| Ama önce diyaliz merkezine arkadaşım Dick Barrows'un yanına gideceğim. | Open Subtitles | ولكن سأذهب أولا لمركز غسيل الكلى لزيارة صديقي ديك باروز |
| Böbrek yetmezliği olan hastaların diyaliz yükü taşımadığı bir dünya hayal edin. | TED | وتخيلوا عالمًا حيث مرضى الفشل الكلوي لا يجب عليهم تحمل عبء غسيل الكلى. |
| Kullandığımız sistemi diyaliz tedavisi gibi başka alanlara uyarlayacağız. | TED | سنقوم بتمديد النظام نفسه إلى مناطق أخرى مثل علاج غسيل الكلى |
| İki kişi kalp krizi geçirdi ve bir kadın da diyaliz makinesine bağlıydı. | Open Subtitles | أثنين بنوبة قلبية وفتاة في الة الغسيل الكلوي |
| diyaliz randevum var ve geç kalırsam, güçsüz düşmeye başlıyorum. | Open Subtitles | فأنا لدي موعد غسل الكلى , وإذا تأخرت, فسأبدا أشعر بالضعف. |
| - Öyleydi, evet. Sel baskınından beri kendisi diyaliz makinesine bağlı. | Open Subtitles | وهي أيضاً، العفن من الفيضان تسرّب لجهازها لغسيل الكلى. |
| diyaliz, böbrek yetmezliğinde kullanılıyor, değil mi? | Open Subtitles | التحال الدموي إنه الكلية الاصطناعيّة، صحيح؟ |
| diyaliz yapmak gibi bir şey, ama amaç parazit yükünü azaltmak. | TED | يشابه عملية غسيل الكلى مثلا و لكن لتخفيف حمل الطفيليات. |
| Ben, bebeğinin diyaliz makinesinin gürültüsünden şikâyet etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتذمر بشأن الصوت العالي الذي تصدره آلة غسيل الكلى الخاصة بابنها |
| - İşte büyük gün. - Evet. Daha fazla diyaliz yok, George. | Open Subtitles | ـ اليوم الكبير ـ أجل ، ولا مزيد من غسيل الكلى يا جورج |
| Haftada üç gün bu diyaliz işkencesini çekiyor. | Open Subtitles | وهي مرتبطة إلى جهاز غسيل الكلى ثلاث مرات في الأسبوع. |
| Duyduğuma göre, diyaliz hiç hoş bir şey değilmiş. | Open Subtitles | ، وما أسمعه . غسيل الكلى ، اممم ، ليس لعبة |
| diyaliz tedavisinden sonra kaçmış. | Open Subtitles | لقد هّرَبَ بعد أنتهائهِ من جلسة غسيل الكلى |
| Normalde yaptığım gibi kendimi diyaliz makineme bağladım. | Open Subtitles | وأوصلت نفسي في آلة غسيل الكلى كما أفعل عادةً |
| St. Margarets hastanesine yeni bir diyaliz makinesi almak için yaptığımız yarınki defilede yer almak için kendi zamanından vazgeçen herkese süper teşekkürler diyorum. | Open Subtitles | :ما وددت قوله شكرا جزيلا لكل شخص أعطى من وقته للمشاركة في عرض الأزياء غدا لجمع المال لشراء آلة غسيل الكلى من مركز سانت مارغريت الطبي |
| Sanırım diyaliz ile kontrol altında tutabileceğimiz dönemde farkettik. | Open Subtitles | أعتقد أننا نستطيع مُعالجته فترة عبر الغسيل الكلوي |
| Bak, kişisel algılama ama ben senin diyaliz arkadaşın olmak istemiyorum. | Open Subtitles | .. اسمعي، الأمر ليس شخصياً ولكنني لا أريد أن أكون رفيقكِ في الغسيل الكلوي |
| Sizden şelasyonunkileri değil, diyaliz ekipmanlarını kaldırmanızı istemiştim. | Open Subtitles | طلبت منك ان تبعدي الة الغسيل الكلوي وليس الة الاستخلاب |
| Kaç diyaliz randevusunu kaçırdınız? Hiçbirini. | Open Subtitles | ماهو عدد مواعيد غسل الكلى التي فوتها؟ |
| Lincoln. Oh, şu an bir diyaliz makinesine bağlıyım. | Open Subtitles | اوه,انا ربطت بجهاز غسل الكلى الأن |
| Susan bir diyaliz arkadaşı edindi. | Open Subtitles | في غسل الكلى,سوزان حصلت على صداقة |
| Doktor, diyaliz için geldim. | Open Subtitles | مرحبا طبيب,أنا هنا لغسيل الكلى |
| diyaliz kanını temizleyebilir. | Open Subtitles | التحالّ الدموي سيقوم بتنقية دمها |