Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. | TED | نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة. |
Sahip olduğun her şeyi senden almak istiyor. Birinin onu durdurması gerekiyor. | Open Subtitles | يريد أنْ يأخذ كلّ ما تمتلكينه ويجب على أحد ما أنْ يوقفه |
Birinin onları durdurması gerek Billie, çok geç olmadan. | Open Subtitles | يجب على أحد إيقافهم ، بيلي قبل ان يفوت الأوان |
Feryatlarının koridorlarda yankılandığını duyabiliyordum. Birinin onu durdurması için yalvarıyordu. | Open Subtitles | استطعت سماع صدى بكائه عبر الأروقة متوسّلاً أنْ يوقفها أحد |
Bu adamı bizimle eve gelmesi için ikna etmenin tek yolu kardeşini durdurması için ona yardım etmek. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيدة كي نستعيده معنا أن نساعده على ايقاف شقيقه |
Vahabiler Suudi krallığına petrol üretimini durdurması için baskı yaptı. | Open Subtitles | ضغط المسلمون الوهابيون على الحكم الملكي السعودي لوقف ضخ النفط |
Arka koltukta o varken polislerin seni durdurması iyi olmaz. | Open Subtitles | لا تسرعى القيادة,لا أريد أن يوقفك ضابط و الجثة فى السيارة |
Birilerinin onları durdurması gerek. | Open Subtitles | يجب أن أحدهم أن يوقفهم. كما تعرف، إذا قال الجميع، |
Droid işgaline son vererek saldırıları durdurması gereken kişi sensin. | Open Subtitles | انه انت الذي يجب ان يوقف الهجمات عن طريق انهاء احتلال الاليين |
Merkezi arayıp, hareket halindeki trenleri durdurması için haberdar edin. | Open Subtitles | ابلغي مرسل القطارات ان يوقف كل القطارات |
Beynin motor fonksiyonları durdurması gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن يوقف الدماغ النشاط الحركي |
- Birinin onu durdurması lazım. - Anlamıyorsun. O manyak. | Open Subtitles | يجب أن يوقفه أحد- أنت لا تفهم ، إنه مجنون- |
- Birinin onu durdurması lazım. - Anlamıyorsun. O manyak. | Open Subtitles | يجب أن يوقفه أحد- أنت لا تفهم ، إنه مجنون- |
Kalp atışı gibi sürekliliği vardır ve durdurması bir o kadar zordur. | Open Subtitles | شيئان منتظمان كدقات القلب وكذلك من الصعب إيقافهم |
Polislerin onları durduracağı yok, birinin durdurması lazım yani. | Open Subtitles | لن توقفهم الشرطة فعلى أحد إيقافهم |
Birimizin onu aklını karıştırmayı durdurması gerekiyordu! | Open Subtitles | كان على أحد منا أن يوقفها عن ضرب رأسها أنا أعلم , لقد قمت بالفعل الصحيح |
Bu yeniden oluyor, ve benim orada olup durdurması için ona yardım etmem gerek. | Open Subtitles | , الأمر يحدث مجدداً و يجب أن أكون بالخارج أساعد في ايقاف هذا |
Ordularıyla yol açtığı katliamı durdurması için verilen kan parası. | Open Subtitles | قرباناً لوقف المذبحه التي سلطها عليهم بجيوشه |
MICHAEL: Ama bizi durdurması gerekmiyor bunun. | Open Subtitles | لا يعني بأن يوقفك |
Hey, birinin bunu durdurması gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس مِن المُفترض أن يوقفهم أحد ما؟ |
Etkisinde olduğun büyünün düğünü durdurması gerekiyordu. | Open Subtitles | السحر أنت كُنْتَ تحت إفترضَ لإيقاْف الزفاف. |
Çık dışarı. - Birisinin onu durdurması gerek. | Open Subtitles | . إخرج من السيارة . شخص ما يجب أن يوقفة |
Ya kenara çek ya da yok et. Birinin bunu durdurması lazım. | Open Subtitles | أو ستخسرها. شخص ما عليه أن يضع حداً لهذا. |
Tansiyonu çok düşük. Birinin açıp, kanamayı durdurması gerekiyor yoksa onu kaybedeceğiz. | Open Subtitles | يجب أن يحضر أحدا ماً هنا ويوقف النزيف.. |
Birinin oraya gidip onu durdurması lazım. - Teyla ve ben hazırız. - Binbaşı biz zaten... | Open Subtitles | . شخص ما يجب أن يخرج ويوقفه . (تيلا) و أنا مستعدين |