"doğal bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • طبيعي
        
    • الطبيعي
        
    • الطبيعية
        
    • طبيعية
        
    • طبيعى
        
    • طبيعيا
        
    • طبيعيه
        
    • غريزي
        
    • طبيعيُ
        
    Hayatımızın en aydınlık parçası ailenin doğal bir ferdi olsa. Open Subtitles دائماً أكثر جزء مشرق في حياتنا، كعضو طبيعي ضمن العائلة؟
    Bence hazırlık yapmamak daha doğal bir performans almamı sağlıyor. Open Subtitles أعتقد أن النقص في التحضير يعطي المرء أداء طبيعي أكثر
    Bu nadiren doğada bulunan renktir, ama bazen suni bir rengin yanında doğal bir renk çok güzel olabilir. TED ونادرا ما يكون اللون الذي أجده في الطبيعة، إلا عندما يكون متراكبا مع لون صناعي فاللون الطبيعي جميل جدا،
    O sınırlamayı limitlemek o beyin gücünün doğal bir şekilde küçülmesini engellemek içindi. Open Subtitles كان الهدف منه التقليل من ذلك التحديد، لمنع التناقص الطبيعي لتلك القمة العقلية.
    Ama kıyafetleri doğal bir biçimde renklendirmek giysilerin daha eşsiz ve çevre dostu olmasını sağlardı. TED لكن الصباغة الطبيعية للملابس بتلك الطريقة سيسمح لنا أن نحرص على كونها فريدة من نوعها وصديقة للبيئة.
    İşte Bahamalar'da böyle bir arayüz geliştirmek istiyoruz, fakat daha doğal bir düzenlemeyle. TED لذلك أردنا تطوير واجهةٍ مثل هذه التي في الباهاما، لكن بطريقةٍ أكثر طبيعية.
    Evet? Bunu yapmak doğal bir şey gibi gelmişti ama o geri çekildi. Open Subtitles كان يبدو أنه شئ طبيعى أفعله و لكنه سحب بنفسه بعيداً
    Vücutta bulunan doğal bir elektrolittir, ...ve adli tıp çalışanları genelde ona bakmazlar. Open Subtitles انها ايونات موصلة.. موجودة طبيعيا بالجسم, والذي يفحص سبب الموت, لم يفحص هذا.
    Şunu izleyin. Daha önceden hiç doğal bir yaşlanma görmedim. Open Subtitles انظروا الي هذا أنا لم أري عجوز طبيعيه من قبل
    Eski şehir, yüksekteki doğal bir setin üstüne inşa edilmişti. Open Subtitles لقد بُنيت المدينة القديمة على سدٍ طبيعي على الأرض المرتفعة
    Bu kızın hiç ihtiyacı yok. Onda doğal bir güzellik var. Open Subtitles انا لم اجري لها اي عمليات تجميل لها ان جمالها طبيعي
    Birçok kişi farkına varmıyor ama kakule aslında doğal bir afrodizyaktır. Open Subtitles معظم الناس لا تدرك هذا و لكنة مثير للشهوة الجنسية طبيعي
    Geleceğini bilmek doğal bir şey değil her ne sebeple olursa olsun. Open Subtitles انا اوافقك الرأي ، معرفة مستقبلك شيء ليس طبيعي اياً كانت اسبابُك.
    Tercih ettiği kişinin siz olmanız doğal bir şey, Bayan Woodhouse. Open Subtitles انه لمن الطبيعي , انه يكون انت انسة وودهاوس من فضله
    Belki de biyofabrikasyon imalatta insanoğlunun doğal bir evrimidir. TED ولعل الفبركة الحيوية هي التطور الطبيعي للصناعات التحويلية للجنس البشري.
    Büyürken depoladığı küçük karbon molekülleri doğal bir şekilde karbondioksit olarak atmosfere tekrar salınır, buradaki durum nettir. TED جزيئاته الكربونية التي خزنت في طور نموه الطبيعي تتحرر الى الفضاء بشكل ثاني اوكسيد الكربون و لكن هذا الوضع الطبيعي
    hissine kapılır. Sonra ilerleme çubuğunun biraz daha doğal bir hızda ilerlemesi için biraz geri adım atarız. TED ثم يمكنك العودة إلي الزيادة الطبيعية لشريط التقدم بينما تمضي.
    Eğer onları yaratabilir,tasarlayabilirsek, ya da doğal bir ortamdan çıkarabilirsek, onlar sayesinde vücudun kendini iyileştirmesini sağlayabiliriz. TED إذا استطعنا اختراع وتصميم المواد أو استخراجها من البيئة الطبيعية فسيكون بإمكاننا أن نستخدمها في تحفيز الجسد لعلاج نفسه
    Ve bu bana şehirlerde büyüyen insanların dahi doğal yaşam ve hayvanlara karşı doğal bir bağ hissettiğini hatırlatırdı. TED فيذكرني هذا أنه حتى من ترعرعوا في المدن يشعرون بتلك الصلة الطبيعية مع عالم الطبيعة والحيوانات.
    Kullandığımız doğal bir esans, eczacılıkta kullanılan dozajlarla aynı miktarda. TED ونحن نستخدم خلاصة طبيعية ضمن نفس الجرعة المعطاة كدواء نقي
    Kur yaparken herkes öyledir. doğal bir şey. Open Subtitles كل شخص يكون كذلك فى فترة التعارف انه امر طبيعى
    Bizim için doğal bir sentez önemli. TED انه من المهم بالنسبة لنا أن ننمو طبيعيا.
    Çok doğal bir teknoloji, madencilerin söylediklerine göre, "Hava çok kötü. Gitmelisin. TED ذو تقنيه طبيعيه جداً، حتي تقول لعمال المناجم، "الهواء سئ جداً. يجب أن تذهبوا.
    Bu çok doğal bir şey. Open Subtitles هذا شيء غريزي.
    Profesör bize şiddetin çok doğal bir şey olduğunu kanıtladı. Open Subtitles هو أكثر مِنْ ذلك. الأستاذ أثبتَ إلينا ذلك العنفِ طبيعيُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more