"doğduğum" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولادتي
        
    • مولدي
        
    • ولدتُ
        
    • ولدت فيه
        
    • ميلادي
        
    • ولدت فيها
        
    • الذى ولدت
        
    • مسقط رأسي
        
    • موطني
        
    • الذي وُلدت
        
    • وُلِدتُ
        
    • يوم ولدت
        
    • لمملكتي
        
    • ولدت في
        
    Doğduğum yıl satın alınmıştı, ve inanılmazdı, çünkü bilgi almak için kütüphaneye gitmeyi beklemek zorunda değildim; TED وقد تم شراءها في يوم ولادتي وكانت رائعة جداً لانه حينها لم يكن يتوجب علي الذهاب الى المكتبة للحصول على المعلومات
    Benim Doğduğum yıl olan 1979'da erkeklerin yüzde beşi, kızların da yüzde biri okul eğitimi alabiliyordu. TED وخلال ولادتي سنة 1979، كان خمسة بالمائة من الصبيان وواحد بالمائة من الفتيات فقط هم القلة الذين تلقّوا تعليمًا.
    Ve sonrasında da beni paçavra gibi fırlatıp attı aynı Doğduğum gün bana yaptığı gibi. Open Subtitles و بعدها ألقى بي في هذه الحياة كقطعة خردة كما فعل بالضبط يوم مولدي
    Benimle ilgili çok eski bir hikaye. Doğduğum günle ilgili. Open Subtitles . إنه قصة قديمة تلازمني لقد ولدتُ بلا مستقبل
    Doğduğum yere... uzun, çok uzun zaman önce... beni doğuran anneme beni yetiştiren babama... dönüyorum. Open Subtitles سأعود للمكان الذي ولدت فيه لأمي التي تحملتني و لأبي الذي علمني في الماضي البعيد
    Yani, teknoloji bir bakıma 1952'ye kadar kimsenin aklında yoktu, benim Doğduğum yıla kadar. Tabi ki teknoloji bundan önce de mevcuttu TED إذن، التكنولوجيا كانت نوعا ما مغيبة من فكر الجميع، حتى سنة 1952، والتي هي تاريخ ميلادي. ومن الواضح أن التكنولوجيا
    Doğduğum günden beri hiç bu kadar mutlu olmamıştım! Open Subtitles منذ يوم ولادتي لم أكن سعيدا إلى هذه الدرجة
    Doğduğum andan beri beni tek bir şey için yetiştirdi. Open Subtitles منذ لحظة ولادتي أصقلني لأصبح شيئاً واحداً
    Üstünde Doğduğum yıl var. Open Subtitles ماهي المشكلة? إنه مكتوب عليها تاريخ ولادتي
    Babamın şeker hastalığı vardı ve benim Doğduğum gün ölene kadar, istediğini yiyebiliyordu. Open Subtitles لا أعلم والدي كان لديه السكري وهو أكل أي شيء أراده حتى وفاته يوم ولادتي
    Doğduğum günden itibaren ölmemi istemiş olan her insan gibi yokluğumu kutlamaya geleceğinden eminim. Open Subtitles أنا متأكدة بأنها ستحتفل بغيابي كما يفعل الجميع والذين يتمنون موتي منذ يوم ولادتي
    Banan dedemin adını vermişler, Doğduğum gün ölmüş. Open Subtitles لقد سميت تيمناً بجدي، توفي في يوم ولادتي
    Sıkıyorsa bana Doğduğum yere dönme hakkımın olmadığını söyle. Open Subtitles حاولي إخباري انه ليس من حقي العودة الى مهد مولدي
    Babam, Doğduğum gece, doğum sertifikamı neden imzalamamış olsun ki? Open Subtitles بربك ، لمَ لا يوقع والدي شهادة ميلادي في ليلة مولدي ؟
    Ama daha önce, Doğduğum yere gideceğim. Open Subtitles لكنّ أولاً سوف أعودُ للمكانِ الذي ولدتُ فيه
    Doğduğum evin molozları arasında dolaşacağım. Open Subtitles .أمشيمن بينأنقاض. المبنى الذي ولدتُ فيه.
    67 yıl önce Doğduğum evi ziyaret etmenin aydınlatıcı olacağını düşündüm. Open Subtitles فكّرت أن ذلك سيشرق بداخلي عندما أزور المنزل الذي ولدت فيه منذ سبعة و ستون عاماً ساتمهم في إبريل القادم
    Doğduğum kasabaya giriyoruz yarın. Hazır olmak istiyorum." Open Subtitles غدا سندخل مدينة ميلادي, اريد ان اكون مستعد
    Annemdi, terk eden tam da benim Doğduğum anda. TED كانت والدتي تحتضر و تغادر، خلال اللحظات التي ولدت فيها
    Şu iş bittikten sonra sanırım Doğduğum vadiyi görmeye gideceğim. Open Subtitles عندما ينتهى الأمر ، أريد رؤية الوادى الذى ولدت به.
    O konuya geleceğiz ancak öncelikle Doğduğum yerde, New York'ta bir mola verelim. Open Subtitles سنذهب هناك, لكن أولا دعونا نقوم بوقفة صغيرة في مسقط رأسي مدينة نيويورك
    Doğduğum yeri bırakıp Birleşik Devletler'e gelene kadar, bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım. TED ما إن غادرت موطني الأصلي إلى الولايات المتحدة حتى لاحظت تأثير كلماتها.
    Babam babasını kaybettiğinde 5 yaşındaymış fakat Doğduğum zaman çoktan iş adamı olmuştu. TED كان والدي في الخامسة من عمره عندما توفّي والده، ولكن بحلول الوقت الذي وُلدت فيه، كان قد أصبح رجل أعمالٍ.
    Zengin Doğduğum muhakkak ama olağanüstü erdemli davranarak zengin kaldım. Open Subtitles أنا وُلِدتُ غنيا ، بالتأكيد ، لَكنِّ أَبْقى غنياً استناداً إلى تصرّفي الإستثنائيِ
    Doğduğum günden beri bunu bekliyorum. Open Subtitles لقد انتظرتها منذ يوم ولادتى منذ يوم ولدت
    Bu malikaneyi bırakıp Doğduğum yere gidelim. Open Subtitles فدعنا نغادر هذا القصر ونعود لمملكتي
    Sözüm ona yanlış vücutla Doğduğum için, cinsiyet değiştirmiş olmam beni sevgiden ve tek eşlilikten mahrum mu bırakır? TED كوني كنت متحولاً جنسياً، حال دون وقوعي في الحب أو الإرتباط هل لأنّي فرضاً ولدت في الجسد الخطأ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more