini bilmiyorum, deme. Biliyorsun! | Open Subtitles | دعينا نخرج من هنا لا تقولي لي أنك لا تعرفين عن ماذا أتحدث |
Bana "ufaklık" falan deme, çünkü o piç beni yaşlandırdı. | Open Subtitles | لا تدعوني بذلك مجدداً لآن ذلك الوغد جعلني أكثر سناً |
Bir içki için kaçtım. Dinle amigo, bir daha bana fasulye deme. | Open Subtitles | خذ الزجاجة للخارج أسمع ياصديقي,لاأريدك أ، تدعوني بالفاصولياء ابداً |
Bana "başlama gene" deme. Dışarıda nerede? Nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | لا تقولى لى، لا تبدأ فى هذا، أين كنت تحديدا؟ |
Bana yabancı deme,.. | Open Subtitles | لا تنادني بالاجنبي , يا شيطان اسمع نحن هنا لنعمل علاقات عمل |
Tam buradaydı. Sakın bana geçmesine izin verdim deme. | Open Subtitles | لقد كان هنا , لاتقل لي بأنك تركته يهرب ؟ |
Benimle konuşma. - Lütfen bir şey deme. - Addison, seni yönlendirmeye çalışmıyordum. | Open Subtitles | لاتقولي شيئا فقط,لا تقولي أديسون انا لم أكن اريد مفاجئتك |
Özür diliyorum. Size hayır deme şansını vermeliydim. | Open Subtitles | انا اعتذر ، كان يجب ان اتصل بك وأعطيك الفرصة لقول لا |
Ahbap, ben burada değilim, ahbap. Öyle buradaymışım gibi söyleyeyim deme. | Open Subtitles | يا خوي انا ماني هنا لا تقول انّي هنا يا دلخ |
Öyle deme abi olan şeyler bunlar. | Open Subtitles | لا تقُل هذا، فمثل هذه الأمور تحدث كثيراً |
Orası bir suç mahalli değil. Oraya suç mahalli deme. | Open Subtitles | أنه ليس مسرح جريمة لا تطلق عليه مسرح جريمة |
Lütfen, en azından bir fotoğrafını gösterene kadar hayır deme. | Open Subtitles | رجاءاً لا ترفض قبل أن أريكَ صورة له على الاقل |
Ama eğer yanılacak olursan bana bir emir daha vereyim deme! | Open Subtitles | و لكن إذا كنت مخطيء إياك أن تعطيني أي امر آخر فيما بعد |
Araban için üzgünüm. Ama bana bir işe yaramaz deme. | Open Subtitles | . أنا آسفٌ بخصوص سيارتك . لكن لا تنعتني بعديم القيمة |
Hayır. Hayır. Sakın pis pençelerinle parama dokunayım deme. | Open Subtitles | لا, لا تجرؤ أبعد رهانات سباقاتك البذيئه عن أموالى |