Watson aslında doğa tarafından oluşan çok düşük frekanslı radyo yayınlarını dinliyordu. | TED | في الحقيقة, كان واتسون يستمع إلى موجات راديو قليلة التردد سببتها الطبيعة. |
Radyo dinliyordu ve radyoda Parchman Hapishanesi'nde idam edilecek adamların bir listesi vardı. | TED | وكان يستمع إلى الإذاعة،. وكانوا يذيعون أسماء الرجال المحكوم عليهم بالإعدام في سجن بارتشمان. |
Sahilde bir adam Red Sox maçını dinliyordu. | Open Subtitles | وثمة رجلاً يجلس علي الشاطئ يستمع إلي لإذاعة مباراه ريد سوكس |
Masalı sevmemiş olabilirsin ama arkadaşların dinliyordu o yüzden daha sonra konuşalım. | Open Subtitles | لم تعجبك القصة ولكن البقية يستمعون لذا يمكننا التحدث بشأن هذا فيما بعد |
Bilardo odasında bizi dinliyordu. Silah sesini duydu ve öldüğünü sandı. | Open Subtitles | كانت تستمع إلينا ، و سمعت الطلق الناري و ظنت أنه قد مات |
Bizi gizlice dinliyordu! Onu sorgulayacağım! | Open Subtitles | .لقد كانت تتنصّت علينا و أنا أقوم باستجوابها |
Konuşmalarımızı dinliyordu. Off, tanrım. | Open Subtitles | هي كانت تتصنت على محادثتنا |
Bu düşüncelerle kelimeler ağzımdan çıkıverdi... o kızcağız ise sessizce dinliyordu... | Open Subtitles | بهذا الفكرِ، الكلمات سقطت من فَمِّي... وتلك البنتِ الطيبة استمعت لي بشكل صامت... |
Toplantı odasını dinliyordu. | Open Subtitles | كان يتنصت خارج غرفة الإجتماعات |
- Ama sadece bir dinliyordu. - Hayır, dinliyordu. | Open Subtitles | لكن فقط أحدنا كان يستمع لا ، لقد كنت أستمع |
Yaralarıyla mücadele etmek için beni dinliyordu. | Open Subtitles | وكان يستمع للعزف الخاص بي كما لو أنّه يقاوم جروحهُ |
Babam BBC Haber kanalını dinliyordu; o ufak, gri radyosundan. | TED | أبي كان يستمع إلى إذاعة الـBBC على جهازه الراديو الرمادي الصغير |
Xerxes bir tahtta oturuyordu, suratında hüzünlü bir ifade vardı ve yanan adamlarının çığlıklarını dinliyordu. | Open Subtitles | -و هناك كان يجلس زيريكسيس على عرشه يعلو وجهه الاسى -و يستمع الى صراخ رجاله و هم يحترقون |
Eski paso dobleyi dinliyordu. | Open Subtitles | يستمع إلى موسيقى "الخطوة المزدوجة" القديمة |
Kardeşin ne kadardır dışarıda bizi dinliyordu? | Open Subtitles | منذ متى وأخوك كان يستمع إلينا؟ |
Sanırım o bizim konuşmalarımızı buradan dinliyordu. | Open Subtitles | انا اراهن انه يستمع لحديثنا من مكانه |
Bir şeyler dinliyordu. | Open Subtitles | اه ، نعم ، لقد كان يستمع لشيئا ما |
Beşi de sizin şarkınızı dinliyordu. | Open Subtitles | الخمسة جميعهم كانوا يستمعون للأغنية |
- Bütün solcular Clash dinliyordu. | Open Subtitles | -جميعهم يساريون يستمعون للصراع |
Çünkü kasetleri izlemiyordu, dinliyordu. | Open Subtitles | لم تكن تُشاهد الشريط، بل كانت تستمع إليه. |
Adamlarınız uyuşturucunun yanına yaklaşmalarından çok daha önce onların ceplerini dinliyordu. | Open Subtitles | الشرطة كانت تتنصّت على هواتف عُملائي وتلاحقهم |
Demek istediğin, Len Pontecorvo'yu devlet mi gizlice dinliyordu? | Open Subtitles | إذاً ، أفهم من كلامك أن الحكومة كانت تتصنت على (ليون بونتيكورفو)؟ |
Bu düşüncelerle kelimeler ağzımdan çıkıverdi... o kızcağız ise sessizce dinliyordu... | Open Subtitles | بهذا الفكرِ، الكلمات سقطت من فَمِّي... وتلك البنتِ الطيبة استمعت لي بشكل صامت... |
En son tüm teşkilata yayarak bir şey yaptığımızda bizi dinliyordu. | Open Subtitles | آخر مرة قمنا ببث نداء كان يتنصت علينا |