Onun bizim dostluğumuz üzerine ailesini seçmesi gerekmiyordu. | TED | لم يكن واجباً عليها اختيار عائلتها على حساب صداقتنا. |
Tanıştığımızdan beri aramızda kavga var. Ama dostluğumuz ataletten ibaretti. | Open Subtitles | لقد كنا فى شِجار مُستمر منذ التقينا صداقتنا لم تكُن الّا مُجرّد مشاعر فاترة |
- Önemli olan tek şey dostluğumuz. | Open Subtitles | حسنا، أنا سعيد ان صداقتنا الأكثر أهمية بالنسبة لك. هذا كل ما يهم. |
Ve dünya ile süregelen dostluğumuz buna bağlı olmasa da, tercihimiz bu yöndedir. | Open Subtitles | بينما صداقتنا المستمرة مع الأرض لا تتعارض مع هذا فهذا مستحسن |
O şerefe erişmiştim Bayan Jenkyns. Çok değerli bir dostluğumuz vardı. | Open Subtitles | لقد حظيت بهذا الشرف ,آنسة جينكنز كان لديها صداقة ودية |
dostluğumuz bunun için bitecekse, bu senin seçimin olur, benim değil. | Open Subtitles | لذا ، إن كان هذا يعني أن صداقتنا إنتهت فهذا قراركِ ، وليس قراري |
İşte bu yüzden, dostluğumuz zarar görmeden bir an evvel dünkü konuşmamızı unutmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذلك أريدك أن تنسى حوارنا. قبل أن تدمّـر صداقتنا. |
Güzel, Şu anda hiçbir şey düşünemiyorum, ama pozitifim, dostluğumuz'da elbette. | Open Subtitles | حسنا, لا يمكنني التفكير في أي شيء الآن ولكنني إيجابي طوال فترة صداقتنا |
dostluğumuz boyunca ilk defa erkek erkeğe dışarı çıktık. | Open Subtitles | طوال صداقتنا, هذه أول ليلة نخرج بها معاً |
dostluğumuz boyunca ilk defa erkek erkeğe dışarı çıktık. - Dostluk mu? | Open Subtitles | طوال صداقتنا الطويلة، هذه أول ليلة نخرج رجال مع بعضنا فقط. |
dostluğumuz yeni olmasına rağmen Dale'i çok sevdim. | Open Subtitles | إنّني مُغرمة بديل جداً، رغم صداقتنا الوجيزة جداً. |
Bizim dostluğumuz bu hayatta bir defa kurulur ve sonraki hayatta da aynısı kurulacaktır. | Open Subtitles | صداقتنا خلقت في هذه الحياة و ستكون في الحياة الأخرى |
Aslında bir gün atıldığımız sıkı dostluğumuz tekrar başlayacağı umuduna tutunmadığım bir hırpalamaya dayanamazdım. | Open Subtitles | فى الحقيقة، لا يمكنني تحمل هذه المعاملة السيئة كنت أتشبث بأمل يومًا واحدًا لإعادة صداقتنا الوثيقة |
dostluğumuz buna bağlıysa hiçbir zaman dost olmamışız demektir. | Open Subtitles | إن كانت صداقتنا تعتمد على هذا، فلا تجمعنا أيّ صداقة إذًا |
dostluğumuz için olmasa bile ailenin iyiliği için, seni uyarıyorum, kendini sonuçlara hazırla. | Open Subtitles | من أجل عائلتك إن لم يكن لأجل صداقتنا أنا أحذرك استعد للعواقب |
Benim üstümden o kadar da para kazanamayacaksın o yüzden dostluğumuz gayet güvende. | Open Subtitles | لن تكسبي الكثير من المال منّي لذا صداقتنا بخير |
Sizi de davet ederdim ama dostluğumuz bozulsun istemiyorum. | Open Subtitles | كنت سأدعوكم جميعًا ولكني لا اريد تخريب صداقتنا |
dostluğumuz gerçekten sağlamlaşıyor. | Open Subtitles | نحنُ نرتقي بشكل كُلي للمستوى التالي من صداقتنا |
Nihayetinde düşmanlarımıza karşı mücadeleyle pekişen dostluğumuz bir kungfu kancıklığı tarafından sonlandırıldı. | Open Subtitles | إنها صداقة طويلة يا رجل فى الصراع ضد القاتل ولقد تم انهاؤها بغدر الكونغ فو |
Uzun yıllara dayanan dostluğumuz hatırına... | Open Subtitles | إحتراماً لصداقتنا على مرّ السنين، |
Evlilikleri bozuldu, dostluğumuz bitti. | Open Subtitles | فتهدم زواجهما .. وكذلك صداقتي بها |
Hiç değilse dostluğumuz devam etseydi. | Open Subtitles | انا اسف ان كنا لا نستطيع الاحتفاظ بصداقتنا بصفه دائمه |