"ehliyetini" - Translation from Turkish to Arabic

    • رخصتك
        
    • رخصة القيادة
        
    • رخصته
        
    • رخصتها
        
    • رخصة قيادتك
        
    • رخصة قيادته
        
    • رخصة قيادة
        
    • رخصة قيادتها
        
    • رخصتكِ
        
    • رخصة السياقة
        
    • رخصة قيادتكِ
        
    • رخصة قياده
        
    • رخصتكَ
        
    • برخصتك
        
    • الترخيص
        
    Patron, düşündüm de belki Ehliyetini geri alınca da şoförlüğünü yapmaya devam edebilirim. Open Subtitles كنتأفكريا رئيس,كماتعلم.. إذا أستطعت استعادة رخصتك فيمكنني البقاء كعامل دائم أو ما شابه
    Kazanırsan, Ehliyetini aldığında sana üstü açık bir araba alırım. Open Subtitles إذا فزتي سأشتري لك ِ سيارة مكشوفة عندما تحصلين على رخصتك
    Ayrıca kendinle birlikte sosyal güvenlik numaranı, doğum belgeni ve Ehliyetini getirmeyi unutma. Open Subtitles ويجب أن تحضر معك بطاقة ضمانك الإجتماعي و شهادة الميلاد و رخصة القيادة
    Burada birkaç saat içinde Ehliyetini alabileceğini düşünen bir göçmenimiz var. Open Subtitles لدينا مهاجر هنا يعتقد انه يمكنه الحصول على رخصته في بضع ساعات
    Ehliyetini kontrol ettik, sahteymiş. Open Subtitles بأواخر الثلاثينات أجرينا بحثاً على رخصتها وهي مزيّفة
    Hem yerinde olsam bu olayı kimseye de anlatmazdım yoksa Ehliyetini elinden alırlar. Open Subtitles لما أخبرت أحداً بتلك الحادثة لأنه سيأخذ رخصة قيادتك
    Havaalanına varır, bankodaki kadına biletini uzatır, o da Ehliyetini ister. Open Subtitles وذهب إلى المطار وسلّم تذكرته لموظفة الاستقبال وطلبت منه رخصة قيادته
    Büyüğü 11 yaşında ve bu demektir ki dört buçuk sene sonra Ehliyetini alabilecek. TED أبني الأكبر عمره 11 ، وهذا يعني آنه بعد أربع سنوات ونصف، سيصبح بإمكانه الحصول على رخصة قيادة.
    Ama Ehliyetini aldığın için seninle gurur duyuyorum, tatlım. Open Subtitles ولكني فخور بكِ لحصولك على رخصتك يا عزيزتي
    Biliyorsun, Ehliyetini alana kadar onu kullanamazsın ama stüdyo içinde dolaşabilirsin tamam mı? Open Subtitles انت تعلمين انه لن يمكنك قيادتها حتى تحصلي على رخصتك ولكنك يمكن ان تقوديها حول المكان
    Sürücü Ehliyetini araştırdığım zaman, bazı ilginç bilgilerle karşılaştım. Open Subtitles عندما وضعت رقم رخصتك في النظام, ظهرت بعض المعلومات المثيرة
    Ehliyetini aldığında bu ufaklık senindir. Open Subtitles لذا عندما تحصلين على رخصتك هذه الجميلة الصغيرة ستكون ملكك
    Ehliyetini, yemek kulübü kartını ya da başka birşeyini göstersene. Open Subtitles أظهر لها رخصة القيادة الخاصة بك أو بطاقة العشاء في نادي أو شيء من هذا.
    Ehliyetini, yemek kulübü kartını ya da başka birşeyini göstersene. Open Subtitles أظهر لها رخصة القيادة الخاصة بك أو بطاقة العشاء في نادي أو شيء من هذا
    Şimdiye göre, beş yaşında Ehliyetini alıp dokuzunda evlenip, 15'inde boşanman anlamına geliyor. Open Subtitles مما يعني في ظروفنا أنك تحصل على رخصة القيادة وأنت في الـ5 تتزوج في الـ9 وتطلق في الـ15
    Ehliyetini almak istiyor işte. O kadarı kafi. Open Subtitles يريد أن يحصل على رخصته وأتوقع أن ذلك كافِ
    Valerie Bestin Ehliyetini bir sene önce almış ama arabasını çok nadiren kullanıyormuş. Open Subtitles وجدت أن "فاليري" استخدمت سيارتها قليلاً بالرغم من أنها استعادت رخصتها منذ عام
    Ehliyetini araştırırken ilginç bir bilgiye rastladık. Open Subtitles كما تعلمين عندما فحصنا رخصة قيادتك ظهرت بعض المعلومات المثيرة
    Böyle giderse, Ehliyetini alacaklar. Open Subtitles إن رخصة قيادته سوف يتم سحبها منه لو أنه إستمر على هذا المنوال إنني أصبح عصبياً من أجله أنت تعلم ذلك
    Westwood'ta evi var ama Kentucky'den aldığı Ehliyetini değiştirecek zamanı olmuş. Open Subtitles عمرها 23 هذا يظهر بأن عنوانها ويست وود لكن لم يكن لديها وقت لتبديل رخصة قيادة كنتاكي
    Kızımın Ehliyetini kaybetmesi için dua edin lütfen. Open Subtitles أردت أن نصلّي لكي تفقد إبنتي رخصة قيادتها.
    Her zaman onu ödünç alırdın tabii Ehliyetini almadan önce. Open Subtitles لقد كنتِ دائمًا تستعيريها قبل أن تنالي رخصتكِ الفعليّة
    Yani sadece 20 saatlik bir kamu hizmeti yaparak Ehliyetini geri alabileceksin. Open Subtitles مـا يعنـي أن بإمكـانك استعادة رخصة السياقة و لا يتوجب عليك سوى القيـام بـ 20 سـاعة من خدمة المجتمع
    Ehliyetini alınca sana yenisini alırız. Open Subtitles سأحضر لكِ سيارة جديدة عندما تستخرجين رخصة قيادتكِ
    Axl, birkaç hafta önce Ehliyetini aldı ve.../i ... o zamandan beri arabayı kullanabileceği her fırsatı kaçırmadı. Open Subtitles انظر منذ ذلك الحين آكسل حصل على رخصة قياده في الاسابيع القليلة الماضيه , هو قد كان ينتهز أي فرصة تجعله يقود كلفرصهيستطيعالحصولعليها
    Ehliyetini altı ay içerisinde geri alacaksın, çok uzun bir süre değil. Open Subtitles أنت سَتَستعيدُ رخصتكَ في 6 شهورِ،انها ليست بالمدة الطويلة جدا
    Tıbbi Ehliyetini, işe yaradığı kanıtlanmamış tehlikeli yan etkileri olan güçlü ilaçlar vererek tehlikeye attıracak kadar, büyük bir aşk. Open Subtitles يا لعمقِ هذا الحبّ الذي تخاطر لأجله برخصتك الطبية كي تمنحها عقاراً قوياً وغير موثوق مليئاً بالآثار الجانبيّةِ المخيفة
    Dün gece bira alırken Ehliyetini gördüm de. Open Subtitles رأيت الترخيص الخاص بك عندما كنت اشتري البيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more